HY-24

43.9K 1.7K 205
                                    

"Seninle yaşamayan anlayamaz. Bilmezler güzelliğini. Bilmesinler de zaten.

Durup bir an bile düşünmesinler. Bilmezler konuşurken birbirine değen dudaklarını.

O dudaklarınla beni öptüğün anları son nefesime kadar asla unutmayacağımı bilmezler."

Yaprak, yatağının sarsılmasıyla uyanıp gözlerini açtığında küçük yeğeni Damla'nın, yatağın üstünde zıpladığını gördü.  Damla, dışarıda yağan karın haberini Yaprak'a verir vermez yataktan indi ve koşarak odadan çıktı. Yaprak, yatağından kalkıp pencereye yaklaştı. Perdeyi aralayıp yağan karı izlemeye başladı. Her yeri kaplayan beyaz örtü, mükemmel bir görüntü seriyordu gözler önüne.  Uykunun mahrurluğunu atmak için gözlerini ovup kendine gelmeye başladı. 

Dün akşam oynadıkları satranç Yaprak için çok keyifliydi. Başa baş giden skor ve iki tarafın zorlu mücadelesi evdeki herkesin dikkatini çekmiş bir süre sonra herkes onları izlemeye başlamıştı. Yaprak, bu durumdan ne kadar rahatsız olsada Kuzey, umarsamıyordu. Ama bu durum Kuzey'i, Yaprak'tan daha dikkatli yapmıyordu. Yaprak'ın düşünürken kafasını kaşıması, kaşlarını çatması tüm dikkatini bozuyordu. Hafif bir gülümseme ile onu izlemeye dalıyordu bazen. Yaprak, onun dalışlarını farkediyor ama başka nedenlere yoruyordu bu durumu. 

Oyunun galibi Yaprak olduğunda Kuzey, onu tebrik etmiş hatta kulağına eğilip hediyesini daha sonra vereceğini söylemişti. Yaprak, şaşkınlık içinde olduğu yerde kalmış, Kuzey ise onun şaşkın haline keyifle gülümseyip odasına çıkmıştı. Bütün gece Yaprak'ın gözüne uyku girmemişti. Oyunu kazanan kendisi olabilirdi ama kaybetmiş gibi hissediyordu. Kuzey'in kalbimi kazanamadığı sürece hangi oyunu kazanırsa kazansın mutlu olmayacaktı. 

Pencereden uzaklaşıp odasının kapısını açtı ve karşıdaki banyoya girip elini yüzüde yıkadı. Yüzünü kuruladıktan sonra kapıyı açtığında Kuzey'le karşı karşıya kalınca ne yapacağını bilemedi. Bedenleri birbirine oldukça yakın ve ikisininde gözleri birbirinin içine bakıyorlardı. Yaprak, Kuzey'in saçlarından damlayan suları görünce bakışlarını genç adamın bedenine çevirdi. Kuzey'in bedeninden akan su damlalarıyla birlikte yutkundu. Adamın beline sarılı havludan başka hiçbir şey yoktu üzerinde. Bakışlarını çekmeye çalıştıysada başaramadı. Kuzey'in gözlerinde gördüğü arzu durumu daha tehlikeli kılıyordu. Birbirlerine daha çok çekildiklerinde nereden geldiğini bilmedikleri öksürük sesiyle aniden uzaklaştılar. Kuzey, hızla toparlanıp Burcu'ya başıyla selam verdi ve banyoya girdi. Yaprak için toparlanmak kolay olmadı. Kenara çekilip şaşkınlığına devam ederken Burcu'nun kolunu cimcirmesi ile yerinden sıçradı.

"Ne yapıyordunuz kapının dibinde kız?" 

"Ben banyodan çıkıyordum o da banyoya girmek için benim çıkmamı bekliyordu. Kahvaltı hazır galiba mis gibi kokular geliyor." 

"Benim burnuma gelen tek bir koku var Yaprak ve hiç hoşuma gitmiyor haberin olsun." Burcu'nun son sözünü takmayıp merdivenlerden inmeye başladı genç kız. Hazırlanan kahvaltı masasının kontrollerini yapan Makbule hanımın yanağından öpüp, sarıldı. Yaşlı kadın, gülümseyip beline sarılan kolların üzerine elini yerleştirdi. 

"Sofra harika gözüküyor." 

"Düne nazaran bugün iştahın açılmış gözüküyor."  Yaprak, sadece gülümseyip yerine oturdu ve salatalık dilimlerinden bir tanesini alıp yemeye başladı. Makbule hanımın kendisine attığı manalı bakışları görmezden geldi. Yavaş yavaş masanın etrafına toplanan kalabalıkla birlikte kahvaltı keyfi başladı. Çiftliğin temiz havası herkesin iştahını açmıştı. Yaprak ve Kuzey'in bakışmaları kahvaltı boyunca sürmeye devam etmiş ama adamın bakışları bir süre sonra kendisini rahatsız etmeye başlamıştı. 

Hazan YapraklarıOnde histórias criam vida. Descubra agora