22: Sanki öpersem geçer gibi, hm?

21K 2.1K 1.4K
                                    

Aptallık yapmak tam da bana göre bir hareket olsa da hassas bir konuda yanlış anlaşılmalara yer vermemek adına sakin kalmayı tercih ederdim.

Ne olursa olsun bir açıklaması olduğuna emindim çünkü Taehyung bana söz vermişti. Hiçbir şey için söz veremem ama sadık kalacağıma dair en samimi sözümü verebilirim demişti. Bu yüzden her ne kadar boktan bir duygu vücudumu sarmalasa da ona olan güvenim beni sakinleştiriyordu.

Dakikalar sonra dış kapının sesini duyduğumda yataktan kalktığım zaman telefon hala elimdeydi. Karıştırdığım için belki kızabilirdi ama bu şu an umrumda değildi. Odadan çıktığımda adımlarım sakince banyoya yönelmiş, boştaki elimle kapıyı açarak içeriye girmiştim. Küvete yayılmış olan Taehyungun gözleri hemen beni bulmuş, dudakları kıvrılmıştı. Fakat benim gülümsemem yeterli gelmeyince onun da gülüşü bozulmuştu.

"Jungkook? Bir sorun mu var?"

Ses çıkartmamıştım. İçeriye girmiş, elimdeki telefonu benim için hemen yan tarafa koyduğu sandalyenin üzerine bırakmıştım. Onun bakışları bildirim ışığı yanıp sönen telefonuna kaydığında ben üzerimdeki tişörtü çıkartmış, hemen ardından altımdaki pantolonu da çıkartıp iç çamaşırımla kalmıştım. Bakışları bana döndüğünde merakla beni inceliyordu ki küvetin yan tarafına tutunarak ayaklarımı suyun içine yerleştirmiş, yapacağım şeyi fark edip bacaklarını toparlayan bedenin açtığı alana oturmuştum. Üst tarafı köpük dolu olan suyun içinde iç çamaşırımı da çıkartıp kirlilerin olduğu tarafa doğru attığım sırada Taehyung telefonuna uzanmıştı.

Mesajları okumaya başladığında ben de gözlerimi onun gözlerine kenetlemiş bir şekilde açıklama yapmasını beklemiştim.

"Mesajları mı gördün?" Demişti ekranı kilitleyip tekrar sandalyenin üzerine koyarken. Başı hafifçe yana düşmüş, benden bir cevap bekliyor gibi yüzüme bakıyordu. "Evet, gördün. Ne düşünüyorsun peki? Kaçan keyfini bir şeylere yormalı mıyım?"

Kaşlarım hafifçe kalktığında kesintisiz bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu.

"Bir açıklaması olduğunu düşünüyorum ve beni suçlamadan açıklamanı bekliyorum?"

Bakışları garipti ve bu beni rahatsız etmişti. Bu yüzden de sesimin hafif ima içermesine engel olamamıştım.

"Mesajlarımı okuduktan sonra yüzün asılmış bir şekilde yanıma geliyorsun ve hiçbir şey söylemiyorsun. Seni aldattığımı düşünüyor olma ihtimalin dışarıdan bakılınca kaç gibi görünüyor?"

"Taehyung, beni suçlamaya çalışman sadece aklımda olmayan düşünceyi bana aşılar. Sadece keyfim kaçtı ve açıklamanı istiyorum" demiştim kaşlarımı çatarken. Sinirlenmeye başlamıştım çünkü tavrı gereksizdi. "Beni aldattığını düşünseydim buraya gelmez, direkt evden giderdim ve biraz daha düşünürsen eğer, sadece sandalyeye oturup saçlarını yıkamak yerine güvendiğimi hisset diye tamamen çıplak bir şekilde küvete giriyorum. Hayır yani beni anlaman için illa yüzüne mi vurmam gerekiyor yaptığım hareketleri?"

Birkaç saniye sadece sinirli yüzüme baktığında devam etmek istemiştim.

"Jaehyun konusunda yaptığın şeye benzer bir hareket yapmamaya çalışıyorum ama sen buna rağmen beni suçlayacak bir şey buluyorsun"

"Seni suçlamadım. Öyle mi düşünmeliyim dedim ve sen birden parladın"

"Aynen Taehyung. Parladım birden kendi kendime. Neyse boşverelim" diyerek etrafa bakınmıştım. Sinirlenmiştim gerçekten ve şu an kendimi aptal olarak görüyordum. Ne diye girmiştim küvete? Taehyungu tanımıyormuş gibi niye güven vermeye çalışmıştım ki? Boş bir çabaydı.

Friends; taekookWo Geschichten leben. Entdecke jetzt