fatale

yetmiş bir

iki bolum attim

*
perşembe
22.00

ali: barışmadık mı hâlâ?

görüldü (22.06)

ali: sinirlisin sanırım

selim: öyleyim

ali: peki

ali: geçer mi sinirin?

selim: bilmiyorum

ali: peki

ali: konuşalım o zaman

selim: sonra

ali: neden

selim: sinirliyken seninle konuşmak istemiyorum

ali: yine beni sevmediğini falan mı söyleyeceksin

ali: ya da tartışmaya değecek kadar önemli olmadığımı mı hatırlatacaksın?

görüldü (22.10)

selim: özür dilerim öyle dediğim için

ali: senin iyi olmanı önemsiyorum

ali: gerçekten özür dilerim ablana anlattığım için ama öylece oturamazdım

ali: üzgünüm

ali: kızıyorsun biliyorum ama tekrar beni sevmediğini ya da değersiz biri olduğumu söyleyeceksen

ali: of

ali: bilmiyorum selim

ali: bitiremiyorum cümleyi

ali: söyleme işte

ali: eminim üstüne geliyorumdur şu an ama

ali: of

ali: bana her kızdığında canımı yakmak için bir şeyler söylemen beni yoruyor

ali: sadece iyiliğini düşünmüştüm

ali: aklımda hiçbir kötü düşünce yoktu yemin ederim

ali: yine de özür dilerim

ali: istiyorsan konuşmayız sen bana kızmayıncaya kadar

ali: ama bu bir ay sürmesin

ali: ya da konuşmanın sonunda başka bir ülkeye gideceğini söyleme bana

görüldü (22.15)

selim: ali ya

selim: izin vermiyorsun ki kızayım sana

görüldü (22.17)

selim: özür dilerim sana öyle dediğim için

selim: ciddi bile değildim

selim: sen de biliyorsun bunu

selim: bilmiyorum önemsediğini bile düşünmemiştim

selim: unutmuşum bile

selim: çok özür dilerim

selim: gerçekten çok özür dilerim

görüldü (22.18)

selim: seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?