<<53>>

2K 150 125
                                    

"Bu duman neden hep bana geliyor?"

Uzayın sitemi ile ona sinirli bir şekilde baktım.

"O hayran olduğun poponu kaldırıp bir işin ucundan tutmadığın ve kömüş gibi orada yatmaya devam ettiğin için."

Mangal yapmaya karar vermiştik haliyle herkes bir şeyler yapıyordu,Uzay hariç.

"Beni döveceksin öyle değil mi?"

"Doğruların farkında olman ne kadar da hoş."

Oflayarak ayağa kalktı,bir işin ucundan tutacak sanmıştım.O ise sadece dumanın gelmediği bir yere giderek kömüş gibi yatmaya devam etmişti.

"Bakma öyle sinirli sinirli."

Cerenin sesi ile ona döndüm,elinde etlerle bana doğru geliyordu.Çok beceriksiz olduğum için mangal sadece 10 dakikalığına bendeydi.Onur Nazlıya bakmaya gittiği için ben duruyordum başında.Umarım o gelene kadar yakmazdım,umarım.

"Ne yapayım ama gıcığıma gidiyor öyle yatması."

Yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Hala sinirli misin?"

Öbür yanağımı gösterdim parmağımla.

"Düşünmem lazım."

Tekrar dudakları yanağıma değdiğinde gülümsedim.

"Sürekli sinirli mi gezsem acaba?"

Kıkırdadı,izledim.

"Etler yanarsa sorarım ben size."

Onur gelip elimden maşayı aldığında Cerene sarıldım.

"iki dakika boş durmuyorsun iki."

Uzay gelmeseydi Onurun söylediği şeye gülecektim.

"Kıskandım bana da sarıl."

Cerenle beni ayırıp kollarını açtı,kafasına bir şaplak geçirip kollarının arasına girdim.

"Beni gıcık ediyorsun."

"Biliyorum."

Ondan ayrılıp etrafa göz gezdirdim.

Başak ve Sadem bahçedeki masayı hazırlıyorlardı,Nazlı mutfaktaydı haliyle.Uzay koşup Başak'ın yanağını öptüğünde gülümsedim.Sademin öldürücü bakışları kıkırdamama sebep olmuştu.

"Ne oldu?"

"Hiç."

"Sen bir gelsene."

Meraklı bakışlarıma bir şey yok der gibi kafa salladığında onu takip ettim,odaya çıkıp kapıyı kapattı ardından sırtımı kapıya yasladı.

"Onların içinde yapmayayım dedim."

Cevap bile veremedim...

Dakikalar su misali hızlı hızlı geçerken bayılmamak için ona tutunuyordum aynı zamanda.Uzayın bahçeden buraya kadar gelen sesi ile ayrıldık.

"Öpüşmeyi bırakın da gelin artık."

Bu çocuğu kezzaba sokmak istiyordum,özellikle dilini.

"Şey inelim bari biz."

Kafa salladı.

"İnelim inelim."

Bahçeye çıkar çıkmaz Uzay'ın alkışları ile karşılanmıştık,Cerenin elini bırakıp ona doğru yürüdüm.Saniyeler sonra havuzda ki bedenine hep beraber kahkaha atmıştık.

Belki Bir gün (gxg)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz