4.0

3.1K 214 114
                                    

selaaam. sizi beklettiğim için çooooooooooooooooooookközür diliyorum fakat uzun zamandır yaşamadığım kadar kötü iki hafta geçirdim üzerine hasta oldum o yüzden bölüm yazmaya hevesim ve gücüm yoktu. normalde isviçre bölümünü tek bölümde halledecektim ama iki
bölüme yayma kararı aldım. umarım beklemek sizi sinirlendirmemiştr :( çok özür diliyorum tekrardan. güzel yorumlarınızı o kadar özledim ki öpüyorum hepinizi iyi okumalar bebisssler❤️🥰❤️🥰❤️

      " Taehyung ve Hoseok burayı alsın." demişti Jimin yorgunca kapıyı açıp odaya bakarken. Biraz havasız bulmuş olmalıydı ki ilerleyip camlardan birini açmıştı. " Burası bize en uzak oda. İyi bir uyku uyuyabiliriz." demişti gülerek. Taehyung onun omzuna vurup bocalamasını sağlarken Namjoon'da kıkırdamıştı. Onları valizleri ile odada bıraktıklarında Yoongi dudaklarını birbirine bastırmıştı. " Ben yalnız kalmak istiyorum Jiminie. Fazladan bir oda var mı?"

         " Var hyung." demişti Jimin üzgün gözlerle etrafa bakan Jungkook'u süzerken. Hala tam olarak araları düzelmemiş olmalıydı. " Burası senin olsun." Yoongi girdiği odada dağlara bakan oda manzarasını oldukça sevmiş olmalıydı ki kafasını sallayarak direkt yatağın üzerine oturmuştu.

         Jimin kapıyı kapatıp diğerlerine baktığında Jungkook dudak bükmüş ve bakışlarını yere sabitlemişti. " Benle kalmayı bu kadar mı istemiyorsun velet?" demişti Seokjin sona kalan misafir odasına girerken. Çekiştirdiği valizleri kenara bırakarak ilerleyip pencereyi açmıştı. " Tabii ki de hayır hyung. Sadece Yoongi hyungun hala bana karşı uzak olması beni üzüyor."

        " Düzelecek." demişti uzun süredir ilk defa konuşan Namjoon. " Emin olabilirsin Jungkook." Seokjin'de ona onay verirken sona kalan Jimin ve Namjoon ikilisi kapıyı kapatınca derin bir nefes almıştı. " Sonunda." diye fısıldamıştı Namjoon diğerini kolundan tutup odalarına sürüklerken. Daha sonra yolun ucundan dönmüş, üçüncü kata çıkan merdivenlere yönelmişti. " Odayı boşver şimdi."

         " Sen bu kadar istekli davranınca bitiyorum." demişti Jimin kıkırdayarak. Bu halleri o kadar tatlı geliyordu ki ona. Hepsi uzun bir uçak yolculuğu atlamıştı, saat onu geçiyordu ve hepsinin uyumak istediğine emindi Namjoon. " Sen kendini hiç görmüyorsun, ben sürekli istekliyim de çaktırmıyorum."

        Sonunda Namjoon'un bu evdeki favori banyosuna girmişlerdi, ilk geldiklerinde de burada rahatlamışlardı, ikisi de bu jakuziyi seviyorlardı. Evin bu tarafı neredeyse bir uçuruma bakıyordu, bu görüntüyü izlemek hoştu. Hiçbir ses duyulmadığı için ikisi de dünyadan sıyrılmış gibi hissediyordu. Jimin kapıyı kilitlediği sırada derin bir nefes almıştı.                " Burayı çok özlemişim ama sence de bizimkilerle birlikte daha güzel olmadı mı?"

      " Kapıda telefonları toplaman da neydi?" demişti Namjoon bir yandan gömleğinin düğmelerini çözerken. Jimin bir yandan suyu açmış, en sevdiği aromalardan birkaçını atıyordu suyun içine.                    " Hepimizin buna ihtiyacı vardı. Baş başa  kalalım istedim."

        Çıkarttığı tişörtü kenara asarken Namjoon arkasından ona yaklaşarak kollarını sıkıca beline dolamış, dudakları ait olduğu yere giderken Jimin boynunu hafifçe sağa yatırarak ona yer açmıştı. Her dokunuşunda karnında hissettiği kelebekler yüzünden nefesi kesiliyordu, bu an hiç bitmesin istiyordu çünkü ona deli oluyordu. Hissettiği küçük öpücüklerin sayısı git gide artarken nefesi daralmıştı, kendini biraz daha sevgilisinin tanıdık bedenine bastırmıştı Jimin. Sıcak teni onu da yakarken bir yandan elini uzatıp onun saçlarına sürtmüştü parmaklarını. " Burada huzurlu hissettiğini biliyorum." demişti onu kolaylıkla kucağına alıp dolmakta olan jakuziye götürürken.         " Evet bozulmasını istemiyorum."

kiss me | nammin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin