4.1

3.5K 182 107
                                    

baaaaaya uzun bir bölüm oldu. ayrıca finalden önceki son bölümümüzdü bu :( kiss me'yi asla bırakmak istemiyorum. gerçekten karakterlerle aramda çok büyük bir bağ var. umarım bölüm hoşunuza gider. lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. zaten fic bitiyor :///// bitmeden o güzel yorumlarınızı tekrar görmek isterim❤️ keyifle okursunuz umarım. iyi günlerrr


Gecenin bir saatiydi. Evde tek bir ses çıkmazken, Park Jimin bu saatte neden uyandığını ve asla geri uyuyamadığını sorguluyordu. Uzun ve yorucu bir gün geçirmişti, akşam birkaç kadeh şarabı devirmişti ve şimdi oldukça güzel bir uyku çekiyor olmalıydı. Bunun yerine gece lambasının aydınlattığı odada tavanı izliyor, kafasındaki yersiz ve zamansız düşünceleri atmaya çalışıyordu.

Altı dakika önce onu rüyasından uyandıran şey kesinlikle uyarılmasıydı. Uyandığında teninde hafif bir ıslaklık vardı, saç dipleri de bütün vücudu gibi nemlenmişti terden. Altında kontrol etmekte zorlandığı bir sertlik vardı ve bir an olsun yok olmuyordu. Ne yapacağını bilemeden tavanı izliyor, uykusu kaçtığı için ve yanında mışıl mışıl uyuyan sevgilisini rahatsız etmemek için kıpırdamamaya çalışırken çok daha fazla kıpırdıyordu.

" Off." diye mırıldandı, günlerdir ağzından hiç düşmediği gibi. Bunun böyle geçmeyeceğini hissettiğinde sırtı ona dönük bir şekilde uyuyan sevgilisine dönmüş, bir kolunu belinden sallandırarak ona yaklaşmıştı. O da diğerleri gibi oldukça yorulmuştu ki kafasını yastığa koyar koymaz uyuyakalmıştı. Jiminse rüyasında onu pek masum bir halde görmediğinden her şeyden çok onu istiyordu. Ona bir türlü doymak bilmiyordu çünkü bu esmer tenin bir büyüsü vardı. Jimin bunun bağımlılık yarattığından adı kadar emindi. Parmağını hafifçe onun şortunun beline sürterken ne yaptığını kendisi de bilmiyordu fakat artık kontrol edecek iradesi ve isteği kalmamıştı.

Gecenin bir saatiydi ve Jimin sevgilisini istiyordu. Kuruyan dudaklarını ıslatıp esmer tenin üzerine bastırdığında birkaç saniye karşı tepki bekledi ama alamadı. Parmakları hafifçe şortun belinden aşağıya doğru kayarken parmak uçlarını hafifçe ona sürttü, vücudu istekle kasıldığında inlememek için kendini zor tuttu çünkü bu çok komik bir durum olurdu.

Nefesi sıklaştığında avucunu ona bastırıp dokunmaktan fazlasını yaptığında Namjoon'un yerinde biraz kıpırdandığını hissetti, elinin baskısını arttırırken küçük öpücükler kondurmaya devam etti omzuna. " Sevgilim." diye mırıldandı kısık sesle. Onu ürpertmek istemiyordu. " Hyung." Ağlarcasına seslendiğinde Namjoon biraz daha kıpırdansa da onu tam olarak uyandırabilmiş değildi.

Elini biraz daha aşağıya indirip şortunun ucundan çıplak tenine dokunduğunda elektrik çarpmışçasına dönmüş gibi hissetmişti, o yüzden biraz daha hızlı davranıp elini şortunun içine doğru kaydırdı. " Jimin?"

Hırıltılı sesi Jimin için o an dünyanın en güzel melodisi gibi gelmişti, elini bastırdı ve onun aralanmış gözlerinin iyice açılmasına sebep oldu. Jimin diğer elini onun saçlarına çıkardığında bacaklarını birbirine bastırmıştı. " Sana ihtiyacım var." diye mırıldandı Jimin. Elini bacaklarından çekip çıplak bedeninde gezdirdiğinde Namjoon ona doğru dönerek tamamen sırt üstü uzandığında Jimin daha fazla dayanamadı, kendini onun dizlerinin üzerine oturacak şekilde konumladı. Namjoon bu sırada kendine gelmek için büyük bir çaba sarf ediyordu.
" Sevgilim saat kaç tanrı bilir?"

" Tanrı şu an ne durumda olduğumu çok iyi biliyor." demişti Jimin bedenine ona bastırarak. Kafasını geriye attıktan sonra hızlı bir nefes vermiş ve ellerini onun şortuna doğru uzatmıştı. " Lütfen. İstediğimi yapmama izin ver."

kiss me | nammin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin