18

862 61 16
                                    

Uzun bir aradan sonra çocuk tekrar ev dediği yere gelmişti, Riddle malikanesini ne kadar severse sevsin hiçbir yer onu burada hissettiği gibi hissettiremezdi. Tüm yaz boyunca canı çıkmıştı, Marvolo ile sürekli zihinfend ve zihinbend çalışmışlardı ve yazın sonunda zor da olsa Marvolo'dan zihnini korumayı başarabilmişti. Marvolo onun çok hızlı bir biçimde öğrenmesine ve dünyadaki en iyi zihinfend ve zihinbend yapabilen kişiden yani kendisinden zihnini korumayı başarabilmişti. Bu olay onu biraz daha fazla düşünmeye itmişti, cocuksa sinsi olarak adlandırılabilecek bir sırıtışla Marvolo'ya bakıyordu. İnsanlar Harry James Potter'ı çok hafifa alıyordu... Hepsi ne kadar yanlış bir şey yaptığını yakın zamanda öğrenecekti.

Dumbledore'un yaptığı uzun ve sıkıcı konuşmadan sonra yemeğe başlandı.
Slytherin masasınındaki çoğu kişi geçen seneye göre saygıyla bakıyordu. Geri kalanıysa hâlâ korku ve saygı karışık bakıyordu, Draco'ya kimsenin duymayacağı bir biçimde yakın hattakilerin veliaht olan erkeklerine bu akşam gece yarısında ihtiyaç odasında toplanmalarını söyledi, tabi ondan önce de ihtiyaç odasının ne olduğunu ve nerede olduğunu anlatması gerekti. Aynı şeyleri Pansy'ye de söyledi. Marvolo, toplantıları  ihtiyaç odasında yapmalarının daha güvenli olacağı için İhtiyaç odası ile bildiklerini Harry'e anlatmıştı. İkisine de son bir bakış atarak Ares ile beraber uzun zamandır görmediği diğer bir dostunun yanına gittiler.

"Zeus Gözlerini kapat geliyorum"

Tamam anlamında bir ses aldığında yavaşça içeri girdi, gülümseyerek karşısındaki Basiliske baktı onu cidden özlemişti.

"Sss-sizden öncekii efendimmissi gördüm dün akşşşamm onu gördümm"

Kaşları çatıldı Marvolo hogwarts'a gelmemişti emindi, ikisinden başka Çatalağız yoktu...

"Senin benden önceki efendin kim?"

"Bbunu sssi-size ssöyliyemem"

"O neden?"

Harry gittikçe bu adamın kim olduğunu merak etmeye başlamıştı. Bu yıl sakin bir yıl olacaktı müttefik toplayacaktı sadece kesinlikle bir bela ile uğraşmak istemiyordu ki başında zaten koca bir bela vardı. Geçen yıl başına musallat olan o siyah kukulettalı adam sürekli rüyalarına giriyordu, tüm yaz rüya görmemek için bir sürü iksir denemişti ama hiçbiri işe yaramamış o adam ertesi gün tekrar rüyalarına girmişti.

Uzun bir süre. Basilisk ile konuşmuş o adam hakkında bilgi almaya çalışmıştı ama hiçbir şey öğrenememişti ve öğrenebilecek gibi de değildi bu yüzden Gece yarısına kadar dinlenmeye karar verdi.

Karanlığın DoğuşuWhere stories live. Discover now