22: Devil In Disguise

5.5K 555 1.6K
                                    

Louis'nin mükemmel hafta sonu tatili mühürlenmek istiyorum demesiyle tamamen seyir değiştirmişti. Harry ilk önce donup kalmıştı. Omeganın bunu anın büyüsüyle söylediğine inanarak "Bunu sonra konuşalım," demişti ama hayır, Louis ısrarla mühürlenmek isteyince konu ertelenmemiş ve ufak çaplı bir tartışmaya dönüşmüştü.

Sonrasında, gece boyunca aynı yatakta uyumuş olsalar da ne sarılmış, ne birbirlerine temas etmişlerdi. Ertesi sabah da sessizlik içinde geçen kahvaltı biter bitmez Louis Harry'nin yanındayken babasını arayıp "Yola çıkıyoruz, bir buçuk saat sonra evde olurum." diyerek alfayı Londra'ya geri dönmeye zorlamıştı.

Pazartesi sabahı işe gelirken de bu yüzden çok isteksizdi. Buna rağmen hastaneye yarım saat erken geldi. Geç kaldın azarıyla uğraşmak istemiyordu. Bir an önce odaya girip staj kıyafetlerini giydi, kendine bir kahve yapıp sandaleyeye oturarak ders kitabını açtı.

Louis oturduktan birkaç dakika kadar sonra odanın kapısı açıldı. Harry önce omegayla göz göze geldi, sonra hiçbir şey demeden içeriye girdi ve paravanın arkasına geçti. 

"Sana da günaydın, alfa. İyiyim teşekkürler."

"Günaydın." dedi Harry paravanın arkasından, soğuk bir sesle. Louis içinden alfa tribi de hiç çekilmiyor, diye düşündü.

"Devam ediyorsun yani buna? Seninle mühürlenmek istediğim için bana tavır yapacaksın."

"Bir şeye devam ettiğim yok."

"Çocuk gibisin."

"Öyle miyim?" Harry umursamazca bunu sorup paravanın arkasından çıktı, saçlarını tepede topuz yapıp masasının başına yerleşti. "Beni istemediğim bir şeye zorlarken sen de çocuk gibiydin."

"Taciz etmişim gibi konuşma." dedi Louis kaşlarını çatarak. Altı üstü mühürlenmek istemişti!

Harry ona cevap vermedi. Bilgisayarı açtı, internetten bir müzik sayfasına girip kısık sesle şarkı açtı.

Bir melek gibi görünüyorsun,
Bir melek gibi yürüyorsun,
Bir melek gibi konuşuyorsun.
Ama akıllandım,
Sen kılık değiştirmiş şeytansın.

Louis ona yılgın bir ifadeyle baktı. "Abart, abart. Az oldu bu."

"Beni öpücüklerinle kandırdın, hile yaptın ve bunu sen düzenledin. Tanrı biliyor, bana nasıl yalan söylediğini, sen göründüğün gibi değilsin."

Harry bu sefer sesli olarak da şarkıya katılınca omega ofladı, elindekileri masaya bırakıp ayağa kalktı. "Size iyi eğlenceler Doktor Styles, izninizle hava almaya çıkıyorum."

"Mesai başladığında burada ol, yoksa seni yok yazarım."

"Emredersiniz, efendim." 

Louis bıkkın bir şekilde odadan çıktı, kendi kendine söylenerek koridorda yürüdü. Yirmi yedi yaşındaki adam resmen on yaşında ergenler gibi davranıyor, trip atıp şarkılarla gönderme yapıyordu. 

Aynı katta, koridorun diğer tarafında jinekoloji servisi vardı. Birkaç kez Liam'ı ziyarete oraya gitmişti, yine o tarafa doğru yürüdü ve arkadaşının işe erken gelmiş olmasını umdu. Ve daha servise giremeden asansörün kapılarının açıldığını, Liam'ın asansörden indiğini gördü. "Hey! Tam sana bakmaya gidiyordum."

"Günaydın!" dedi Liam çantasını sırtına atıp ona sarılırken. "Ben de üstümü değiştirip yanına gelecektim. Dün hiçbir şey anlatmadın, neden erken döndünüz?"

"Off, neler neler oldu... İşin var mı? Bir yerde konuşalım böyle ortalıkta durmayalım."

"Gel, Doktor Horan'ın odasına gidelim. O daha gelmez."

INTERNWhere stories live. Discover now