Annem, "Yifan ölmedi." deyince onu başımı sallayarak onayladım. "Yifan ölmedi ama biz öyle sanıyorduk." Elini tuttum. "Sarang; babamı, Sehun'u, Chanyeol'u sahiplenene dek en büyük vurgunu yiyenin ben olduğuma inanıyordum. Oysa babasızlık bana Sehun'u getirdi, Chanyeol'u kazandırdı. Sarang'ın sahip olduğunu sandığı her şey benim ve ben tam tersini duyana kadar gerçeklerle yüzleşemedim. Kim Yifan giderken oğluna neleri bıraktığının farkındaydı, onun kanattığı tek yürek seninki. Özür dilerim anne, bencilliğimi mazur gör." Elimi, elinden ayırmadan karnına bıraktığım dokunuş nefesini tekletince aylardır kardeşimi kabullenmem adına yakarışlarını doğaya sunduğuna emin oldum çünkü Kim Junmyeon kayıplara gebeydi ve evlatlarını kaybettiklerinin arasında görmemenin yolunun onları kanatları altına almaktan geçtiğinin bilincindeydi. Birbirimizi kabullenmezsek kanatlarını parçalardık. "Seni seviyor."

"Ben de onu seviyorum."

"Elbette seviyorsun. O seninle aynı kanı taşıyor Jongin ve beraber bir hayatı tüketmek için bedel ödemenize gerek yok. Anlıyorum..." dedi sıkıp yumruk haline getirdiğimiz ellerimizi ufak çıkıntıyı tamamen hissedeceğimiz şekilde karnına bastırarak. "Ömrünün yapıtaşı bellediğin herkesi ödediğin bir  bedelin sonucu olarak görüyorsun fakat yanıldığını ifade etmek zorundayım, hiç kimse senin fedakarlıklarına bel bağlamadı; baban ve ben seni karşılıksız seviyoruz, Sehun'un baş alfalık yahut aranızda vuku bulmuş bağ zımbırtısı umrunda bile değil, arkadaşlarının yanında olmak adına çabalaması boş zerzenişleri karşılamıyor. Yaşadıkların benliğinle ilgili Jongin, yaşayacakların ise yaşadıklarının bedeli. Onları kabullen ve ayağa kalk, tamam mı oğlum? Hepimiz sana aidiz, hepimiz senin parçanız."

"İyi ki... " dedim boynuna sarılırken. "İyi ki bana aitsiniz, iyi ki benden birer parçasınız. Mahvetmeyeceğim anne, ne kendimi ne de sizi..."

**

"Bu üçlü toplanmış ve Sarang'ın akrabasının evini basmışlar."

"Siktir, olayları kaçırmışız. Sarang ne yapmış?" Kyungsoo ağzına tıkıştırdığı keki göstermekten çekinmeksizin heyecanla konuşmayı sürdürünce belini cimcikledim. "Ağzında yemek varken konuşma, atarlı oğlak."

Hızla yutkundu ve yumruğunu omzuma geçirdi. "Sus ya, dedikoduları öğreniyoruz. Anlat sen de Baek, meraktan çatlayacağım." Gözlerimi devirerek kek tabağını önüme çektim, cidden babamın, Sehun ve Chanyeol'u ardına takıp Sarang'ın hanesini basmasıyla  ilgilenmiyordum. "Yifan baba, Jongin'e söylediği asılsız durumlarla alakalı ayar çekmiş çocuğa. 'Arkadaşlarını alfaların içinden seçmiş bir omegaydın ve seni diğerlerine ezdirmemeyi uygun gördüm, oğlumun eksikliğini doldurabileceğin düşüncesine kapılman senin sorunun.' gibisinden cümleler kurmuş, bir daha Sehun ve Chanyeol'un etrafında. dolaşmamasını tembihlemiş. Kısaca çocuğun ağzına sıçmış. "

"Üzülmedim. Sizinkiler buna değer verince kafayı sıyırmış çocuk, herkesi elde edebileceğini sanıyor." Kyungsoo depresyondan çıkışımı bahane ederek yaptığı kekin son parçasını da önümdeki tabaktan aşırdı ve ellerini pantolonuna sürdü." Yağmur başlamış." dedi bakışları perdeden yoksun pencereye takılırken. "Alfalar 'eş seçim ritüeli' alanında bekleyecek, gecikmeyelim." Ritüelin ardından nasıl bir sonuçla karşılaşacağımızı kestiremediğimiz için herhangi bir kaosa karşılık toplanma yeri olarak bizim evi belirlemiştik, tüm ihtimaller hesaba katılınca da en doğrusunun sabaha kadar aynı ortamda bulunmamız olduğu kanısına varılmış ve babam güvendiği alfaları evin etrafına dikerek korunaklı bir mekan elde etmişti. Hem baş alfanın kimliğini ortaya çıkarması hem de toprak grubundan omegaların ilk defa eş seçileceği gerçeği boyutunu tahmin edemediğimiz tepkileri doğuracaktı, bu yüzden Baekhyun ve Kyungsoo alfalarının evlerine bile
- Chanyeol'un zaten bir evi vardı, Donghyun'sa yeni bir ev satın almıştı- doğru düzgün yerleşememişlerdi. Çünkü toprak grubu omegaların eş seçimi zamanı ailelerinin yanından taşınmaları halkın dikkatini çekecek ve garipsenecek bir unsurdu, risk alamazdık.

Capricorn-Sekai [Omegaverse] Where stories live. Discover now