17.Bölüm.

4.7K 197 8
                                    

Kapıya koştum ve kapıyı açtım. Karşımda duran Jay'e anlamsız bakışlar salladım. İkimiz de susmuş birbirimize bakıyorduk.

"Neden buradasın?" Onu içeri alamazdım. İçeride Miraç'ı görebilirdi. Benim için problem yoktu fakat Miraç istemiyordu.

"Bu civarda arkadaşım oturuyor. Elektriklerin sabaha kadar gelmeyeceğini söylemişti bende sana bakmaya geldim. Annenin son günlerde eve gelmediğini biliyorum." Hala kapıda bekliyorken kafamda deli sorular oluşmaya başladı. Annemin gelmediğini nereden biliyordu? Neden bana bakmaya gelmişti? Benim için endişeleniyor muydu?

"Ben iyiyim teşekkür ederim hem arkadaşım da benimle o yüzden korkmuyorum." dediğimde pat diye içeriye daldı. "Ne yapıyorsun sen?"

Jay bizimkilerin yanına gittiğinde onu görememişlerdi ama sesini duymuşlardı.

"Kim geldi? " Soruyu soran Cengiz di. Jay onları tanımak için telefonun ışığını yaktı ve kendisine merakla bakan üç göz ile karşı karşıya geldi. Miraç ve Lizzie'yi sarmaş dolaş gören Jay şaşırmıştı. Lizzie de şaşırmış olmalı ki kocaman gözlerle bir Jay'e birde bana bakıyordu.

"Oooo. Türk yakışıklısı, ünlü iş adamının oğlu Cengiz bey." Cengiz ve Jay tanışıyor olmalılardı. Ben ise onları izlemeye dalmışken

"Ah, Popüler şarkıcı ve okul müdüresinin oğlu Bay.Staff" Jay ona Türk usulü bey demişti, Cengiz ise burdaki alışkanlıklara göre hitap etmişti. Sanırım ikisi de popüler olduğu için birbirlerini çekemiyorlardı. Cengiz bir de Türk olunca işler hep değişiyordu tabi ki. Aralarında bir sorun vardı fakat neydi?

"Tamam Jay ben iyiyim gidebilirsin." dediğimde "Bu karanlıkta nasıl gideyim Uzaylı saçmalama istersen." Ne demek saçmalama ya burada mı kalacaktı?

Lizzie'yi kollarının arasına almış Miraç'a bir bakış fırlattı.

"O kim?" İşte şimdi hapı yuttuk.

" Şeyy O.. -" lafımı bitirmeme izin vermeden Miraç atladı "Kardeşiyim." Miraç'ın itirafından sonra gözlerim kocaman açılmıştı ama karanlıkta kimse görmüyordu.

5'imiz mumun etrafında oturmuş telefonlarımızla uğraşıyorduk.

"Kahretsin sırası mı şimdi? " Sesin sahibi Jay di. Telefonunun şarjı bitmişti. Jay hariç hepimiz tekrar telefonumuza gömülmüştük. Jay sürekli ofluyor pufluyor dikkatimizi çekmeye çalışıyordu. Kendisi ilk defa bu kadar sıkılmış gibiydi.

"Şimdi karanlık, tehlike falan demeyeceğim gideceğim ama." Jay sonunda atarlanmıştı. "Telefonlardan kafanızı kaldırın yahu."

Az önceye kadar Jay bizden daha çok ilgileniyordu telefonuyla. "Hem hepimizin şarjı biterse ve başımıza bir şey gelirse nasıl insanlara ulaşacağız?" Jay bu sefer mantıklı bir şey söylemişti ve haklıydı.

Jay'in dedikleri üzerine telefonlarımızı bir kenara koyduk ve sohbet etmeye başladık. En gevezemiz Miraç'tı tabi ki. Miraç komik şeyler anlatıyor hepimizi güldürüyordu. Ertesi gün ki balo hakkında konuşmaya başladık. Jay baloya Gabriel ile gelmek zorunda kalmıştı. Herkes eşini seçmiş ve tek Gabriel boşmuş. Jay bana bu durum yüzünden kızgın olsa da pek umrunda gibi görünmüyordu.

Geç saatlere kadar oturduk. En son Lizzie yine uyuya kaldı. Allah'ım ne kadar uykucu bir kız bu böyle. Cengiz de eve gitmek istemedi ki zaten hesap vereceği bir ailesi yok. Jay hala bizimleydi. Hepimiz oturma salonunda uyumaya karar verdik. Yastık ve örtü almak için yukarıya çıkmam gerekiyordu ama karanlıktı ve tek gidemezdim. Cengiz'e baktığımda çoktan uyumuş olduğunu gördüm. Miraç ise Lizzie'yi izlemekten benimle yukarıya gelmezdi. En son Jay'e baktım "Benimle yukarıya gelir misin?" Biraz çaresiz ve biraz da komik çıkan sesime alaylı bir cevap gecikmedi "Ne o korkuyor musun yoksa?" Hemde deli gibi korkuyorum ama karanlıktan değil. Ruhlar cinler falan olabilir yani sonuçta evimiz korku filmlerindeki evlere benziyor. "Hayır, yastık falan getireceğim yardım için gelmeni istemiştim." dedim ve yüzüne bakmadan telefonumu kaptığım gibi merdivenlere yöneldim. Yardıma gelmemişti Amerikan Öküzü.

Merdivenlerden yavaş yavaş çıkarken telefonumla da ışık kaynağı sağlıyordum. Dolaptan yastık ve örtü aldıktan sonra kapıya doğru yöneldim. Telefonumu da elimde tuttuklarımın üzerine koydum. Sadece tavanı aydınlatıyordu önümü göremiyordum. Kapıdan çıkarken "Bö!" diye bağıran Jay tam anlamıyla aklımı kaçırmama sebep olmuştu. Bana yardıma gelmişti canım ya.

"Çok korktum ya neden böyle şeyler yapıyorsun?" Tam bir cici kız gibi konuşmuştum. "Tuvalet ne tarafta " Vay anasını yardım etmeye gelmemişti.

"Yardım etmeye gelmedin mi?" Odun, öküz, pislik. "Hayır sadece tuvaletim geldi" tuvaletin yerini tarif ettim ve gitti.

Ben ise arkasından korkmuş ve hayal kırıklığına uğramış bakışlarımla öylece kala kaldım.

Arkadaşlar az önce yayınladığım 6. bölümün tamamı yok yani wattpad yayınlamamış çok özür dilerim. Aslında daha uzundu. Bir sonraki bölüm de akışına göre hatasız devam ettireceğim.

ZORAKİ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now