28.Bölüm.

4K 142 6
                                    

Eğer söz konusu Jay olmasaydı tedavi olmayı asla kabul etmezdim. Mantıksal olarak baktığımız zaman bu illete Jay hayatımda değil diye başlamıştım. Artık Jay hayatımda olacağına göre o haplara da ihtiyacım kalmamıştı. Nihayet doğal olan Pembe Dünya'ma kavuşmuştum.

Bu gün okul çıkışı Jay ile birlikte hastaneye gidecektik. Özel bir hastaneydi. Her ne kadar masrafları karşılanmasını red etmiş olsam da kabul etmedi. Günlerdir ilk defa bu kadar mutlu uyandım. Gözlerimi açar açmaz, odama yansıyan güneş'e gülerek baktım. Yatağımdan hafifçe doğrulup telefonuma baktım. Bir mesaj vardı.

Kimden: Jay
Günaydın Uzaylı. Hazırlan seni almaya geliyorum.

Hemen yatağımdan fırlayıp banyoya girdim. Aynada kendime baktığımda göz altlarımın morluğundan çok rahatsız oldum. Güzelliğimi gölgelemişti. Uzun zamandır böyleydim evet, ama artık böyle olmak istemiyordum. Çabuk toparlanamazdım elbette ama istekli olduğum için daha mutluydum. Fakat bitkinlik hala en üst seviyedeydi. En kötüsü de hala hap için tutuşuyordum.

Aşağı indiğimde yardımcımız kahvaltı hazırlıyordu. Karnımın oldukça aç olduğunu hissediyordum. Bitkin olmamam gerektiği için sıkı bir kahvaltı yaptım. Çayımdan son yudumu alırken Miraç merdivenlerde belirdi. Hala aramız bozuktu ama ona tedavi olacağımı söylediğimde eminim ki tekrar eskisi gibi olacaktık.

"Miraç, konuşabilir miyiz?" hiç oralı olmadan masaya oturdu. Bu sırada yardımcımız mutfaktan çıktı. Gerçekten anlayışlı bir kadındı.

"Miraç bak lütfen. Beni biraz olsun dinleyemez misin?" hala oralı olmuyordu. Sessizliğe yemin etmiş gibi hiç ses çıkarmadan telefonuyla uğraşıyordu.

"Tedavi olacağım kardeşim." kafasını aniden telefondan kaldırdığı için mutlu olmuştum. Hafif bir gülümseme ile sözlerime devam ettim "... Bu gün hastaneye gideceğiz"

"Gideceğiz? Kiminle gideceksin?" pek söylemek istemesem de Jay ile barıştığımı söylemek zorundaydım.

"Jay ile." büyük bir gürültü ile masadan kalktı.

"Senin derdin ne? O aptal ile ne işlere kalkışıyorsun? Onu nasıl affedersin?"

"Ama onu Lizzie öpmek ist..." cümlemi tamamlamaya izin vermemişti.

"Hadi ama Siva. Bu kadar aptal olamazsın. Jay istemeseydi Lizzie onu öpemezdi. Üstelik ben istediğimde tedavi olmayı red ettin Siva. Neden Jay istediğinde kabul ediyorsun? O'nu nasıl affedersin? Senden nefret ediyorum!" hışımla mutfaktan çıkıp çıkış kapısını çarptı ve evden ayrıldı. Tam o sırada telefonum çaldı.

"Kapının önündeyim. Yeni bir hayata başlıyorsun. Okula geç kalma ilk günden." çıkış kapısının önüne geldiğimde az önceki tartışmanın bitkinliğini hissettim. Kardeşimin yokluğunu hissettim. Annemin yokluğunu hissettim...

Arabaya bindiğimde suratım asıktı. Jay hemen farkına varmıştı.

"Neyin var? Korkuyor musun? Bak korkulacak bir şey yok tamam mı sadece zor bir süre..." lafını bölmüştüm.

"Kardeşim, seninle tekrar birleştiğim için bana çok öfkeli" ağlamak üzere olduğumu anlamış olacak ki arabayı kenara çekip kafasını bana çevirdi. Gözümden bir damla yaş düşerken, yüzümü avuçlarının arasında aldı ve fısıldayarak "Herşey yoluna girecek." dedi. Gülümseyerek karşılık verdim. Yanımda olması herşeye karşılık geliyordu. Vücudumdaki her zerre kıvılcım atıyordu. O bana verilmiş bir armağan'dı.

Jay tekrar arabayı çalıştırdı ve okula doğru yol aldık. Bu sürede hiç konuşmadık. Düşünmek için güzel bir fırsattı.

Okula vardığımızda Jay, arabayı park etti ama ikimizde inmedik. Öylece oturduk. Sadece sessizlik hakimdi. Sessizliği bozmak için kelimeler arıyordum ama ne?

ZORAKİ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now