2.3

75 9 97
                                    

ÖZÜM'DEN

Ece ile küskünlüğümüz çok uzun sürmemişti, Ece'nin minnak kalbini çalmanın yolu Karam'dan geçerdi. Dört tane Karam alarak kalbini çalabilmiştim.

Rüveyda ve Hilal'i evde bırakıp hep birlikte Hasipoğulları'na yürümeye başladık.

Çoktan gruplaşma olup Ece ve Sarp önden gitmeye başlamıştı. Samet ile yalnız kaldığımdan dolayıdır ki kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı çoktan.

Samet'in sessiz kalmasından dolayı ne diyeceğimi bilemedim.

Bornozlu bir şekilde Samet'le karşılaştığım aklıma gelince yanaklarım kızardı, tam da zamanıydı aşırı derecede utanmıştım.

"Neden beni seviyorsun?"

Samet'in sorduğu soruyla biraz durmak zorunda kaldım, beklemiyordum. Neden bu soruyu sormuştu ki?

Midemde oluşan kasılma daha da arttı, ağzım çoktan kurumuş, Samet'e nasıl bir cevap vereceğimi bilemedim. Birkaç saniye düşünmeye çalıştım ama bulamadım.

Neden Samet'i sevmiştim?

Dış görünüşü yüzünden miydi, bana yüz vermeyişi için miydi, hırs mı yapmıştım yoksa aynı evde yaşadığımız için miydi?

"Bilmiyorum, neden seviyorum. Kendime hiç sormadım, neden sana aşık oldum ki?"

Kendime sorduğum sesli sorulara cevap bulamazken. Sessizce geçen, sayamadığım kadar uzun dakikaların ardından Samet'in sesli nefes alışverişini kulaklarıma gelirken, sıkılarak ona baktım.

Tam bir şey soracağım sırada, Ece'nin çığlığı ile istemsiz bir şekilde Ece'ye baktım.

"Kanka, bu... Bu Şanışer değil mi?"

Ece'nin işaret ettiği yere baktığımda, cidden de Şanışer olduğunu gördüm.

Şanışer'in yanında da Sokrat'ı görünce aşırı derecede kalbim pır pır etmeye başladı. Fakat Soko'ya dikkatlice baktığımda Samet'e çok benzediğini fark ettim.

Yok Samet Soko'ya benziyor.

"Samet, sen neden Sokrat'a benziyorsun?" diye heyecanlı bir şey şekilde sorduğumda Samet homurdandı.

"Sokrat'a ben değil, o bana benziyor. Allah aşkına o benim kadar yakışıklı değil. Tipine baksana, kel bir kere."

"Saçların buradan çok cool he, maşallah bir gür, bir gür. Üf!" dediğimde Samet somurtkan bir şekilde onu takmayarak Şanışer ve Sokrat'ın yanına gittim.

Onlarla tanışıp sarıldım, Samet'in ökürsüdüğünü duyunca yandan yandan baktım.

Göz göze gelince "gıcık tuttu." dediğinde içimden sevinçten çığlık attım, bunu tabii ki de dışarıya belli etmedim.

Sarp: "Adamlar yakışıklı değil abi, ben daha yakışıklıyım."

Samet: "Aynen abi, kızlar neden bunları seviyor ki?"

Sarp: "Aslında yakışıklılar ama o kadar da değil."

Samet: "Hiç değiller, şuna baksana Özüm'le nasıl sarıldılar."

Sessiz fısıldaşmaları duyunca, içimden Selena'daki Hades'in kahkahası gibi kahkaha attım, yüzümde bir mimik bile oynamadı.

Ece büyük ihtimalle bu konuşmayı duydu ve normalde ev Sametlerin olmasına rağmen Şanışerleri eve davet etti.

Onlarda Sametlere rağmen kabul edince "oh my god" diye bağırdım birden, bundan dolayı da Sokrat göz kırptı.

Samet, yanıma gelip omzuma kolunu uzattı. "Merhaba canım, ben Samet."

Sokrat'ın da adı Samet olduğu için elini uzatırken biraz kafam karışsa da bunu umursamadım.

"Aa, benim adımda Samet. Memnun oldum." dediğinde Soko, Samet yüzüne değişik şeyler yaparken içimden 'mal bu he' diye geçirdim.

"Canım, ben hiç memnun olmadım. Yarın akşam bize geldiğinizde Özümle birlikte yemek yapacağız, kendisi çok güzel yemek yapar. Parmaklarınızı yersiniz." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.

Birgün bile belirlememişken, Samet'in kafasına göre bir tarih belirlemesi aşırı derecede tuhaflaşmıştı.

"Özüm'ün yemeklerini yemekten zevk alırım." diye göz kırpınca gülümsedim.

"O zevki ben istersen..."

Cümlenin gerisinin küfür olduğunu tahmin ettiğim için hemen Samet'in ağzını kapattım ve Samet'e iyice yaklaşarak kulağına fısıldamaya çalıştım ama maalesef omzuna konuşuyordum.

"Samet, yavrum sussana. Rezil ediyorsun bizi."

Şanışer, Ece ve Sarp bizi dikkatlice izlerken Sarp'ın yüzünde piç sırıtması vardı. Ben bu gülüşü nerede olursam olayım bilirdim, Sarp'ın aklında bir şey vardı fakat ne?

"Yarın akşam saat sekizde, numaralarınızı Ece'ye zaten verdiniz o sizinle iletişime geçer." dediğinde Sarp, Şanışer ve Sokrat hoşça kal diyip gittiler.

"Hepsi artist, ben Sokrat mıdır, Sokrates midir? O adamı hiç sevmedim."

Samet, Sokrat'ı neden sevmediğinin sebebi kesinlikle benim.

Çünkü mükemmel bir insanım.

"Bende Şanışer'i sevmedim, bu nedir ya bir kere çok efendi. Saygılı, güler yüzlü, sessiz sakin. Lan bunun gömülecek bir tarafı da yok, her neyse. Ece bak yavrum bu çocuklar iyi değiller, her ne kadar saygılı eli yüzü düzgün olsalar da korkacaksın." dediğinde Sarp, Ece ile hemen onlardan uzaklaştık.

Şanışer'i beğenmiyor.

*****

Şu an kitap boka sardı. Mükemmel okuyucularım hayal kırıklığı yaşanmış olabilir bu bölümde, yayınlamak ile yayınlamamak üzerine bu yüzden kararsızım ve okuyorsanız tahmin edin oldu.

Evet bölümü yayınlamaya karar vermişimdir, her neyse paralel evrendeki kendileri olsun Şanışer ve Sokrat Az önce bulduğum için çok fazla bir şey diyemiyorum.

Bölümleri haftada bir yayınlamaya düşünüyorum umarım sıkılıp hemen yayınlamam, çarşamba günleri beni bekleyin.

Bazende kısa bölümlerde yayınlarım (Can Sıkıntısı 1 Can Sıkıntısı 2 gibi) yaklaşık 200-300 kelime olur onlar.

Bizim Hikayemiz ŞER//SOKOOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz