Me Too

Me Too=34

Yeni evli ve aşık sope yazma hayallerim sen hep hoşgeldin..
Heheh

Kaç gündür boştaydım ve üç bölüm yazarak okuyanları mutlu etmek istedim. Diğer bölüm gecikebilir emin değilim daha hiç yazmadım.
Bazılarına teşekkür ederim💜
Yayımlarken hiç emin değilim ve içim içimi kemiriyor.
Yazarken biraz fazla gergindim.

Çikraliçe güzel okumalar diler..

...

Hoseok...

"Çekil şuradan ya! Tamam kahvaltı hazırladın anladık. Sürekli bana dokunmaya çalışmayı kes Yoongi."

"Ama neden böyle oldu ki ben analamadım. Daha dün evlendik ve hiç hayallerimde ki gibi değil."

"Çünkü düğün gecemizi mahfettin."

"Ben ne yaptım ya! Geldiğim de uyuyordun ben de uyandırmak istemediğim için üzerini örttüm."

"Kaç saat seni bekledim ben? Ne yapıyordun doğruyu söyle? Nereye gitmiştin?"
Diye kendi kendine söylenmiş ve o bana meyve suyu katarak nazımı çekmeye hazır beklediğini belirtirken sert tavrımdan taviz vermemiştim.
Belki bir saate yakın onu beklemiştim ve o gelmemişti.

Düğün gecemiz de beni bekletmişti.
İlk gecemizden beni terk etmişti..

"B-ben.. duşta uyuya kalmışım da. Ne yapayım? Sen tutturdun Türk düğünü diye. Bütün gece öldük yorgunluktan."
Gözlerim irice açılmış açıklamasının kabahatinden büyük olmasına nedense şaşıramamıştım.

"Ama senin için özel bir meyve suyu yaptım."
Demiş ve yeni evimizin bardaklarını ilk defa kullanarak önüme bırakmıştı. Sabah benden önce uyanmış ve kahvaltı hazırlamak için mutfağa inmişti. Uyandığım da onu yanım da göremeyince daha çok kızmıştım.

Tanrım.. evliliğimizin ilk günün de yatakta tek başıma uyanmıştım ve gece beni terk ettiğini düşünerek ağlamıştım.

"Bardak çok güzelmiş he.."
Diye söylenirken meyve suyundan bir yudum almıştım. Fakat içtiğim şeyi geri püskürtmemek ve karşım da merakla tepkimi bekleyen Yoongi'yi üzmemek için üstün bir çaba vermek zorun da kalmıştım.

İğrençti.

"Bu ne ya?"
Demekten kendi alıkoyamamış ve heyecanla yüzümü inceleyen ve artık kocam olan kişiye odaklanmıştım.

Bu gün nedense çok uysaldı.

Kesin sapık planları vardı.

"Olmamış mı?"
Diye sormuştu heyecanla.

"Ne kattın buna?"

"Karpuz, portakal, ananas muz.. ve sevgimi kattım."
Yüzümü buruşturmak istesem de gülümseyerek bakan suratını asmak istemediğim için ben de gülümsemeye çalışmıştım.

Bardağa yan bir bakış atıp renginin bile iğrenç olduğunu fark etttiğim de ise gerçekten gülümseye devam etmem benim ona olan sevgimin en büyük kanıtıydı.

"Nasıl güzel olmuş mu?"
Yutkunmuş ve boğazımı temizlemiştim.

Tabiki de bu şeyin iğrenç olduğunu ona söylemeyecektim.

"Çok güzel olmuş."

"Tarifte portakal yoktu ama ben sen seviyorsun diye kattım."
Kendi bardağına uzandığın da içeceğini anlamış ve atılarak bardağı elinden almıştım.
Ayrıca portakalı sevdiğimi nerden bildiğini bile bilmiyordum.

"Onu da ben içeceğim."
Kaşları şaşkınlıkla havalanmıştı.

"O kadar güzel mi olmuş?"
Başımla onaylamış ve onun bardağını da da önüme koymuştum.