24. bölüm

948 37 28
                                    

( Safiye'nin aklında gece boyu hep aynı kelimeler yankılanır. "Bir kez hata yapan hep yapar." Ne yapacaktır? Kiraze hatunun söylediği gibi cariyesini affetmeyecek mi yoksa ona bir kez daha şans mı verecektir? "Şans versem ne kaybederim ki" diye düşünür ve Melek hatuna bir şans daha vermek ister. Lakin bir anda aklına yeni düşünceler hücum eder. Geçmişte Didar kalfaya şans vermesine rahmen onun yine aynı hataları yaptığını hatırlar. "Ne yapmalıyım? Nasıl yapmalıyım?" derken en sonunda bir karara varır.)

(Safiye sessizce)- Melek, Melek uyan.

Melek- Sultanım.

Safiye- Gel benimle.

Melek- Nereye sultanım?

Safiye- Görürsün gel sen. Yavaş ol çocuklar uyanmasın.

( Yavaşça odadan çıkar ve yürüye yürürye  çamaşırhanenin  önünde dururlar.)

Safiye- Geç.

(Melek odaya geçince)- Neden buraya geldik?

Safiye- Çok düşündüm Melek. inan bana her şeyi düşündüm lakin olmadı. Sana bir daha asla güvenemem. Tüm kalbimle seni affetmek ve sana bir kez daha inanmak istiyorum ama yapamıyorum. Seni affedemiyorum.

Melek- O halde kararınız nedir?

Safiye- Burada kendi canına kıyacaksın.

Melek- Anlamadım sultanım.

Safiye- Kendi işini kendin halledeceksin melek. Benim elimi kana bulama ne yapılması gerekiyorsa sen kendin yap. Hatırlıyor musun yıllar evvel bana "sizin yolunuza canım feda sultanım" demiştin. İşte şimdi bu sözü yerine getirme zamanı.

Melek-İntihar etmemi mi istiyorsunuz benden?

Safiye- Hayır, yaptığın hatanın bedelini ödemeni istiyorum.zira senin yaptığın hatanın bedeli kanla ödenir.

Melek- Nurbanu sultan ne olacak? Şüphelenmeyecek mi benden haber alamayınca?

Safiye- Sen onu merak etme senin ağzından mektuplar yazılıp gönderilecek böylece hiç bir zaman şüphelenmeyecek sevgili sultanın.

 ( Safiye gözleri dolarak)- Elveda Melek.

( O gece bir kişinin daha cansız bedenini görür saray. Bir kez daha kanlanır duvarlar. Melek hatun o gece kaçsa yakalanacağını ve her ne şekilde olursa olsun bu saraydan artık sağ çıkamayacağını gayet iyi biliyordu. Zaten neden kaçsındı ki sonunu bilerek girmemiş miydi bu yola. Bilerek ihanet etmemiş miydi sultanına. O gece sessiz sedasız hayatına son verdi Melek hatun ve ağzından çıkan son sözleri " affet beni Sophia" oldu. Sabah olduğunda Melek hatunun cansız bedeni bulundu ve saray dışına çıkarıldı.  Safiye o gün odasından ne dışarıya çıktı ne de içeriye kimseyi aldı. Bir kişi hariç...)

Kiraze- Sultanım kendinize gelin bu şekilde davranmaya devam ederseniz hatunun ölümüyle sizin bir alakanız olduğunu düşünecekler.

Safiye- Alakam yok mu?

Kiraze- Hayır sultanım, yok. Siz ne yaptınız ki hatun nedeni bilinmeyen sebeplerden ötürü daha fazla dayanamadı ve canına kıydı. Herkesin bildiği bu ve bu daima böyle kalacak.

Safiye- Kimse bilmese ne olur ki ben biliyorum ya yetmez mi?

Kiraze- Sultanım sizin suçunuz yok. Siz ona sadece yapması gerekenleri söylediniz. Onu öldüren siz değilsiniz. Lütfen artık toparlanın. Bu hatunun sizin için ne kadar mühim olduğunu biliyorum lakin o artık yok. Ayrıca sizin iki evladınız var ilgilenmeniz gereken böyle kendinizi kaybedemezsiniz. Nurbanu sultan da en sevdiğim özellik neydi biliyor musunuz? Her ne olursa olsun o olay olduğu anda unutur ve geçmişe asla bakmazdı. Siz de öyle yapmalısınız.

Safiye- Bana Nurbanu deme. Başıma ne geldiyse onun yüzünden. Onu örnek almaktansa ölürüm daha iyi bir daha sakın bana Nurbanu şöyle yapardı, böyle uygulardı demeye kalkma. Onu asla affetmeyeceğim ve gün gelecek onu kendi döktüğü kanda boğacağım.

Kiraze- Yani Hürrem sultan gibi sende Nurbanu'ya karşı savaş başlatacaksın öyle mi?

Safiye- Hayır, ne Hürrem ne de Nurbanu, ikisinin yolundan da gitmeyeceğim. Ben kendi yolumdan yürüyecek ve Safiye adını Osmanlı'nın tarihine kazıyacağım.

Sarayda İki VenedikliWhere stories live. Discover now