Senin Yerin Benim Kalbim

23.1K 768 101
                                    


Çünkü her zerrem aşık her bir zerrene.



"Ah baba! Çok geç kaldın." Sesi kısıktı. Daha çok kendi kendine söylenir gibi bir hali vardı. Belki Alper bu kadar geç kalmasaydı oğluna, Kuzey bu mutsuzluğa hapsetmek zorunda kalmazdı kendini. "Ben de çok geç kaldım." Küçük bir çocuk gibi bir şeylere sığınma ihtiyacı hissediyordu. Eğer babası yanında olsa hiç düşünmeden sarılır, kucağında devam ederdi ağlamaya. Utanmazdı. "Dibe vurdum ben baba. Çaresizlik sardı her tarafımı. Ben..." bir hıçkırık koptu dudaklarının arasından. " Ondan vazgeçmek istemiyorum." Durduramadı yine kendisini. Yaşlar yanaklarını işgal ederken yaslanıp kaldığı yerde eriyip yittiğini hissediyordu. Cebinden paketi çıkarıp içinden bir tane sigara alarak dudaklarının arasına yerleştirdi ve ucunu yaktı. Yıldızları seyrederken iki kere içine çekti ve sözlerine devam etti.

"Dibe vurmanın en iyi yanı ne biliyor musun?" Sigarayı son kez içine çekerek iki parmağının arasına alıp uzağa fırlattı. "Kaybedecek hiçbir şeyinin kalmaması." Toparlanıp ayağa kalktı ve kısa duvarın üzerine çıkarak kollarını iki yana açtı. Deniz kokusunu içine çekip, rüzgarın teninden geçmesine izin verdi. Bir elinde cebinden çıkardığı Yaprak'ın fotoğrafı varken, diğer eline bu kez kendisi için aldı silahı. Kafasına yakınlaştırırken hiç tereddüt etmedi. Çünkü bir daha o ipeksi sarı saçlara dokunamayacaksa, bahar kokusunu içine çekemeyecekse, gözleri gözlerine değmeyecekse bir ölü sayılırdı.

Bu gece ay son kez yükseldi gökyüzünde. Yıldızlar son kez parladı, deniz son kez dalgalandı kendisi için. Birazdan her şey bitecek, lanetli bir insan ayrılacaktı Dünya'dan. Herkes huzura erecekti sonunda. Kendisi de sonsuza dek lanetiyle çürüyecekti toprakta.

"Yapma!"

***

24 SAAT ÖNCE


"Seni kaçırdım diyorum. Tıpış tıpış gidişini izleyecek değilim." Eve geri dönerken Yaprak'ın hiçbir itirazına kulak asmadı ve yola devam etti.

Çiseleyen yağmur çoğalıp çoktan ikisini de ıslatmaya başlatmış eve varana kadar giysileri üzerlerine yapışmıştı. Kuzey kapıyı kapatıp Yaprak'ı yere indirdikten sonra gözlerinin içine bakarak yavaş yavaş kilidi çevirdi. Yaprak, Kuzey'in gözlerinin yeşilinin koyulaşmasıyla yutkunup nefes alış verişlerini düzenlemeye çalıştı. Kuzey'in omuzlarındayken kendini fazla hırpaladığı için nefes nefeseydi. Geri geri adım atarken Kuzey de üzerine doğru gelmeye başladı. Sessizlik ve ortamdaki gergin hava Kuzey'in önündeki sehpaya ayağını sertçe çarpmasıyla bozuldu. Acıyla dişlerini sıkarken Yaprak'a işaret parmağını kaldırıp uyardı.

"Sakın!" Gülmemek için gözleri iyice açılan ve dudaklarını birbirine bastıran Yaprak, sonunda dayanamayıp kahkahasını bıraktıktan sonra kaçmaya başladı. Duyduğu ayak seslerinden peşinden Kuzey'in geldiğini anlayabiliyordu. Yatak odasına kaçıp kapıyı kapatacağı sırada Kuzey yetişip engelledi ve genç kız onun gücüyle başa çıkmayacağını anladığında kapıyı bırakıp yatağın arkasına geçti. İki sağa bir sola kaçarken bu koşuşturma son buldu ve kahkahalar eşliğinde bedenini Kuzey'in kolları arasına teslim etti. Kuzey, Yaprak'ı kucaklayıp banyoya götürürken yüzünde yapacağı haylazlığın sırıtışı vardı. Banyoya girdiklerinde Yaprak, çığlık çığlığa kaçmaya çalıştı ama başaramadı ve kendisini küvette buldu. Kuzey, duş başlığını eline alıp musluğu açarak onu ıslatmaya başladığında Yaprak daha çok bağırarak itiraz etti.

"Bağırma, Yaprak." Onun durmayacağını anladığında elindeki başlığı ağzına tutarak susturdu. Ağzına dolan sular yüzünden konuşamayan Yaprak'tan komik sesler çıkıyordu. Kuzey, o anın komikliğine gülerken birden kendini küvetin içinde buldu ve tüm bedeni ıslandı. Yaşadığı şaşkınlıktan elindeki başlığı Yaprak'a kaptırdığında ıslanma sırası kendindeydi. Bir süre gülüşerek birbirlerini ıslattıktan sonra Kuzey suyu kapatıp kafasını iki yana hızlıca sallayarak yüzündeki sulardan kurtulmaya çalıştı.

Hazan YapraklarıOnde histórias criam vida. Descubra agora