1.9

4.2K 318 130
                                    

falling - harry styles
cherry - harry styles

yorum okumayı aşırı seviyorum ve birden yorumlarınız artmaya başladı bunun için çok teşekkürler🦀❤️ gaza gelip hemencecik bir bölüm daha yazdım. iyi okumalaaaaaar👻
         " Tamam bir şey daha soracağım." demişti Jungkook ön koltuktan onlara dönüp arkada kalan bacaklarını sallarken. " Yanınıza gelen insanlarla fotoğraf çektiriyor musunuz?"

     Namjoon ve Jimin birbirine bakıp bunun daha önce yaşanıp yaşanmadığını düşünmüş, daha sonra Namjoon hafifçe kafasını sallamıştı. " Yani çektirirdim biriyle karşılaşsaydım. Eskiden en çok üzüldüğüm şeylerden birisi de buydu."

    " Ben imza verdim. Fotoğraf çekinmem." demişti Jimin omuz silkip içeceğini yudumlarken. Bu şirketin verdiği kurallardan en çok kopamayacaklarından biriydi. Bu konuda ciddi uyarılar alıp dakikalar süren uzun konuşmalar yapılırdı ve bilirsiniz işte, Park Jimin ulaşılamaz olmayı da severdi.  " Tamam bir sorum daha var." demişti Jungkook bu oyunu sevip heyecanla saçlarını karıştırırken. Kafasını cama yaslamış uyuklayan Yoongi soru ilgisini çekiyorsa onlara katılıyor, yoksa onları izlemeye devam ediyordu. " Bu biraz delice ama bana çok sık oluyor. Eve girdiğimde veya böyle evde bir şey olduğunda, fark etmeden birine sesleniyorum ya da birinden yardım istiyorum." Kıkırdayarak hafifçe utandığında Jimin' de kahkaha atarak uzanıp onu alnından hafifçe ittirmişti.

    " Bu bana da oluyor." demişti Yoongi uzun süren sessizliğini bozarak. Elindeki buzlu içeceğinden bir yudum almış ve bakışlarını gördüğü manzaradan çekmişti. " Şirketteyken Hoseok'a çok seslendiğim oluyor. Ben uyumaya giderken o uyanıyordu beraber bir şeyler yiyorduk normalde. Bir gece çalışmaya o kadar odaklanmışım ki gerçekten gecenin bir saatinde onu aradım. Endişeli bir sesle açtı, ne olduğunu beş dakika sonra anladık." Üçü de kahkahalarla gülerken Jimin yalnız kalmayarak çok iyi bir seçim yaptığını fark etmişti. Kafasını eline yaslayıp yanında oturan Namjoon'un ellerini izlemeye başlamıştı. Jimin konuşurken onun sık sık kullandığı ellerini izleyip onu tekrarlamaya bayılırdı, bu sıkıcı röportajlar sırasında onlarca kez yaptığı bir şeydi.

    Kafasını hafifçe kaldırdığında gözleri onun gözleriyle buluşmuş, önlerindeki birkaç saniye çekememişti gözlerini ondan. Ona çekildiğini biliyordu Jimin, nasıl çekilmesindi ki? Kim Namjoon'u herkesten iyi tanıyan insanlardan birisiydi. Ruhunun ne kadar ince olduğunu, insanlara verdiği desteklerin ve sevginini sonunun olmadığını biliyordu. Onun kollarında ağlayabileceğini, yine onun kollarında gülüp eğlenebileceğini ve gerçekten ona sevgisini gösterebileceğini biliyordu.


     " Şimdiden söylüyorum tatil sezonundayız ve ben size harika bir otel buldum. O kadar doluydu ki iki taneyi zorla alabildim. Kimse kimseyle kalmaktan homurdanmasın." Yoongi omuz silkip karşısında etrafı inceleyerek heyecanlı heyecanlı göz kırpan çocuğu işaret etmişti. " Ne söyleyebilirim ki. Onunla oda arkadaşı olmak dünyanın en iyi kararı. Dünyanın en titiz insanı. Bazen uykum oluyor ve benim için kıyafetleri katlıyor, düzenimi anladıktan sonra da eşyaları yerlerine yerleştirmeye başladı. Gecenin bir yarısı ' hyung yemek ister misin' diyor tek kötü yanı bu sadece. Gecenin dördünde yemek yiyemeyiz Jungkook."

    Jungkook tekrar arkasını dönüp omuz silkmiş ve kolunu kaldırarak kaslarını sıkmıştı. " Babacığın yemeğe ihtiyacı var..." Dördü de neredeyse unuttukları bu espri yüzünden kahkahalara boğulurken Jimin kendini tutamamış, kahkahasıyla birlikte kafasını Namjoon'un omzuna bastırmıştı. " Hadi ama!"

     " Bu kadar güleceğinizi bilsem daha önce yapardım. Dün gece epey somurtkan görünüyordunuz." Jimin gülmeyi kesip kafasını kaldırdığında Namjoon'la göz göze gelmiş ve dudaklarını birbirine bastırarak yutkunmuştu. Onunla ne zaman göz göze gelse, göğüs ucunu okşarken onu hafifçe ama bir o kadar etkileyici bir şekilde öpüşü aklına geliyordu ve bu iyi değildi.  Bu hiç iyi değildi.

kiss me | nammin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin