54. bölüm

392 20 5
                                    


Şehzade Osman'ın cenazesi defnedildikten sonra sıra Safiye sultanın akıbetine gelir. Nurbanu sultan ve gelini Naz-Perver'e göre akıbeti idam olmalıdır. İstedikleri gibi de olur. Şehzade Mehmet ve Ayşe sultanın tüm ısrarlarına, yalvarışlarına aldırmayan Sultan Murat Han idam kararı verir. Tam bu karar halka duyurulacağı sırada bir mucize meydana gelir. Ayşe sultanın zor geçen doğumunun ardından artık gebe kalması mümkün değil denen Safiye sultanın gebe olduğu anlaşılır. Bu mucize bebek sayesinde Safiye sultan idamdan kurtulur. Onun yerine eski saraya sürgün edilir.

Safiye sultanın saraydan ayrılışını buruk bir şekilde izleyen Nurbanu sultanı gören şehzade Mehmet yanına gider ve "neyiniz var yüzünüzden düşen bin parça? Validemin sürgün edilmesine üzülüyor olamazsınız herhalde." Diye sorar.

Nurbanu- Elbette üzüldük. Her ne olursa olsun o bir haseki sultandı böyle bir son yaşasın istemezdik. ( İçinden "ben üzülmeyim de kim üzülsün? Validen yine dört ayak üstüne düştü. Dokuz canlı mübarek idama an kala olmayacak olan şeyleri oldurdu hayatta kalmayı başardı." )

Mehmet- Aklınızdan geçenleri biliyorum valide sultanım. Lakin bence validem için üzülmek yerine bu günleriniz tadını çıkarın.

Nurbanu- Ne demek bu şimdi?

Mehmet- Demem o ki valide sultan hazretleri ben bu günü ömrüm boyunca unutmayacağım. Siz de zinhar unutmayın. Valideme iftira atıp iki canlı haliyle göz yaşı sarayına gönderdiğiniz bu günün bedelini bir gün ödeyeceksiniz. Rabbim şahidim olsun ki bu yanınıza kalmayacak. İlerde nasip olur da tahta çıkarsam o gün siz de hala yaşıyor olursanız...

Nurbanu- Ee susma konuş. hala yaşıyor olursam ne yapacaksın?

Mehmet- O vakit görürsünüz" der ve odasına döner.

Canfeda- Anası kılıklı ne cüretle sizinle bu şekilde konuşur. Alelen tehdit bu. Tahta çıkınca göreceksinizmiş acaba kendi o tahtı görecek mi?

Nurbanu- Cesaretine hayran kaldım doğrusu. sarayda validem de yok artık yalnız kaldım demiyor da bize göz dağı veriyor. Böylesine yiğit bir şehzade az bulunur çok yazık validesinin hataları yüzünden ölmek zorunda.

Canfeda- Siz değil miydiniz hanedanda şehzade mi tükendi diyen? Şehzade Mehmet ne ki nice yiğitler geldi bu yüce devletin başına. Gelecek de. Mehmet olacağına Ahmet oluversin ne olacak.

Nurbanu içinden "malesef ki Sultan Süleyman Han'dan sonra iyi bir padişah göremedi devlet. Bu gidişatta da zor görecek."

***

Safiye, eski saraya vardığında tüyleri ürperir. Nice kıyımlar gören bu sarayda olmak Safiye'yi korkutur. Nice şehzade can vermiş, nice sultanın göz yaşı derya misali akmıştır bu sarayda. Şimdi sıra Safiye'ye gelmişti. Belki de Safiye'de o sultanlardan biri olacaktı. Bu sarayda evladının tahta çıktığını göremeden çürüyüp gidecekti. O günün düşüncesi bile Safiye sultanı çıldırtmaya yetti ve sarayın duvarlarına haykırarak "asla boyun eğmeyeceğim, Benim göz yaşım akmayacak bu duvarlara, Evladımın tabutu değil kılıç kuşanmış sureti gelecek buraya. Elbet bir gün çıkacağım buradan, elbet bu sürün bitecek. O gün mutlaka gelecek ve ben nice can almaya, lanetle anılmaya razı olacağım lakin Mehmet'imi tahta çıkarıp Osmanoğlu'na sultan yapacağım."

Safiye hep buradan çıkacağı günün hayalini kurdu. Çıkınca yapacaklarını tek tek düşündü. Bekledi bekledi lakin aylar geçmesine rağmen o gün gelmedi. Onu bu acı dolu bekleyişinde ayakta tutan tek bir şey vardı. O da onu idamdan alan karnındaki minik şehzadesi. Artık sadece Mehmet ve Ayşe için değil onun için de dayanmak zorundaydı.

Bir de yeni tanıştığı harem ağası Bülbül Ağa vardı ona cesaret veren. ( İlerde nice kirli işlere birlikte imza atacakları Bülbül Ağa ) Safiye eski sarayda acı çekerken hünkarın göz bebeği hasekisi Naz-Perver ve şehzade anneleri Şahuban sultan, Mihriban hatun ve Şems-i Ruhsar sultan arasında iktidar mücadelesi başlamıştı.

Şahuban ve Şems-i Ruhsar sultanların tek amacı kendi şehzadelerini tahta çıkarmaktı. Naz-Perver'in amacı hünkarın gözünden düşmemek ve hanedana yeniden şehzade verip tahta ortak olmaktı. Mihriban hatun ise hünkarın yatağına girip gözde olmanın çabalarındaydı. İşte bu dönemde Topkapı sarayı bu dört kadının mücadelesine sahne oluyordu. Nurbanu valide sultan ise Safiye sultana gösterdiği şiddetin hiçbirini bu hatunlara göstermiyor, onların bu hallerini uzaktan izlemekle yetiniyordu. Zira valide sultanın daha mühim meseleleri vardı.

Sarayda İki VenedikliDonde viven las historias. Descúbrelo ahora