39.Bölüm

723 31 18
                                    

Merhaba sevgili okuycularım. Bölümlerde uzun bir gecikme yaşanmış olsa da şimdi geçiktirmeden bölümleri yayınlamaya çalışıyorum. Yaşanan gecikmeden ötürü özür dilerim. Umarım bölümleri beğenir severek okumaya devam edersiniz. Yorum ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen. Çünkü yorum ve okuma az olunca insanın yazma isteği de az oluyor. İlginiz için şimdiden teşekkür ederim. İyi okumalar. 

Safiye sultan validesi Nurbanu emellerine ulaşmadan bir çare bulması gerektiğinin farkındadır. Öyle bir çare ki kendisi de evlatları da hiç zarar görmeden ilerleyebilsin. Ne yapabilirim başımdaki beladan nasıl kurtulabilirim diye düşünürken aklına birden Manisa'da iken kendisine oldukça yardımcı olan Kiraze hatun gelir ve cariyesi Nihal'den derhal Kiraze hatunu mermer köşke getirmesini ister.

***

Geçen bir kaç saatin ardından Safiye sultan ve Kiraze hatun mermer köşkte buluşurlar.

Kiraze- Beni emretmişsiniz sultanım.

Safiye- Evet, başımda büyük bir dert var Kiraze hatun.

Kiraze- Bu derdin adı Nurbanu olabilir mi sultanım?

Safiye- Aferin Kiraze tam isabet. Nurbanu sultan, şehzademi ve beni sancağa gönderecek. Bu durumdan kurtulmak için bir çare lazım bana.

Kiraze- Bunda ne kötülük olabilir ki sultanım? Bir şehzade için sancak çok mühimdir. Tahta giden yoldaki en büyük deneyimdir sancak beyi olmak, Bir bölgeyi tek başına yönetmek.

Safiye- Sence ben bunları bilmiyorum muyum Kiraze?

Kiraze- Estafirullah sultanım.

Safiye- Nurbanu sultanın amacı şehzademi tahta hazırlamak değil. Sancakta benim ve evladımın işini bitirmek. Hem şehzadem daha sancak yaşında değil. Erken Kiraze çok erken. Şehzadem şimdi sancağa çıkarsa başına neler geleceği herkesçe malum. Her yerin tüm ipleri Nurbanu sultanın elindeyken olmaz.

Kiraze- Nurbanu sultan, Hürrem sultanımızın bile hakkından gelemediği güçlü kadın. Onunla savaşmak çok zor olacak sultanım.

Safiye- Zor lakin imkansız değil.

Kiraze- Bir yolu var sultanım. Lakin tehlikeli bir yol.

Safiye- Neymiş o yol?

Kiraze- Bir ilaç var miktarını iyi ayarlamazsan anında yataklara düşürür. Etkisi geçince de kişi eski sağlıklı haline geri döner.

Safiye- Ee yani?

Kiraze- Eğer şehzademize bu ilaçtan içirirseniz o anda hastalanacaktır. Hekimler derdine derman bulamayacakardır. Zira derdinin ne olduğunu anlamayacaklar. Lakin korkmayaın bir zararı olmaz şehzadeye etkisi geçtiğinde eskisi gibi olur şehzademiz. Hemen ayağa kalkar sizin anlayacağınınz.

Safiye- Ya kalkmazsa?

Kiraze- Kalkar sultanım. Siz bana güvenin.

Safiye-O halde ilk sen içeceksin. Sen kalkarsan şehzadem de içer. Ne dersin Kiraze hatun?

Kiraze- Kabul.

Safiye- Ala, hemen ilacı hazırlamaya başla vaktimiz çok az.

Kiraze- Hazırlatayım hazırlatmasına sultanım da bu şekilde Nurbanu sultan ile savaşamazsınız. Siz daha bu tür ilaçların adını duyduğunuzda irkiliyorsunuz. Oysa gerçek savaş kan dökülmeden kazanılmaz bu haremde.

Safiye o halde bizde dökeriz der ve mermer köşkten ayrılır.

***

Safiye odasına gelince ilk iş durumu şehzadesine anlatır. Şehzade Mehmet annesine o kadar inanıyordur ki hiç düşünmeden söylediklerini yapmayı kabul eder. Safiye de biricik oğluna sarılır ve içinden "Ey Osmanoğlu Murat, sen koynundaki hatunları yönet, validen çok meraklı olduğu haremi yönetsin, ben de bundan gayrı devleti yöneteceğim. Bir değil bin şehzade de çıkarsanız önüme hepsiyle mücadele edecek kendi oğlumu tahta geçireceğim. Ant olsun ki o günleri göreceğim. Nurbanu sultanın, beni bu acıların içine atan hünkarın, Mihrimah sultanın, o çok kıymetli vezirlerinizin, ağalarınızın, kalfalarınızın, karşıma çıkardığınız sultanların, gözdelerin, cariyelerin ve dahi şehzadelerin helak oluşlarını göreceğim."

Sarayda İki VenedikliWhere stories live. Discover now