5. Bölüm

9.5K 335 314
                                    

Cuma, saat 17.27...

Telefonumun çalmasıyla dolabın içindeki kıyafetlerle bakışmayı bırakıp yatağa doğru ilerledim. Telefonu elime alıp ekrana baktığımda Ateş'in aradığını gördüm.

Aramayı yanıtlayıp telefonu kulağıma götürdükten sonra, "Efendim?" dedim.

"Hazır mısınız gülüm?" dedi Ateş. "Yoldayız biz."

"Iı... Şey..." diye geveledim. "Annemler hazır da, ben hazır değilim."

"Ne giyeceğini bulamadın değil mi?" dedi Ateş gülerek.

"Doğru bildin," diyerek tekrar dolabın karşısına geçtim. Kıyafetleri karıştırmaya başlarken, "Ateş ben ne giyeceğim ya?" dedim.

"Lan rahat bir şeyler giysene," dedi. "Podyuma mı çıkıyorsun sanki?"

Ofladıktan sonra, "Peki madem," dedim. "Dediğin gibi olsun."

"On dakikaya oradayız güzelim," dedi. "Araba kullanıyorum ben. Kapatıyorum şimdi."

"Tamam, dikkatli ol."

Telefonu kapatıp yatağın üzerine attıktan sonra dolaptan siyah bir tayt ve üzerinde büyük, siyah harflerle Be Happy! yazan uzun ve bana oldukça bol gelen beyaz bir tişört çıkardım. Üzerimdeki pijamalardan hızlı bir şekilde kurtulup çıkardıklarımı giydikten sonra saçımı taradım ve omuzlarımdan sarkıttım.

Kapı iki kere tıklatıldığında, "Efendim?" diye seslendim. Kapının açıldığını duyduğumda kafamı kapı tarafına çevirdim. Ateş gülümseyerek beni süzüyordu. O beni süzerken ben de onu süzdüm. Her zamanki gibi siyah bir kot pantolon ve açık mavi bir tişört giymişti. Üzerine de koyu mavi bir kot ceket giymişti. Bu giydiği basit şeylerle bile nasıl yakışıklı durduğunu merak ediyordum. Ceketinin yakalarını kıvırmak yerine boynunu kapatmıştı ve bu ona hiç yakışmamıştı. Aşırı itici duruyordu.

Ateş içeri girip kapıyı kapatırken yanına ilerledim. Gözlerime bakıp, "Sözümü dinlemişsin," diyerek gülümsedi.

"Ben uslu bir kızım," dedim. Ellerimi ceketinin yakalarına götürüp yakalarını kıvırırken, "Niye böyle yaptın yakanı?" diye sordum.

"Arabada klima çalışıyordu. Boynum üşüdü, ne yapayım?" dedi. Yakalarını tamamen düzelttikten sonra gözlerimi gözlerine sabitledim. Ardından gözlerim dudaklarına kaydı.

Ateş derin bir nefes alıp verdi. Sakinleşmek ister gibi gözlerini kapattıktan sonra, "Bilerek mi yapıyorsun?" dedi.

"Evet," diyerek güldüm. Parmak uçlarımda yükselip biraz dudaklarına yaklaştım.

Dudaklarını aralayıp, "Beni kışkırtma," dedi sessizce. Biraz daha zorlasam iddiayı kaybedeceği belliydi. Onu umursamayıp ellerimi göğsüne koydum. Sağ elimin altında hızla atan kalbini hissettiğimde tekrar güldüm.

Onu biraz daha zorlayabilirdim fakat babamlar aşağıdaydı ve artık çıkmamız gerekiyordu. Bu yüzden geri çekildim. Ateş derin bir nefes alıp kendini toparladıktan sonra yatağın üzerine koyduğum telefonumu eline aldı ve, "Hadi," diyerek kolumu çekiştirdi. "Aşağı inelim. Ölmek için daha çok gencim." Son cümlesini gülerek söylemişti. Elimde olmadan kıkırdamıştım.

Aşağı inip salona geçtiğimizde bizimkilerin sohbet ettiklerini gördüm. "Çıkıyor muyuz?" dedim kapıda dururken.

"Çıkalım bakalım," diyerek ayağa kalktı babam. Arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim. Üzerime siyah kot ceketimi giydikten sonra ayakkabılıktan beyaz spor ayakkabılarımı alıp ayağıma geçirdim. Hep birlikte evden çıktığımızda annem arkamızdan kapıyı kapatıp kilitledi.

Bay Sevgilim (Bay Odun 2)Where stories live. Discover now