Me Too=12

7.7K 545 1.5K
                                    

Medya Hoşik'e ait:)

Namjin'siz bir bölüm🙁.
Pek bölüm yazacak hevesim kalmadı. Sadece yb isteyenler için zar zor yazdım. Üzgünüm:( Söz verdiğim vakitte atamadım özellikle özelden yazanlar çok teşekkür ederim. Sizler sayesine acıcık yazabiliyormuşum gibi hissediyorum

.....

Jimin...

"Beni bıraktığın için teşekkür edeceğimi sanıyorsan boşuna sanarsın."

Demiş ve kemerimi çıkartarak arabanın kapısını açmıştım.
Cafeden babamın emniyette olduğunu öğrendikten sonra hızla çıkmıştım. Patron birşeyler gevelemişti fakat pek umursadığım söylenemezdi. O sikik herif için işimden kovulursam bu defa elimden çekeceği vardı.

Her defasında annem yüzünden sustuğum yetmezmiş gibi daha 21 yaşımda o it herifi nezaretlerden kurtarıyordum.

"Ne o sürekli teşekkür eden, minik Jimin'e ne oldu?"

Arabadan inmiş ve büyük merkezin girişine ilerlerken yanımda duyduğum sesle durmuştum. Ona gerçekten gıcık oluyordum. Çünkü bilirsiniz zengin züppenin tekiydi he bir de
Sinir bozucuydu.
Ojeli güzelle ilgilenmek yerine yanımda gelecek kadar hemde

"Birincisi ben minik değilim. İkincisi defol."
Merkezin giriş kapısından girmiş ve kapı da bekleyen polislere artık alıştıkları için baş selamı vermiştim.

"Ahh Jimin miniciksin. Ellerine bak. Tanrım hiç bu kadar minik el görmemiştim. Ayrıca kısasın ve yanakların çok tombiş. Minicik ve tombişin karışmış hali diyebiliriz. Beyaz bir pamuk şeker gibisin."
Asansör önünde durduğum an bıkkınca nefes vermiş ve sinirle ona dönmüştüm

"Sen gitsene ya! Ne geliyorsun benim peşimden! Tömböşmöş! Mönöçökmöş! Pömökşökörmöş! Sensin o!"

"Ben senin gibi mönöcök döğölöm."

Diyerek bir çocuk gibi beni taklit etmişti. Gerçekten bozuk olan sinirlerimi umursamadan gülümsemek istemiştim. Fakat sadece istemiştim.
Ona gıcık olduğum için gülümsememeyi tercih etmiş ve gözlerimi kısmıştım

"Sen niye beni takip ediyorsun? Getirdin işte gidebilirsin."

"Sadece yardımcı olmak istiyorum. Burada tanıdıklarım var."

"Bak açık konuşayım o zaman. Ben de iyi bir izlenim bırakmadın ve ben gerçekten birkere gıcık olduğum insanla asla yan yana gelmek istemem. Yardımını da istemiyorum."

"Demek ilk ben olacağım."
Birkaç saniye ciddimi diye suratına bakmıştım. Gülümsüyor du.
Göz devirmiş ve asansörden içeri girmiştim. O da hemen yanıma gelmişti. Gerçekten acelem olmasa onu bura da dövebilirdim. Görmemezlikten gelmeyi seçmiş ve düğmeye basmıştım. O şerefsiz yine ne haltlar yemişti bilemiyordum bile. Sürekli buraya gelmekten bıkmıştım.

"Hey Jimin gerçekten neden o cafe de çalışıyorsun?"
Diye sorduğundaki kollarımı önümde bağlamış ve kocaman gülümseyerek ona dönmüştüm

"Çünkü ben fakirim. Çünkü ben senin gibi zendin değilim!"

"Üzgün olduğumu daha önce de söylemiştim. Abime hakaret ettin."

"Abin hakaretlerin en büyüğünü hak ediyor. Benim biricik Hyung-nime tecavüz etmeye dahi kalktı!"

"Ne? Saçmalama Jimin onlar evli."
Birkaç saniye suratına bakmış ardından açılan asansör kapısından çıkmıştım. Onunla tartışacak durumda değildim.

Gereken yere yani müdürün odasına ilerlerken dahi arkamdan gelmişti. Yani tamam.. ben olsam asla gelmezdim. Niyeti sadece yardım etmek ise o kadar da kötü biri olmayabilirdi.

Me Too Where stories live. Discover now