19. bölüm

929 36 2
                                    

( Nurbanu şehzade Ahmet'in sancağa çıkmasını engellemek için hemen önlemlerini almaya başlar. İlk iş olarak Sokullu ile görüşür.)

Nurbanu- Şehzade Ahmet baya büyüdü. Bugün göndersen sancağa gidecek durumda.

Sokullu- Doğru sultanım, lakin o kadar büyük değil hünkarımız Selim ve abileri Ahmet'ten kaç yaş sonra sancağa gitmişlerdi. Hele Mehmet 20 yaşını geçmişti. Acelesi yok şehzade Ahmet'in sancak için.

Nurbanu- Acele göndermek için değil zaten göndermemek için seninle buluştum.

Sokullu- Anlayamadım sultanım.

Nurbanu- Dinle o halde. Şehzade Ahmet sancağa giderse gücüne güç kadar aslanımın kaşısında güçlü bir rakip istemiyorum. Tabi kendi karşımda da Selimeye gibi güçlü bir sultan. Bu yüzden ne yapıp edecek onun sancağa gitmesine engel olacağız.

Sokullu- Zor, çok zor. Yıllardır süregelen bir geleneği yok etmek... bilemiyorum.

Nurbanu- Bu zamana kadar hangi işimiz kolay oldu Sokullu? Ben ilerde valide sultan olmak istiyorsam, sen de sadrazam olarak kalmak istiyorsan bu zorluğun da hakkından gelmeliyiz aksi takdirde sonuç ikimiz içinde hayırlı olmaz. Bir düşün hele, allah yazdıysa bozsun lakin Ahmet tahta geçse evladım Murat ve soyuna acımadan kıyar, Beni de allah bilir nereye sürer. Sanma ki seni de sağ kor. O kosa annesi Selimiye seni istemez oğlunun yakınında zira kim ister nice zaman düşmanına hizmet etmiş birini yanında. Anında kelleni alırlar. Neyse sen düşün bunları biraz, hayırlı günler.

(Nurbanu içinden)- Şüphe öyle bir şeydir ki insanın içine girmeye görsün, yer bitirir. Senin de içine öyle bir şüphe toğumu ektim ki paşa, bakalım ne yapacaksın.

( Nurbanu sultanın Sokullu Mehmet Paşa'nın içine ektiği şüphe toğumları çabuk büyüdü ve Sokullu derhal Selim Han hazretlerinin yanına gitti. İçeri girdiğinde ise hiç de farklı bir manzara ile karşılaşmadı. Selim her zaman ki gibi şarap deryasında boğuluyordu. )

Sokullu- Hünkarım.

Selim- Gel paşa, gel.

Sokullu- Bugün divan toplantısına katılmaya karar vermiştiniz. Görüyorum ki pek katılacak vaziyette değilsiniz.

Selim- Bana gerek mi var paşa sen gayet de iyi idare ediyorsun divanı. Bugün de sen topla kararı bana bildirirsin.

Sokullu- Emredersiniz.

( Sokullu tam eğilip çıkmak üzere iken bir anda geri döner.)

 - Hünkarım, bu arada az evvel şehzademiz Ahmet ile karşılaştım. Maşallah,  pek cevahir bir şehzade olmuş. Günden güne büyüyor ve daha bir kendini göstermeye çalışıyor.

Selim- Şehzadem yiğittir. Yakında sancağa gittiğinde daha da kendini kanıtlayacak inşallah. Rabbim bahtını açık etsin.

Sokullu- Amin hünkarım. Aslında ben de ne zamandır sizinle bu sancak mevzuunu konusmak istiyordum. Şehzademiz sancağa gidecek yaşa geliyor artık lakin sancağa çıkıp çıkmaması konusunda düşünceliyim.

Selim- Ne düşünürsün paşa, dakikalardır kıvranırsın karşımda de ne diyeceksen geveleyip durma.

(Sokullu içinden)- Diyeceğim demesine de nasıl diyeceğim işte onu düşünürüm. Ben lafımı dedikten sonra ya kellem gidecek ya da...)

Sarayda İki VenedikliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin