15: After the Weekend

6.4K 650 2.3K
                                    

İşte yine buradaydı. Rüya gibi geçen iki günden sonra tekrar her şey normale dönmüştü ve Louis yine hastane kapısındaydı. Mesai başlamadan hastane bahçesinden içeri girmeyi başarmıştı ama açıkçası yukarıya çıkmaktan korkuyordu. Harry ile yüz yüze geldiğinde neler olacağını hiç bilmiyordu.

O içeriye girmeden önce, dışarıdaki banklardan birinde oturmuş kahve içiyor olan Liam onu gördü ve "Louis!" diye seslendi. "Louis, gel buraya!"

"Geldim, bağırmasana!" dedi Louis onun yanına doğru yürürken. Liam onu kolundan tutup yanına çekti ve banka oturttu. "Neler oldu? Hafta sonunuz nasıl geçti? Anlatsana, bakma suratıma boş boş!"

"Sakin ol ya!"

"Olamam, konuş! Sürekli mesaj attım sana hiçbirine cevap vermedin."

"Tamam, cumartesi günü buluştuk işte. Nereye gitmek istediğimi sordu, ben de evine gidelim dedim."

Louis zaten cuma günü akşam telefonda konuşurken bile Liam'a bir şekilde akşam onun evinde kalacağını söylemişti, bu yüzden Liam bu duruma çok da şaşırmadı. "Hemen kabul mu etti?"

"Önce biraz mızmızlandı, benim evim garip falan dedi ama sonunda gittik. Karavanda yaşıyormuş!"

"Ne?"

"Cidden! Neyse, karavanı gezdirdi bana, biraz sohbet ettik. Uzandık... Akşam yemeğini bahçede yedik ve sürekli konuştuk. Hakkında binlerce şey öğrendim. Cumartesi günümüz böyle geçti, akşam da beraber uyuduk çünkü bilirsin, karavanda başka yer yoktu."

"Olsa bile sen ne yapar ne eder birlikte yatmanın bir yolunu bulurdun." dedi Liam sırıtarak. "Ertesi gün?"

"Kahvaltı hazırladım, birlikte yedik. Karavanla Thames Nehri'ndeki feribotlardan birine binip gezdik, tekrar ev bahçesine dönünce de yemek hazırladık. Uzanıp şarkı dinledik ve-" utanmaya başladığı için cümleyi tamamlamadı. "Öyle işte, çok güzeldi!"

"Çok ilginç bir adam, değil mi?"

"Öyle. Bu durum aşırı hoşuma gidiyor.. Yani mesela şimdi birinden hoşlansam, onunla flört edecek olsam neler yaşayacağımızı biliyorum: restoranda ilk randevu, sonra kafede buluşmalar, ara sıra bar falan işte. Ama Harry çok farklı. Onunlayken her şey yeni, her şey sürprizlerle dolu gibi geliyor."

"Ve işte, çocuklar, bu Louis amcanızın nasıl aşık olduğunun hikayesi..." dedi Liam boşlukla konuşur gibi. "Onlara aynen böyle anlatacağım."

Louis gülerek başını iki yana salladı. "Sen de ufaktan ufaktan deliriyorsun ama, dur bakalım." dedi. "Neyse, sana anlatacağım diğer bir olay de ben eve döndükten sonra olanlar..."

"Ne oldu?"

"Babam üzerimde bir alfa kokusu aldığını söyledi."

"Ups..."

"Bence de ups... Eve girdim, herkese iyi akşamlar falan dedim ve babam yanıma yaklaşıp beni koklamaya başladı. Sonra da alfa kokusu aldığını söyledi, çok tuhaftı. Korkudan ölüyordum."

Louis o an beyninin donduğunu hissetmişti. Birlikte, dip dibe geçirdikleri iki günden sonra elbette üstüne onun kokusu üstüne sinecekti. Bunu önceden düşünüp önlem almayı akıl edemediğine inanamıyordu.

"Ee, ne dedin peki?"

"Sizin evdeyken pijamalarıma meyve suyu döküldüğünü, senin kıyafetlerinin bana büyük geldiğini ve bu yüzden haftasonu boyunca senin alfa olan kardeşinin pijamalarını giydiğimi söyledim."

"Benim kardeşim mi varmış?"

"Artık var."

Liam güldü, "İnandılar mı bari?" diye sordu.

INTERNWhere stories live. Discover now