yirmi altı

12.2K 1K 741
                                    

yks'nin anasini sikeyim
iyi gunler

*
salı
23.05
selim
ali

"ne renk yapacaksın ki?"

tuncay, ozan'ın sorusuyla başını kaşıdı ve gözünü tavana dikti. "sarı istiyorum."

"rezilsin." dedi elindeki buruşmuş peçeteyi tuncay'a atan mecnun. "bok gibi olur sende."

"ne alaka yarram? ben yakışırdım kendime?"

"ya senin adın tuncay amına koyayım." dedi gülerek. "baban akhisarlı, ne sarı saçı?"

tuncay gülerek "senin de adın mecnun amına koyayım, sen de sarışınsın."

"ee kardeşim?" dedi alayla ona bakarken.

elindeki telefonunu kenara bırakıp sohbeti anlamaya çalışan ali "ne oluyor?" diye araya girdi.

"tuncay saçını sarı yapıyormuş." dedi mecnun.

cıkladı. "yakışmaz."

"size ne yarram?"

"kanka eleştiriyoruz işte."

"ben de aynısını dedim, eleştiri kaldıramıyor."

"e amına koyayım senin."

"ben de mi boyasam?" dedi telefon ekranından kendine bakan ozan.

"yakışmaz kanka."

"ya sana fikrini soran oldu mu?" dedi tuncay gülerek.

muhabbet oradan devam ederken gözleriyle bir garson aradı ali. canı bir şeyler içmek istiyordu ve ortalıkta bir kişi bile ilgilenmiyordu. aşırı kalabalıktı. ilk defa buraya gelmişlerdi ve muhtemelen bir kez daha gelmeyeceklerdi. arkadaş grubu olarak kalabalık yerlerden hoşlanmıyorlardı.

sonunda yirmili yaşlarında, yaka kartı olan bir kızın onlara doğru yaklaştığını gördü. kız yaklaşıp masadaki boş bardakları toplarken ali, bir sipariş daha verdi. siparişin hemen sonunda lavabonun nerede olduğunu sordu ve aldığı cevapla nazikçe gülümsedi.

yavaşça ayağa kalktığında ozan "nereye?" diye refleks olarak sordu.

"tuvalet." diye cevapladı onu.

"gelirken bir paket-"

"tuvalete gidiyorum amına koyayım tekel bayiye değil." dedi ozan'a bakarak.

"ya kanka bul işte."

"çorlasana mecnun'dan."

"vermiyor."

"o vermese de sen al."

"kim ne veriyor?" dedi mecnun telefondan başını kaldırıp.

yeni bir muhabbetin açıldığını anlayan ali, lafa tutulmamak için masadan kalkıp kızın tarif ettiği yere doğru ilerledi.

kızın gösterdiği yerde tuvaleti bulamayınca koridor boyunca ilerledi fakat hâlâ doğru yeri bulamadı. gittiği yeri geri yürüse de anlayamadı. yakınlarda çalışan birisini aramak için gözünü gezdirdi. sonunda koridorun öbür tarafındaki acil çıkış kapısında birinin gölgesini görünce oraya doğru ilerledi. moladaki birini tuvalet nerede diye rahatsız etmek pek içine sinmese de acil çıkışa ilerlemek, kasaya kadar gidip tuvalet sormaktan daha kolaydı.

fatale Where stories live. Discover now