Me Too

Me Too=26

Hala buradaysanız ses verin! Ropörtaj yapacağım notlarımı dikkate alırsanız mesuud olurum.

Adı aşk olunca eriyenler, kendinize gelin, sarsılın.
KENDİNİZE GELİN BEN SAPIM AMK! GİDİN EVİNİZ DE SEVİŞİN!
GİDİN SOSYAL MEDYANIZ DA ELLEŞİN!
YA DA KENDİNİZİ AŞKTAN İZOLE EDİN!
Vıcık vıcık şeyler hiç sevmem ya! Ben aşık olduğum da öyle eriyor muyum amk? ERİYOR MIYUHM! AŞIK OLDUĞUM DA BEN BEBEK GİBİMİ OLUYRM? BEN ERİMİŞ ÇİKİLATA GİBİ ILUYORMUYIM AMK AŞIK OLUNCA? SİZ NİY BÖYELSİNİZ YAHĞA
HİÇ HOŞ DEĞÜİL!
Aşk pişmanlıktır.
Aşk salaklaştırır.
Aşk kör eder.
Aşk sonu kapalı bir tüneldir yeğğğen girişi vardır ama çıkışı yoktur. ŞİMDİ SEVGİLİSİ OLANLAR BURAYI TERK ETSİN İSTWMİYPRUM! BANANE BANANE YA BANANE gidin! Gerwksiz gwreksiz şeyler hiç sevmediğim hareketler ya.
Sanki kıskanıyorumda diyorum bunları. İyiliğiniz için sap kalın, mutlu olun.

Neysh sakinim. Öhm.
+18 smutlu

.....

Seokjin...

"Y-yugyeom.."

"Hyung, iyi misin?"
Sahte bir şekilde öksürerek burnumu çekmiştim.

Her şeyde yetenekli olduğum gibi oyunculukta da kahrolası harika bir yeteneğim vardı.

"Taehyung'u kaçırdılar! Mafyaydılar sanırım! Silahları da vardı! Aniden önümüzü kestiler ve onu kaçırdılar!"

"Ne? N-nasıl? Kim?"

"Yugyeom yardım etmelisin lütfen bir şeyler yap-"

"Kahretsin, kim yapmış olabilir bunu hyung? Nerdesin? Geliyorum Polisi arayalı-"

"Ne polis mi? İnanamıyorum yoksa Taehyung'mu kaçırıldı! Polise haber veremeyiz Yugyeom!"
Arkadan başka bir ses duyduğum da göz devirmiştim. Jungkook çoktan Yugyeom'un yanına varmış olmalıydı.

"Başka ne yapabiliriz ki?"

"Polis olmaz öldürürler yoksa Yugyeom!"
Jungkook'un yapmacık sesi benim tüm oyunculuk yeteneğimi yerle bir etse de aldırmamaya çalışmış ve burnumu çekerek ağlıyor gibi yapmaya devam etmiştim

"P-polise haber verirsek onu öldürürler lütfen buraya gelin. B-ben çok kötüyüm. Hala arabadayım, şehirden uzak bir yerde. Konum attım lütfen hemen gelin."
Telefonu kulağımdan indirip bir süre ekrana bakmış ve elimle ağzımı kapatarak kahkağa atmaya başlamıştım.

"Tanrım bu çok eğlenceli Namjoon!"
Bakışlarımı gülerek yanım da hayalet görmüş gibi beni izleyen sevgilime çevirmiş ve bir süre daha güldükten sonra boğazımı temizlemiştim.

"Seokjin.."
Demişti bana inanamıyor gibi.
Gülüşümü zar zor bastırmış ve ona doğru uzanarak şaşkınlıktan aralanan iri dudaklarına sert bir öpücük bırakmıştım.
Suratıma boş boş bakması bile sinirimi bozmuyordu. Çünkü planım tıkır tıkır işliyordu.

"Plan yaparken gerçekten gözün dönüyor Seokjin."
Dediğin de ellerimi omuzlarına koymuş ve gülümsemeye devam etmiştim.
Boş bakışları düzelirken ellerini belime yerleştirmiş ve beni kendine çekmişti. Arabanın ön koltuğun da olduğumuzdan alan kısıtlıydı.

"Sana böyle biri olduğumu söylemiştim. Benden soğudun mu? Umrum da değil, beni bırakamazsın yoksa..."

"Yoksa ne?"

"Seni öldürürüm."
Alnını alnıma yaslayarak gülmüştü. Gamzelerini yakından görmenin heyecanını birkez daha yaşarken omzumdaki elini yukarı çıkarmış ve siyah çerçeveli gözlüğünü çıkararak arka koltuğa atmıştım. Gözlüğü her ne kadar ona yakıştırsam da ona bu kadar yakından bakarken gözlerine bir cam parçasının arkasından bakmaktan hoşlanmıyordum.