You're not sorry

594 20 17
                                    

İnanmıyorum!!

Olduğum yerde dondum kaldım, iyi de bu kız nerde ki şimdi. Ah hayır sakın düşündüğüm şey olmasın. Lütfen. Üzerimi giyinip hemen Marcel ve Robin'e haber verim ve ardından Reus'un yanına gittim. Eve geldiğimde bir sürü polis kapının önündeydi tabi kameramanlar da... Sordukları sorulara cevap vermeden hemen içeri girdim.

İçeri girdiğimde Reus polislerle konuşuyordu onu kenara çektim ve

"Naptın sen ortalığı alevlendirmenin anlamı yoktu.''

''Saçmalama Özge, 9 saattir haber almadığımız Merve için polisleri arıyorum ve ortalığı alevlendirmenin anlamı yoktu mu diyorsun. Tanrı aşkına şu an seninle tartışamam. Benim Merve'yi bulmam lazım sende elinden geleni yaparsan iyi olur.''

Reus'un söyledikleriyle kendime gelmiştim.

''Haklısın hemen, hemen birşeyler yapmamız lazım.''

''İşte bende bunun için çabalıyorum.''dedi yanımdan uzaklaştı. Kahretsin. O sıra ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Aradan bi kaç dakika geçmeden Marcel ve Robin geldi.

''Neler oluyor böyle ya dışarısı medya ve polis arabalarıyla dolu.''dedi Robin.

''Ahhhh!! Nasıl polissiniz siz anlamıyorum ki.. Saat kaç oldu haberiniz var mı sizin. Hala bi sonuç yok ortada. Sonucu bırakın bi ipucu bile bulamadınız.''diye bağırdı Reus polislere.

''Sakin olsana ya manyak mısın sen içerinin nasıl bi yer olduğunu merak ettin sanırım.''dedi Marcel.

''Merak etme kolay kolay içeri girmem ben.''

''Hey hey hepiniz bi sakin olun. Özge ne biliyosan polislere anlatır mısın.''dedi Robin konuyu dağıtarak bende olan biteni anlatmaya başladım.

''Sabah daha doğrusu öğlen çıkmış. Snırım saat 1 gibi işte her neyse buzdolabına not bırakmıştı Reus'la buluşacağına dair, ondan sonra da haber yok.''dedim ve gözlerim dolmuştu.

2 saat sonra

Saat tam 00:00 ve hala bi haber yok. Polisler gitmişti. Evde bizden başka kimse yoktu. Sessizlik hakimdi. Herkes kendi içine kapanmıştı.

-Reus'un anlatımı-

Tanrım nolur ona bişey olmasın, yine benim yüzümden oldu herşey. Benim için çıkmıştı evden, yine ben, yine ben. Artık kendimden nefret bile etmiyorum. Odadaki sessizlikte bi an gözüm Özge'nin oturduğu yere kaydı.

Tam orada.

Tam orada göğsüme yaslanıp uyumuştu. O değilde bi an onu ilk gördüğüm zaman aklıma gelmişti.

GEÇMİŞ

''Önüne bakmak nedir bilmez misin sen!!Arabamı ne hale getirdin.''diye kıza bağırmaya başlamıştım.

''Ya ben buna nasıl derdimi anlatacam ya.''

''Anlamalıydım zaten senin Türk olduğunu baksana trafik kurallarına uymayan birisin. Tanrı aşkına hemen bişey bul benim antrenmana yetişmem lazım tamam seninle uğraşamam.''

NOTHİNG LİKE USWhere stories live. Discover now