"Harry bundan emin misin?" Pansy derin bir nefes alarak devam etti." Ona ne kadar değer verdiğini anlıyorum fakat çok tehlikeli Karanlık lordun baskında yardımına ihtiyacı olacak."
Genç kız gitmemesi için onu uyarmaya devam ederken Harry onu hiç takmadan çapulcu haritasından Sirius'un yerini saptamaya çalışıyordu. En sonunda tam konumunu bulduğunda dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve planın gözden geçirmeye başladı. Elbette Harry'nin kendisini dinlemediğini anlayan Pansy onu durdurmanın bir yolunu bulamayacağını anlamış oldu ve derin bir nefes alarak bir elini çocuğun omzuna koyarak keskin bir dille onunla geleceğini söylemişti.
Omzundaki elle gerçek dünyaya dönen Harry keskin bir dille kızı reddetti ama genç kız onu hiç takmadan hazırlanmaya başlamıştı bile...
Bir süre sonra
" Çocuklar büyük bir sorunumuz var." Kapıyı iterek içeri telaşla giren Draco içeride kimseyi bulamaması ile sinirle mırıldandanarak babasına haber vermek için koşmaya başladı. Karanlık lord, babasından Harry'i çağırmasını istemişti çünkü Grindelwald, karanlık lordla yaşadığı bir anlaşmazlık sonucu daha fazla beklememiş ve hogwarts'a dumbledore'un peşinden gitmişti. Karanlık lord bu yüzden daha önce hiç görmedikleri kadar sinirliydi ve babası dışında kimse şuana kadar lordun yanından geri dönmemişti ama bu haberi verirse babasının da dönemeyeceği kesindi. Babasının odasına vardığında tedirgince durdu ve derin bir nefes alarak kapıyı tıklattı. İçeri girmek için izin aldığında başı eğik bir biçimde adımladı.
Lucius oğlunun geldiğini görmesi ile rahatlayarak gülümsedi. Ancak oğlunun tedirgin bakışları ile karşılaştığında başından aşağıya soğuk su dökülmüş gibi yüzü şekilden şekile girmeye başladı.
"Harry bundan emin misin?" Pansy'nin sorusuna karşılık genç oğlan sadece başını sallamakla yetindi. Sirius'tan şamarcı söğüt ilgili bir kaç hikaye dinlemişti ve Sirius doğru söylüyorsa orada çapulcuların ini olmalıydı ve hogwarts gibi büyük bir yerde Sirius en iyi bildiği yer varken başka bir yerde saklanacağını hiç sanmıyordu. Harry saklandıkları yerde ayağa kalkıp şamarcı söğüt'e ilerleyeceği sırada yanındaki kızın dev bir canavarmış gibi ağaca baktığını fark etti ve gülmemek için dudaklarını ısırdı. "Pansy ben yalnız ilerlemek istiyorum sen beni burada bekleyerek nöbet tut tamam mı?"
Genç kız sanki bu soruyu bekliyormuş gibi kafasını hızla salladı ama bu durum kafasını dallardan birine vurmasına sebep oldu ve acıyla inledi. Arkadaşının bunu görüp görmediğine bakmak için için kafasını kaldırdı lakin Harry çoktan uzaklaşmıştı.
Yırtık bir cübbe kanla kaplı bir omuz ile en sonunda çapulcuların inini bulmuştu ve tünelden ilerlerken düşünebildiği tek şey ilk boş zamanında şifa büyüklerine çalışması gerektiğiydi. Tünelin sonuna vardığında bastığı yerden ses gelmesi ile hafifçe eğilerek dört parçaya ayrılmış aynayı eline aldı. Ayna üzerinde güçlü bir birleştirme büyüsü uyguladı lakin uyguladığı büyü ters teperek aynanın birleşik parçaların birbirinden ayrılmasına neden oldu. Aynanın büyülü olması Harry'nin ilgisini çekmiş olacak ki aynanın parçalarını düzgün bir şekilde sarmış ve çantasının içine yerleştirmişti. İçerisini gezdiğinde Sirius'tan tek bir iz bile bulamamıştı.
İç çekerek üzerinde tüylerin bulunduğu yatağa oturmuş ve etrafını incelemeye başlamıştı. Yatağın başında çerçevesi kırık resmi görünce yüzüne buruk bir gülümseme yerleşmişti. Sirius, babasının sırtına çıkmış remus'un suratına kar topu atmaya çalışıyordu. Remus'sa Kıl kuyruğu önüne siper etmiş sirius'un toplarından kaçmaya çalışıyordu. Resmi daha yakından incelemek için eline aldığında tüm oda bir anda dönmeye başlamıştı hızdan dolayı gözleri kapanan Harry dönme durduğunda yavaşça gözlerini açtı.
Sihir, sihir bakanlığındaydı gözleri şokla daha da açıldığında. Elindeki fotoğrafa dehşetle baktı, bu sıradan bir fotoğraf değildi bu bir anahtardı. Eliyle sertçe kafasına vurdu, Sirius'u neden bulamadığını anlamıştı. Sirius hogwarts'a gelmişti çünkü hogwarts'a gizlice girebilse bile sihir bakanlığına gizlice girebilmesi imkansıza yakındı. Koridordan sesler duyması ile pelerini almak için elini hemen çantasına attı, lakin koca bir boşlukla karşılaşınca, Pelerini Pansy'nin yanında bıraktığını hatırladı ve tedirginlikle dolabın arkasına geçerek gelen kişi her kimse onu bulmamasını umarak yerine sindi...
"Cornelius, beni niçin çağırdığını hâlâ anlatmayacak mısın? Fazla vaktim yok Fawkes'ın yeniden doğuşunu kaçırmak istemiyorum."
"Albus, ciddi olmanı istiyorum bu ciddi bir konu. Kim olduğunu bilirsin sen ve Grindelwald'ın beraber olduklarına dair bir haber aldık. Sihir bakanlığı tehlikede!"
"Çocuk daha hazır değil cornelius, henüz daha çok küçük."
"Daha iyi bir önerin var mı Albus her an herşey ola-"
Cornelius Fudge'nin konuşması odaya aniden giren Dolores ile lafı yarıda kesildi. "Bakanım, bakanlık saldırı altında. Saldıranların başlarında Grindelwald var.Tüm savaşı yönetiyor ölüm yiyenlerin arasında kaçak mahkum Sirius Black'te görüldü.
Cornelius endişeli bakışlarını Dumbledore'a attığında önlem almak için artık hiç zamanları kalmamıştı. Üçlü seherbazlara bilgilendirme yapmak ve savaşa yardım etmek için odadan hızla çıkarken dolabın arkasındaki Harry tuttuğu nefesini verdi. Düşünmeden edemedi sadece 24 saat ortadan kaybolmuştu ama onlar onsuz baskın yapıyordu, kendi kendine mırıldanırken bir an durdu ve baskını neden marvolo'nun yönetmediğini sorguladı lakin bu sorgulama Sirius'u bulma ve savaşa dahil olma arzusu ile unutuldu ve kendisini telaşla bekleyen kızı da unutarak çantasındaki maskesini takarak aynı zamanda yüzünü büyüyle değiştirerek odadan çıktı ve sihir Bakanlığı'nın kalbine doğru ilerledi.
Kaleyi içten fethetmek her zaman iyi bir çözümdür...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Aynen böyleyim sanırım sizde anssirmshdhjf (en iğrenç random)
Yıllar sonra bölüm attım yapabilirsem yakında bir bölüm daha gelecek (Fizikten bıktım ) çok merak ediyorum bölümün okuyucu sayısı artacak mı yoksa unutuldum mu Herneyse belki shipleyen vardır profilimde Hansy texting kitabı var final oldu.
