10: Yapına sıçsınlar.

22.2K 2.3K 2.2K
                                    

"Baba!"

Bakışlarım, giriş kapısında dikilen ve dışarıya çıkan öğrencileri inceleyen babamı  bulduğu gibi sevinçle şakımıştım. Hızla ona doğru koştuğum sırada dikkatli gelmem adına bir şeyler söylese de umrumda bile değildi. Kollarımı boynuna sıkıca sarmak istesem de alçılı bileğim buna izin vermemişti. Bu yüzden yanına vardığım gibi sadece bir kolumu beline sararak boynuna sokulduğumda beni sıkıca sarmış ve kaldırarak bir tur döndürmüştü. Beni yere bırakınca kıkırdayarak yanağına bir öpücük bırakmış ve geri çekilmiştim.

"Bugün işim erken bitti, ben de neden oğlumu görmeye gelmeyeyim dedim ve sonuç olarak buradayım"

"Çok iyi yaptın baba, iyi ki geldin" demiştim mutluluğum sesime yansırken. "Seni gerçekten çok özlüyorum"

"Ben de seni çok özlüyorum" demişti tek eliyle saçlarımı okşarken. Beni tekrar kendisine çekip saçlarıma öpücükler bıraktığında yüzümden eksilmeyen gülümsememle birlikte gözlerimi kapatmıştım.

"Taehyung nerede?"

"Bugün gelmedi" demiştim ondan ayrılırken. "Biraz hasta çünkü. Aslında gelebilecek kadar iyiydi ama biliyorsun, abartmayı seviyor"

"Her zamanki Taehyung" diyerek güldüğünde ben de ona katılarak gülmüştüm. "Birlikte yemek yeriz diye düşünmüştüm aslında" dediğinde dudaklarımı büzerek birkaç saniye etrafa bakmıştım. Açıkçası her ne kadar abartsa da hastaydı ve hastayken yanında olmazsam ileride bunu yüzüme vurabilirdi.

"Aslında derse biraz keyfiyen gelmedi. Ararsak belki gelir" dediğimde babam başıyla onaylayınca telefonumu çıkartmıştım cebimden. Hemen onun ismine tıklayarak aramış, birkaç çalışın ardından konuşmuştum.

"Taehyung?"

"Efendim?"

"Ne yapıyorsun?"

"Göbek atamayacağıma göre.. yatıyorum?"

"Babam geldi de, birlikte yemek yiyelim istedik. Gelebilecek durumda mısın?"

"Hiç halim yok Jungkook, siz yiyin"

"Emin misin? Sen yemek yedin mi?"

"Yerim, beni düşünme. Babanla eğlenmeye bak. Kapatıyorum"

Gerçekten de yüzüme kapattığında şaşkınca ekrana bakakalmıştım.

"Ne oldu?"

"Yüzüme kapattı. Neyse. Gelemezmiş, hali yokmuş. Siz eğlenin dedi" diyerek telefonumu cebime tıktığımda babam arabasına yaslanarak kollarını göğsünde birleştirmişti.

"O hastayken eğlenmek de ayıp olur" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırarak başımı sallamıştım.

"Aslında Minjae de evde olmadığı için onu merak ediyorum. Sesi de çok halsiz geliyordu gerçekten" dediğimde babam yaslandığı yerden doğrulmuş ve arabanın etrafında dolanarak şoför koltuğuna geçmişti. Ben de öne oturmuştum hemen.

"O zaman yemek alalım ve ona gidelim." dediğinde gülümseyerek onu onaylamıştım.

"Çok güzel olur. Açıkçası dışarıda olsaydık aklım onda kalırdı"

"Biliyorum" demişti arabayı çalıştırırken bana kısa bir bakış atarak. Baklarındaki anlamı anlayamamış, üstelemeye de çalışmamıştım.

"Annenle nasıl aran?"

Arabayı kullandığı sırada soru sorduğunda bakışlarımı ona çevirmiştim.

Friends; taekookWhere stories live. Discover now