4.4

28 3 27
                                    

Gece yazdığım için düzenleme yapmadım sorry

ÖZÜM'DEN

"Ne gayrı meşru abisi be?" diye bağırdım.

"Ah güzelim, bu kadar saf olma; seni çok kandırırlar, abin seninle yakın olan biri." diye mırıldandı.

"Yoksa... Yoksa Samet mi abim?" diye sordum kendi kendime.

Gayri meşru abimin olduğunu inanmıyordum, daha doğrusu karşımdaki adamın doğruyu söylemesini istemiyordum; eğer abim Samet ise ensest bir ilişki olurdu.

"Evet... Demek isterdim ama sevgilin ile herhangi bir kan bağın yok maalesef, sen de işten içe abini merak ediyorsun değil mi?" diye sordu.

Adamlarından biri Agâh için sandalye getirdi birden ve karışma oturdu.

"Abin anlatmadı ama bunu ben anlatmak isterim, bir zamanlar çok yakın dosttuk ama maalesef konuşmuyoruz; babalarınız aynı kişi anneleriniz farklı. Sizin peder çapkın biriymiş annenle tanışmadan önce abinin annesiyle sevgili olmuş, o zamanlar tabii on sekiz yaşında ve prezervatifler o dönem çok fazla yok; birlikte olmuşlar, hamile kalmış ama baban üniversite kazanınca şehir değiştirmiş. Haliyle baban abinin doğumunda yanlarında yoktu fakat baban sevgilisi ile evlenmemiş çünkü hamile olduğunu bilmiyordu, o dönemlerde gayrı meşru çocuk dünyaya getirmek ayıp karşılanıyordu; abinin annesi ailesi tarafından evden atılmış bu yüzden de ucuz bir ev kiralamış fakat parası olmadığı için kısa bir süre de escortluk tarzında çalışmaya başlamış aradan bir yıl geçtikten sonra baban doğduğu topraklar olan Balıkesir'e gelmiş, sevgilisi Feyza'nın hamile olduğunu ve doğum yaptığını öğrenince onu ailesinin yanına götürmüş." diyerek uzun bir konuşma yaptı.

Doğru olmasını istemiyordum.

"Halan ve babaannen Feyza ile abini sevmiş, abin on beş yaşındayken abin ile sınıf arkadaşı olduk; o dönem liseye yeni başlamıştık, bir gün ikimiz de aşırı derecede içtik. Abin ağzından bir şeyler kaçırdı, abin gibisin bu arada; ikinizde çok içersiniz ama o etkilenmiyor artık fakat sen bayağı etkileniyorsun. Her neyse konumuza dönelim, abinin anlattığına göre baban tekrardan aşık olmuş; bu şanslı kadında tabii ki de annen ve Feyza Teyze ile evlenmediği için annenle evlendiğini anlattı."

Bütün amcı şerefsizleri unutun, büyük şerefsiz babammış.

"Neden evlenmemiş?"

"Okulu bahane etmiş ilk önce, daha sonra size bakamam iş bulduktan sonra evleniriz diyerek zaman kazanmış; annen ile babanın nasıl tanıştığını biliyorsun değil mi?" diye sorup kahkaha attı.

"İstanbulda bir kafede, babam annemin üzerine kahve dökmüş."

"Baban iş bahanesiyle İstanbul'a kaçtı, çocuğu vardı artık; sorumlulukları daha da artmıştı. Sorumluluğundan kaçmak için İstanbul'a sığındı ve annen ile orada aşk yaşamaya başladı, sevgili olduktan kısa bir süre sonra evlendiler. Annen ve baban Balıkesir'e gelip babanın ailesi ile tanıştılar fakat o da ne? Babanın anneden önce bir hayatı varmış, boyuna gelecek delikanlı bir oğlu var. Annen babandan boşanmak istedi fakat hamileydi." diyerek cebinden sigara çıkartıp yaktı.

"Uyumadan önce kurduğum hayaller gibi saçmaydı, olmayan şeyleri anlattığına göre neden beni kaçırdığını öğrenebilir miyim?" diye sordum istemsizce.

"Abini hiç mi merak etmiyorsun?"

"Esra Erol mu izliyorsun, siz nasıl mafyasınız, Esra Erol izleyecek kadar boş musunuz cidden, birilerinin topuklarına vurmanız gerekiyor böyle saçma sapan hikayeler uydurarak bir yere varamazsınız." diyerek ayıplar bir şekilde baktım.

"Kız taktı Esra Erol'a, bunlar gerçek." dedi fakat üçüncü bir ayak sesiyle duraksadı.

Gelen kişi ile şaşkınlıkla ona baktım, cidden bunu yapmış olamazdı.

"Almışsınız kızı."

"Aldık Cihan, Doruk nerede?" diye sordu çakma mafya Agâh.

"Cihan Abi, neden bunu yaptın bana?" diye sordum istemsizce.

"Ben senin arkadaşın değilim, Agâh Bey'in sağ koluyum ben; senin gibi biri ile arkadaşlık etmezdim normalde ama Agâh Bey senin ve abin hakkında bilgi almak için yüklü bir para verdi." dedi ve arkasından gelen Doruk ile birlikte dayanamayarak Agâh'ın üzerine kustum.

"Hassiktir, bu takım ne kadar pahalı biliyor musun sen?" diye bağırdı Agâh fakat çok umursamadım çünkü üzerine kusmakla meşguldüm.

Onu umursamadığım için sinirlenip saçlarımı tuttu ve tokat atacağı sırada yankılanan sesi duydum.

"Pis ellerini kardeşimin üzerinden çek Agâh."

Agâh'ın adamları Murat Abi, Hakan Abi, Adem, Samet, Sarp ve Ece'ye silah çekerken Doruk ve Cihan Abi Agâh'a silah çekmişlerdi. Tavan biraz yıkıldığı için ay ışığı Samet'in bebek poposu gibi pürüzsüz olan mükemmel keline denk geliyordu.

"Ooo büyük yüzleşme başlıyor, yıllar sonra tanışan abi ve kardeş şu an karşı karşıya; Murat'cım kardeşin hiç misafirmiş gibi davranmıyor, üzerime kustu. Ayrıca Cihan ve Doruk siz nasıl bana silah çekersiniz? Onlara yönelteceksiniz." diye bağırdı Agâh.

Agâh'ın anlattığı Gayrı meşru çocuk Murat Abi miydi? Nasıl olurdu herhangi bir benzer noktamız da yoktu.

"Bizi para ile satın alabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun, verdiğin para ile Adem'e kebap dükkanı açmaya karar verdik en azından beleş kebap yiyeceğiz; ava giderken avlandın." diye bağırdı Doruk.

"Buradan sağ çıkamazsınız, bu kadar güzel kızı bulmuşken Murat'ın önünde tehdit olarak etmezsem olmazdı; ne kadar iri göğüsleri var değil mi Taylan?" diye sordu başka adamına Agâh ve birden mememi sıkması ile birlikte onu dövmeye çalıştım elim ve ayağım bağlı olduğu için sandalyeden düştüm, düştüğüm için gözlüğüm kırılmıştı bu yüzden de net bir şekilde göremiyordum.

"Ah, orospu çocuğu."

"Eğer o ağzına açarsan başka şeyler girer, kes sesini." diye bağırıp kaldırdı beni ve tokat attı.

"Sikerim seni, Hakan abi ver o pompalını; götüne sokacağım Agâh mıdır nedir orospu çocuğuna, Özüm'ü hem taciz ediyor hem de vuruyor." diye bağırdı Samet.

"İlk ben sokacağım, her şeyi anlattın mi lan orospu çocuğu?" diye sordu Murat Abi.

"Adını söylememiştim, bir de neden ilk başta onunla yakınlaşmak istediğini söylemedim; annenin intikamını almak için onlarla yakınlaştın. Annenin intikamı için Özüm'ü gözden çıkartacaktın ama yapamadın değil mi?" diye sordu Agâh.

"Yalanlarını götüne sok çakma mafya, Murat Abi benim gerçek abim değil."

"Adam öldürmene rağmen hapse girdi senin için." diyerek saçımı çekti.

"Abi canını yakıyor, Özüm bu şerefsiz sana bir şey yaptı mı?"

"Hayır tatlım, üzerine kustum; başımıza neden hep bir şeyler açıyoruz." diye mırıldandım.

Samet'in sesi hoşuma gidiyordu.

"Selam Agâh'cım, birazdan kardeşin arayacak normalde daha önce arayacaktı ama adamlarının ve senin telefonuna zor da olsa giriş yaptım, kod yazdım; zeki olmak zor ama senin gibi enayi ve beyinsiz olunca zeki olmanın ne kadar mükemmel olduğunu anlıyorum, kendimi övdüğüme göre kardeşin Deniz sana bütün haber kanallarına canlı bir şekilde görüntülendiğini ve canlı yayını sadece vatandaşlar olmadığını aynı şekilde polislerinde bunu izlediğini söyleyeceğini fakat ulaşamadığı için seni kaçırmak için tekne ayarlayıp kaçtığını düşünüyorum. Çünkü konumu denizin ortasında." diyerek kahkaha attı Çağdaş.

Özlemiştim keratayı.

"Allah kahretsin."

Beni itip uzaklaştığını hızlıca uzaklaşan adım seslerini duydum fakat siren seslerini duymamla birlikte rahat bir nefes aldım, kurtulmuştum fakat içimden bir ses bunun yeni bir başlangıç olduğunu söylüyordu.

Bizim Hikayemiz ŞER//SOKOWhere stories live. Discover now