18: Artık biraz konuş, susma.

23.3K 2.5K 4.9K
                                    

Dikkat: Bu bölüm sizi bipolar edebilir.

Not: Yorumlarınızın gücü adına diyorum, başka bir şey demiyorum :)

___

Hayatım boyunca bu kadar şaşırdığım bir an olmamıştı.

Annem ve babam boşandığında, Taehyungu ilk defa öptüğümde veya o beni öptüğünde bile bu kadar şaşırmamıştım. Çünkü bu bambaşka bir seviyeydi bizim için. Bambaşka bir ilişkiydi.

"Yatak arkadaşın olmamı mı istiyorsun şu an benden?" Demiştim kendimi toparlar toparlamaz geriye çekilirken. Kalçamdaki ellerini belime çıkarttığında hala yüzündeki umutlu ifade sönmemişti.

Açıkçası şoktan çıkıp kendime geldikçe düşünüyor ve düşündükçe de sinirlenmeye başlıyordum. Kısır bir döngüye girmiş gibiydim ve sonucunda ne olacağını asla kestiremiyordum.

"Tam olarak yatak arkadaşlığı sayılmaz bu-"

"Yatak arkadaşlığı sayılmazsa sevgili olmaya girer o zaman? Taehyung, kusura bakma ama benden ne istediğini sen kendin de bilmiyorsun bence?"

Kaşlarım çatılmaya başlamıştı. Aramızda özel bir ilişki yok diye dudaklarımdan öpmesi konusunda ona karşı çıkıyordum ve o gelip bana yatak arkadaşlığı sayılmayacak bir yatak arkadaşlığı teklifi ediyordu. Şaka mıydı bu?

"Hayır, biliyorum. Sana yatak arkadaşım ol demedim zaten. Ne istediğimi açıkça dile getirdim işte" diyerek omuz silktiğinde burnumdan gülercesine bir ses çıkartmıştım kaşlarım havalanırken.

"Peki sana bunu kabul edeceğimi düşündüren şey ne?"

"Bedeninin verdiği tepkiler?"

"Taehyung, bedenim herkese yükseliyor, gidip herkesle cinsel bir şeyler mi yaşamalıyım?"

Aptaldı bu çocuk. Beni tanıdığını söyleyip duruyordu fakat görünen o ki hakkımda hiçbir bok bilmiyordu. Her türlü konuda duygulara ne kadar önem verdiğimin farkında bile değildi.

"Pekala, zaten sadece teklif ettim Jungkook. İstemiyorsan sorun yok, zorla bir şey yapacak değilim"

Sakinleşmemi istercesine yumuşak bir şekilde konuştuğunda gözlerimi devirmeden edememiştim. Ne düşünüyordu? Basit diye nitelendirdiği öpücük bile ilişkimizi değiştirmişken bu teklifin bizi etkilemeyeceğini, öylece unutulup gideceğini falan mı? Hem sorun yok demekle sorunlar ortadan kalksaydı şu anda tüm dünya omuz omuza olurdu.

"Taehyung, nasıl sorun yok diyebiliyorsun?" Demiştim şaşkınlık ve kızgınlık dolu bir sesle. "Nasıl hemen bir kenara kaldırabiliyorsun anlamıyorum?"

"Öpüştükten sonra nasıl unutabiliyorsak bunu da aynı şekilde unutabiliriz diye düşünüyorum, yanlış mıyım? Bir teklif ettim, reddettin ve konu kapandı"

"Evet, konu kapandı. Şak diye böyle" diyerek alayla tekrarlamıştım onu ve bu tavrım kaşlarının çatılmasına neden olmuştu.

"Ne yapmaya çalışıyorsun? Kavga etmek istiyor gibisin?"

"Evet istiyorum." Demiştim sesim istemsizce yükselirken. "Söyleyeceğin veya yapacağın hiçbir şeyin sonucunu düşünmeden hareket etmenden sıkıldım Taehyung. Ne düşünmem gerektiğini anlamaya çalışmaktan sıkıldım ve yoruldum."

"Sonuçlarını düşünmeden davrandığımı nereden bilebilirsin?" Dediğinde ona nasıl baktığımı bilmeden bakmıştım. Bilmiyordum çünkü ne hissettiğimden emin değildim.

"Çünkü aklından geçen her şeyi söylüyorsun. İçimde tutmayı sevmiyorum diyorsun ve birden söylemek istediğin her şeyi söylüyorsun."

"Hakkımda ne düşünüyorsun bilmiyorum Jungkook ama sandığın gibi düşüncesiz bir insan değilim. Sonuçları düşündüğüme emin olabilirsin."

Friends; taekookWhere stories live. Discover now