32: Competitive

Začít od začátku
                                    

Omega "Hayır." diye mırıldandı. "Bizi sevmeyecekler. Kötü şeyler yaşamalarına engel olamayacağız. Çok zalim varlıklarla karşılaşacaklar, onları koruyamayacağız."

"Bebeğim, bana bak." diye tekrarladı Harry; bu sefer işi şansa bırakmayıp omeganın çenesini tutmuş ve kendisine çevirmişti. "Biliyorum, çocuklar şimdilik planımızda yoktu ve aniden gelişti. Hazır olmama ihtimalimizden korkuyorsun. Ama üstesinden geliriz, Lou. Bebeklere bakabilecek olgunluğa sahibiz, maddi ve manevi olanaklara sahibiz, psikolojik durumumuz da uygun. Harika babalar olacağız, çok güzel iki çocuk yetiştireceğiz. Korkma, tamam mı?"

"Ya başaramazsak? Hata yaparsak?"

"Elbette yapacağız. Sonra onlardan ders alacağız ve çocuklarımıza aynı hatayı yapmamayı öğreteceğiz. Onları birer baloncukta yetiştirmeyi, her şeyden ve herkesten korumayı ben de çok isterim ama dünya böyle bir yer değil maalesef. Biz elimizden gelenin en iyisini yapacak, onlara mutlu bir aile vereceğiz. Arkalarında ve yanlarında olacağız, düştüklerinde kaldıracağız. Bizim görevimiz bu."

Louis onun söylediklerini kabullenerek başını salladı. "Üstesinden geliriz," diye tekrarladı ve derin bir nefes alıp verdi. "Gerçekten korkuyorum ama bu bebekleri de çok istiyorum, biliyor musun? Onları kucağımıza almak için sabırsızlanıyorum."

"Ben de... Çok güzel bir aile olacağız."

"Şüphem yok."

Harry Louis'ye dikkatle baktı, biraz da olsa endişelerinin kaybolduğundan emin olunca öne yaklaşıp onun dudaklarını öptü ve tekrar önüne döndü. Dörtlüleri kapattı, motoru çalıştırıp yeniden yola koyuldu. Ara sıra kendisi de baba olacağı gerçeğiyle yüzleşip dehşete kapılıyordu ama kendisini sakinleştirmeyi başarabiliyordu.

Louis de karşılık olarak alfasının yanağını öptükten sonra gözlerini önündeki yola çevirdi. Trafiği yoğunlaşmaya başlayan tanıdık Londra yollarına girdiklerinde neredeyse tatile hiç gitmemişler gibi hissetti. Her ne kadar balayında gezdiği şehirlere aşık olduysa da Londra'ya bağımlıydı, bir gün buradan ayrılıp başka bir yerde yaşayabileceğine inanmıyordu.

Eh, bir karavan turuna daha hayır demezdi yine de!

Kısa bir süre trafikte sıkışıp kaldılar, sonunda Harry ara yollara girip kalabalıktan kaçarak yolculuk süresini neredeyse yarı yarıya azalttı ve sürü yerleşkesine ulaşmayı başardı. Tomlinsonların evinin tam önüne karavanı park etti.

Bavulları ve hediyeleri daha sonra almak üzere karavanda bırakarak dışarıya çıktılar. Louis hemen alfasının kolunun altına girdi, tek koluyla ona sarılarak eve doğru yürüdü. Ailesini özlemişti, onları tekrar göreceği için mutluydu. Üstelik güzel haberleri de vardı!

Kapıyı çaldıkları zaman onları karşılayan kişi Johannah oldu. Geri döneceklerini bilmediği için çok şaşırmış, "Hoş geldiniz!" diye bağırıp ikisine de sarılmıştı. Onun sesini duyan Mark da mutfaktan çıktı ve kapıya geldi. Tıpkı eşi gibi büyük bir şaşkınlıkla "Louis! Harry!" dedi neşeyle. "Hiç beklemiyorduk... Hoş geldiniz."

Louis "Sürpriz yaptık." diyerek babasına sarıldı. Mark önce iki kolunu oğluna sararak keyifle onun saçlarının arasını öptü, sonra aldığı kokuyla daha da şaşırmış bir halde geriye çekilip omeganın yüzüne baktı. "Louis, doğru mu anlıyorum?"

"Evet."

"Ciddi misin?"

"Çok ciddiyim."

"Aman tanrım, tebrik ederim!"

Baba oğul tekrar sarılırken Johannah neler döndüğünü anlamayarak onlara bakıyordu. Harry genişçe gülümsedi, kolunu Johannah'nın omzuna atarken "Bebek bekliyoruz." diye açıkladı ve kadının mutluluktan ağlamaya başlamasına sebep oldu.

INTERNKde žijí příběhy. Začni objevovat