43: Damat-Mangal ilişkisi.

10.8K 1.2K 1K
                                    

Birkaç hafta sonra;

Gözlerime inanmak istemiyordum şu anda. Yeeun ve Ellie birlikte bir masada oturmuş hararetli bir şekilde konuşuyorlardı.

Biri beni istiyordu, diğeri Taehyungu. Şimdi oturup güzel bir plan yaparak bizi ayırmayı falan mı düşünüyorlardı acaba? Ya da onlara, yani bize, hangi büyüyü yapsak diye tartışıyor olabilirler miydi? Olabilirdi. Ben onlardan her şeyi beklerdim.

"Dikkat edelim de saç telimiz falan ellerine düşmesin. Büyü falan yaparlar bunlar bize"

Mırıldanarak sırtımı yasladığım Taehyungun kucağına biraz daha sokulup ona iyice sarıldığımda Taehyung kıkırdayarak dudaklarını saçlarıma bastırmıştı.

"Büyü bizi ayırabilir mi dersin?"

"Elbette hayır! Ama yine de yaparlarsa çok korkunç olmaz mı? Onlar yüzünden kötü şeyler yaşayabiliriz!"

"Şu an büyüden bahsetmediklerine adım gibi eminim. Bu yüzden boşverelim ve havanın tadını çıkaralım." Diyerek parmaklarını yanağıma yerleştirip topladığı etimi sıkıştırdığında elini ısırıyormuş gibi sesler çıkartarak geri çekmesini sağlamıştım. Sonra da o elini tutarak belime sarılmasını sağlayıp karnımda sabitlemiştim.

"Ama benim canım sıkıldı. Saatlerdir burada oturuyoruz" diye mızmızlandığımda Taehyung çenesini omzuma yerleştirip burnunu ve dudaklarını boynuma sürtmeye başlamıştı.

"Pekala, ne yapmak istersin?"

"Bilmiyorum ama böyle kös kös oturmak da istemiyorum"

İki saat önce dersten çıkmıştık. Taehyung havanın çok güzel olduğunu söyleyerek kampüste bir köşede oturmak istediğini söyleyince reddetmemiştim. Kendimize rahat olabileceğimiz sakin bir köşe seçmiştik ve sonra sohbet etmeye başlamıştık. Salak saçma espriler yapmış, birbirimizi güzel güzel güldürmüş, güzel güzel de öpmüştük. Keyifliydik, huzurluyduk.

Ta ki, Ellie ve Yeeunun birlikte gelerek biraz ilerideki bankalardan birine oturup hararetli bir şekile konuşmaya başlayana kadar.

Taehyungun takılmadığını biliyordum fakat ben takılmadan edemiyordum. Yeeun da Ellie de potansiyel tehditlerdi ve ben Taehyung gibi soğukkanlı biri değildim.

"Senin aklın onlarda kaldı değil mi?"

Saçlarımda parmaklarını dolandırarak okşarken mırıldandığında bakışlarımı onlardan çekerek dudaklarımı büzmüş ve bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Ama ne yapayım?" Demiştim hemen tatlılık yaparak. Aynı zamanda bedenimi de ona çevirmiş ve kollarımı beline sarmıştım. "Birbirlerini tanımıyorlardı bile. Tek ortak noktaları biziz. Bizim hakkımızda konuşmayacaklar da ne konuşacaklar?"

"Belki başka ortak noktaları vardır. Bilemeyiz"

"Eminim ben. Yoktu. Hiç görmedim onları. Ellienin çevresi geniş ama Yeeun onun çevresinden değil. Hem Yeeunun en yakın arkadaşıyla Ellie kavgalıydı. Ortak noktaları olamaz"

Taehyung analizime karşı gülerek parmaklarıyla saçlarımı geriye doğru taramaya başladığında dudaklarına uzanıp minik bir öpücük çaldıktan sonra yüzümü boynuna gömerek ona sıkıca sarılmıştım.

"Gözlerin, kulakların her yerde bakıyorum? Nereden biliyorsun sen bunları?"

"Ben bilirim. Düşmanımı iyi tanımam lazım çünkü. Arkadaş olduğumuz günler sağ olsun, senin sayende onu çok iyi tanıdım"

Yaptığım göndermeye karşı sadece kıkırdayarak saçlarıma bir öpücük bıraktığında ben de gülümsemiştim hemen.

"Tamam. O zaman ne yaparsak için rahatlar? Onu yapalım?"

Friends; taekookWhere stories live. Discover now