HY-12

37.6K 1.9K 80
                                    

Kendilerine gülümseyen genç bir kız kapıyı açtığında Yaprak'ta gülümsedi. Kızın neşesi o kadar belliydi ki kendisine de sıçramıştı adeta anında. Orta boylu, siyah kıvırcık saçlı güzel bir kızdı. Ağabeyine benzemese de Kuzey'in kardeşi olabileceğini düşündü, Yaprak.

"Hoş geldiniz." İçeriye girdiklerinde kot ceketini çıkarıp uzattı Melisa’ya. Etrafı süzerken kendilerine doğru gelen kızıl saçlı kadını fark etti. Kuzey'e kaçamak bir bakış atarken sarı saçlarını kulağının arkasına attı.

"Merhaba Yaprak, ben Alev." kendisine uzatılan eli sıktı tebessüm ederek. “Kuzey’in arkadaşı, bu evin yarı sahibi."

"Memnun oldum." dediği anda elinde yiyecekle dışarıya çıkan bir adam yaklaştı yanlarına.

"Bende bu evin diğer sahibi, Sarp." dedi ve son lokmasını da yedikten sonra süzdü genç kızı. Kuzey’e göz kırptıktan sonra Yaprak'a geri döndü.

"Maalesef." diye ardından söylendi Alev, gözlerini devirerek.

"Evet, seni tanıyorum. Barda karşılaşmıştık." dedi utangaç bir gülümsemeyle, Yaprak. Hâlâ rezil olduğunu düşünüyordu.

"Yakından daha güzelmişsin." dediğinde Kuzey'in asılan suratına bakıp sırıttı, Sarp. “Kuzey’in anlattığından daha fazlası." Kuzey'in kendisine attığı sinirli bakışlara aldırmadan devam etti. “İnan bu günü seninle geçirmek isterdim Yaprak ama çok önemli bir işim çıktı. Başka zaman tekrar bekliyorum." 

"Tamam görüşürüz."

"Sen nereye gidiyorsun bu halde?" diye sordu Kuzey, Sarp’ı süzerek. Siyah, şık bir takımın  içinde, kravatı boğazının sonuna kadar çekilmiş ve gayet ciddiydi.

"İşim var dedik ya. Hadi ben kaçtım." Sarp'ın ardından Alev'in yönlendirmesiyle salona geçtiler.

...

Genç kız odasından çıkmadan önce saçlarına son kez aynadan baktı. Karamel rengi uzun dalgalı saçlarını elleriyle toplayıp sağ omuzunun üzerine attı. Göz makyajını da kontrol ettikten sonra masanın üzerinde duran çantasını da eline alıp odadan çıktı. Evden çıkarken kendisini endişeli gözlerle izleyen annesine gülümsedi. Yirmi yaşında yetişkin bir kızdı. Uzaktan annesine öpücük yollayıp evin dış kapısından çıktı. Büyük ve gösterişli bahçede ilerlerken biraz ileride bekleyen siyah takım elbiseli adamı fark etti. Adımlarını adama doğru yöneltti.

"İyi akşamlar, Duygu hanım."

"Sende kimsin?" 

"Ben yeni şoförünüz Serkan." dedi genç adam. Bu sözün üzerine esmer adamı süzdü baştan aşağı. Bunu yaparken kaşları farkında olmadan çatılmıştı. Genç bir adamdı. En fazla yirmi yedi yaşında gibi duruyordu. Üzerindeki siyah takımdan bile belli olan kasları vardı. Boyu ortalamanın çok üzerindeydi. Duygu’da uzundu ama yine de ayağında topuklu olmasına rağmen adama yetişemiyordu.

"Senden haberim yoktu." dedi memnun olmadığını belirten bir yüz ifadesiyle. Babası kendisine haber vermeden şoförü işe almıştı. Bu kadar genç birini beklemiyordu doğrusu. Daha tecrübeli ve orta yaşlarında biri olacağını düşünüyordu. Bu adam hem fazla iriydi hem de çok soğuk görünen bir tipti. İki dakikada bile bu adamın bir buz dağına benzediğini herkes anlayabilirdi.

"İsterseniz babanıza sorabilirsiniz."

"Neden soracakmışım?" dediğinde etrafına bakınmadan edemedi. Belki babasını görür ve bunu durumu Serkan'ın da dediği gibi sorabilirdi. Âmâ ona güvenmediğini belli edecek bir şey söylemedi. "O kapıdan girebildiysen eminim ki benim şoförümsündür. Bu evin ne kadar sıkı korunduğunu zamanla anlarsın." Serkan sadece kafasını sallayarak onayladı genç kadını.

Hazan YapraklarıМесто, где живут истории. Откройте их для себя