FİNAL

4.1K 190 155
                                    

Ani final... Özür dilerim :(

11 yıl sonra... Amerika, New York...

Arya Çakır Kandemir...

Saat gece üçe doğru gelirken esneyerek beyaz önlüğümü çıkardım. Bugün de nöbetimin sonuna gelmiştim... Doktorluk çok güzel bir şeydi. Asistanlık sürecim bitmiş, tam anlamıyla bir doktor olmuştum.

Beyin cerrahı... Babam yüzünden küçüklükten beri yapmak istediğim meslek...

Ateş'le birlikte üniversite eğitimimizi tamamladıktan ve tamamlar tamamlamaz Türkiye'ye gidip evlendikten sonra New York'a taşınmıştık. Aslında bize kalsa Amerika'nın en güzel yerlerinden birinde evlenirdik fakat bütün sülalemiz Türkiye'de olduğu için yapamamıştık. Ateş de ben de asistanlığımızı New York'ta tamamlamıştık.

Ha bir de, evlendikten bir ay sonra hamile kalmıştım, iki tane ikizlerimiz olmuştu. Ateş'le birlikte üniversite zamanımızda her şeyi yaptığımızı düşünmüştük. Evlenmeden 6 yıl birlikte yaşamış, bu süre içinde de bütün çiftlerin yapması gereken her şeyi yapmıştık. Dışarılara çıkıp doyasıya eğlenmiş, tatil zamanları ülkeleri ve Amerika'nın şehirlerini gezmiş, barlara gidip sarhoş olmuş ve sokaklarda şarkı söyleyerek dolaşmış, deli gibi sevişmiştik. Bu yüzden direkt çocuk sahibi olmak istemiştik.

Aras ve Asya... Ateş'ten sonra başıma gelmiş en güzel iki şey...

Amerika'da doğmuş olmalarına rağmen Türk ismi koymuştuk. Şu anda 5 yaşındalardı ve hâlâ düzgün bir bakıcı bulamadığımız için kreşe gitmek zorundalardı. Ama bu bir noktada iyi oluyordu. En azından arkadaşları vardı.

Üçünü de çok özlemiştim. Bir an önce kavuşmak için can atıyordum. Ateş, Aras'la Asya'nın uyuduğunu saat on gibi mesaj attığı için uyuduklarını, Ateş'in de uyumadığını biliyordum. Yarın da erken gitmiyordu zaten. Yakışıklı hakimim!

Mesleğini çok seviyordu. Ona hakimciğim dememe bayılıyordu. Aslında, ben de onun bana doktorcuğum demesini bayılıyordum.

Hastaneden çıktığımda şehrin ılık havası yüzüme çarptığında gülümsedim. Ağustos ayının ortalarında olduğumuz için hava hayli sıcaktı. Yüksek binalara kısa bir bakış attım. Koca koca gökdelenler, insanın gözünü alan ışıklar, süratle geçen güzel arabalar...

Siyah Porsche arabama doğru ilerlerken tam hayal ettiğim hayatı yaşadığımı fark ettim.

Sürücü koltuğuna oturduktan sonra çantamı yan koltuğa koydum. Uykulu uykulu araba kullanmam ne kadar doğruydu bilmiyordum fakat artık alışmıştım.

Yirmi dakika sonra üç katlı geniş evimizin önüne geldiğimde arabamı Ateş'in beyaz BMW'sinin arkasına park ettim.

Arabadan indikten sonra çantamdan evin anahtarını çıkarıp sessizce kapıyı açtım.

Ateş'i birden kapıda gördüğümde, "Ay!" diye çığlık attım. Evin içinde zaten ışıklar yanmıyordu, bir de öyle birden karşımda belirince iblis sanmıştım.

Ateş hafifçe güldükten sonra, "Uykun açılsın diye yaptım," dedi. Çantamı elimden alıp askılığa astı.

Ellerini ince belime koyup beni kendine çektiğinde gülümsedim. Bir elini belimden ayırıp saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Hoş geldin güzel karım..." dedi.

Gülümsedim. İkimiz de 30 yaşındaydık fakat Ateş'in küçük bir güzel sözünde bile hâlâ mayışıyordum.

Ateş eğilip dudaklarımdan öpmeye başladığında gözlerimi kapattım. Öpüşmemiz dünden bugüne oldukça değişmişti.

Bay Sevgilim (Bay Odun 2)Where stories live. Discover now