altmış altı

11.5K 801 404
                                    

bi anda okuyucu patlamasi yasadim (iki kisi) o yuzden cok saskinim ii okumalar


*
pazartesi
19.29
selim
ali


pencerede, uzun binaların arasından gözüken gökyüzü neredeyse kararmıştı. yatağının bir kenarına uzanmış, test kitabından eser özetleri çözen selim, kalemini bir yana bırakıp yatağın öbür tarafında uyuyan ali'ye baktı. neredeyse kahvaltıdan beri uyuyordu. yalnızca bir kez su içmek için uyanmış, selim'in ona getirdiği suyla da uyumasına geri dönmüştü.

onun bu hâline birkaç saniye baktıktan sonra önüne döndü ve çözdüğü son testi kontrol etmeden test kitabını kapattı selim. oflayarak yatakta doğrulduğunda iki saat aynı pozisyonda bulunmanın verdiği anlık ağrıyla yüzünü ekşitti.

yatağının kenarına, dün eve geldikten sonra yere attığı pantolonunun üzerine test kitabını bırakıp kalemle silgisini rastgele bir yere koydu. az önce yattığı yerin tam tersine, kendi yastığının üzerine dirseğini koyup başını avucunun içine aldı ve ali'ye bakmaya başladı. yüzünün yarısı yastığın içindeydi, siyah kirpikleri her zaman olduğundan daha sık görünüyordu, belli belirsiz çıkmış sakallarıyla saçının karıştığı yerde ergenliğin verdiği küçük bir sivilce vardı ve o bile kusur sayılamayacak kadar normaldi. sivilcelerinden çok çekmiş olan selim için bu ufak şey sivilce bile sayılmazdı.

sol elini ali'nin boynuna uzatıp parmaklarını çene çizgisinde gezdirdi sakince. onun elini yüzünde hisseden ali uyku sersemliğiyle mırıldanarak yüzünü yastığa biraz daha gömdü. artık yalnızca tek gözü, dudağındaki hafif kıvrım ve burun çizgisi gözüküyordu yüzünde.

"ali." diye seslendi elini onun saçına doğru çıkarırken. "uyan artık."

sessizce homurdanıp kolunun altındaki yorgana biraz daha sıkı sarılan ali kirpiklerini rahatsızca hareket ettirdi. selim, parmaklarını onun saçlarının arasında gezdirirken hâlâ uyuduğunu anladı ve ona fısıltı gibi bir sesle "hadi." diye seslendi. ali ise hiçbir tepki vermeden uyumasına devam etti.

oflayarak dirseğini yatakla kendisinin arasından çekip onun yanına uzandı. parmaklarını çenesinden aşağı indirip boyun damarlarının üzerine bıraktı. "on saattir uyuyorsun." bunun üzerine ali yüzünü tamamen yastığa gömdüğünde selim'in eli yastığa düştü. ve doğrusu, selim'in kurduğu cümlede hiçbir abartı yoktu, bugün on saat boyunca uyumuştu.

"uykum var." dediğinde yüzü hâlâ yastığın içinde olduğu için sesi boğuk çıkmıştı ve kısık sesle konuştuğu için selim onun dediklerini biraz zor anlamıştı.

"biraz daha uyursan gece hiç uyuyamayacaksın." dedi selim elini çekerek. tekrar dirseğinin üzerinde doğrulduğunda ali nefes almak için başını yana çevirmişti.

"saat kaç?" diye sordu gözlerini aralayıp selim'e bakarken. selim, yastığının kenarındaki telefona uzanıp ekrana çift tıkladı ve saate baktı.

"yedi buçuk."

gözlerini kapatıp sıkıntıyla sırtını yatağa verdi ve esneyerek "hay sikeyim." diye sayıkladı. tüm gün boyunda aynı pozisyonda, karnının üzerinde yatıp da uyuduğu için omuzları ve beli ağrımıştı.

"bir şeyler yer misin?" dedi ağırlığını diğer dirseğine verip komodinin üzerindeki tabağı önüne alırken.

yeni uyandığından dolayı kırık çıkan sesiyle "aç değilim." dedi ali. o sırada selim çoktan önündeki mandalinanın kabuğunu soymaya başlamıştı.

fatale Donde viven las historias. Descúbrelo ahora