3.3

2.4K 206 115
                                    

güzel yorumlarınız için çoook teşekkür ederim. umarım gidişat hoşunuza gidiyordur, sıkılmıyorsunuzdur🤍 iyi okumalar

" Günaydın." diye mırıldanmıştı Jimin mutfağa giren sevgilisine bakarken. Gözleri şişmişti, saçları dağılmıştı ve sanki yeni uyanmış değil de savaştan çıkmış gibi görünüyordu. Namjoon cevap vermeden önce dolabı açıp soğuk su aramıştı. Bulduğu şişeyi kafasına dikledikten sonra masada oturan Jimin'e dönmüştü. " Uyudun mu sen?"

" Hmm." diye geçiştirmişti Jimin onu. Uyumamıştı çünkü sabaha kadar o teklifi kabul etse her şeyin ne kadar güzel olacağını, bir yandan da bunu kabul ederse Namjoon'un yanında kalıp kalmayacağını sorgulamıştı. Kendi içinde o kadar çok mantıklı çıkış yolu vardı ki, tek sorun hepsinin farklı yöne bakmasıydı. " Konuşmamız gerek." demişti Namjoon. Çıkan yüksek sesi nedeniyle Jimin suratını buruşturmuş ve elini ensesine götürüp saçlarını çekiştirmişti. " Eve gidip uyuyacağım. Ondan sonra konuşmamız daha mantıklı olur."

" Öyle mi?" demişti Namjoon dalga geçercesine. Bütün iliklerine kadar gıcık olduğunu hissediyordu, şu an yaşadığı şeyi biliyordu. Jimin'le olan ilişkisini kime söylese sonunda kırılanın ve üzülenin Namjoon olacağını söyleyeceklerdi, sırf bunları duymamak için gizli tutmamışlar mıydı zaten? İşte şimdi bunu yaşıyordu. Bunun gerçek olduğuna inanası yoktu.
" Dün gece bana öylesine boktan hissettirmen mantıklı mıydı? Söylesene?" Jimin sandalyeden yorgunca kalkarken önündeki kahve bardağını ittirmişti. Uyumadığı için tam ayılmış sayılmazdı. Ne dediğini biliyordu fakat yine de sarhoştu.

" Birileri duyup yanlış anlayacak. Bunu yalnızken konuşalım." Namjoon sinirli bir kahkaha attığında Jimin o an derin bir nefes almıştı. Sinirden çıkan damarları, çatık kaşları ve birbirine bastırıp durduğu dudaklarıyla sevgilisi en iyisiydi. " Yanlış mı anlayacak? Neyi yanlış anlayacaklar? Beni aramızda gerçek bir şeyler yaşandığına inandırdıktan sonra gelen en küçük teklifte hiçe saymanı mı yanlış anlayacaklar? Söylesene Jimin varsaydığın gibi mi davranacaksın?"

" Sinirli olduğunu biliyorum ama bu saygısızlık yapabileceğin anlamına gelmiyor." Jimin yavaş yavaş kontrolünü kaybettiğinin farkına vardığında yutkunup derin bir nefes almaya çalışmıştı. " Gerçekleri söylemek ne zamandan beri saygısızlık oldu?"

Kırık hissediyordu Namjoon. İliklerine kadar kırılmış hissediyordu çünkü o daha erkeklerden hoşlandığını bilmezken düşmüştü Park Jimin'e. Ne hissettiğini tam olarak tarif edemeden öpmek istemişti onu. Dediğinin aksine plansız falan da değildi, dağıldıkları an yapmak istediği tonlarca şey varken Jimin'i öylesine kaybolmuş gördüğünde her şeyi bir kenara bırakmış ve yalan söylemişti. Neden böylesine bir teklif yaptığını bile bilmezken hem de.  Park Jimin'e dair olan her şeye rağmen onu kabul etmiş, onu bu konu için kötü hissettirmeyi bırak, kusurlarını asla yüzüne vurmamıştı. Hak ettiği bu değildi. " Niye susuyorsun? Sen demedin mi insanlar benim hakkımda kötü düşünecek o yüzden erteliyorum diye. Ben bu dediğini sorgulamadım bile Jimin sen şimdi beni böylece geçiştirecek misin? İlişkimiz bu kadar kırılgan mıydı?"

    Konuştukça sinirleniyordu. " Bu sağlıklı olmayacak. Sonra konuşuruz." Jimin hızlıca dış kapıya doğru yürürken Namjoon buna dayanamamış, öne doğru atılıp sıkıca kolundan tutmuştu onu. " Niye beni sevmediğini şimdi söyleyemez misin? Bu kadar korkak mısın? Bir iş teklifinden daha önemsiz olduğumu hissettirmek kolaydı, bana açık açık benimle oynadığını söylemek çok mu zor?" 

  Jimin dönüp başından beri bakmaktan kaçındığı gözlere bakmıştı. Dolmuşlardı, sanki göz kırpsa göz yaşı akıp gidecek gibiydi. " Beni sevmediğini söylemek çok mu zor?!"

kiss me | nammin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin