13. Bölüm

5.4K 236 139
                                    

Düğün salonuna geri dönüp masamıza oturduğumuzda içeri gittikçe kalabalıklaşmaya başlamış, tabak çanak sesleri çoğalmıştı. Ateş'le birlikte milletin dedikodusunu yaparken arada Gamze'yle gözlerimiz buluşuyor ve onun öldürücü bakışlarına maruz kalıyordum. Fakat bu benim umurumda mıydı? Kesinlikle hayır.

Saat 21.07 olduğunda ve salon tamamen dolduğunda ışıklar kapandı. Müzik değişip başka bir müzik çalmaya başladığında çalışanlar Funda Ablayla Umut Abinin geleceği yere maytap koyuyorlardı. Birkaç saniye sonra ikisi göründüğünde herkes birden alkışlamaya başladı. Ben de o alkışlara katılırken Funda Ablanın da Umut Abinin de aşırı mutlu olduklarını fark ettim.

Pistin ortasına geçtiklerinde alkışlar durdu. Umut Abi Funda Ablanın beline sarılırken, Funda Abla elini zarif bir şekilde Umut Abinin omzuna koydu. Lovely şarkısı çalmaya başladığında uyumlu ve yavaş bir şekilde hareket etmeye başladılar.

Herkes onları izlerken Umut Abi Funda Abla'nın kulağına eğildi ve gülümseyerek bir şeyler söyledi. Funda Abla utangaç bir şekilde gülümsediğinde Ateş'in, "Kesin gece hakkında bir şeyler söyledi," dediğini duydum.

Onları izlemeyi bırakıp Ateş'e döndüm. "Senin için fesat bir kere."

"Bak sen..." dedi Ateş gülerek. "Umut Abi ne söyledi de Funda Abla utanmış bir şekilde gülümsedi o zaman?"

Birkaç saniye düşündükten sonra, "Çok güzel olduğunu söylemiş olabilir," dedim.

Ateş önündeki şarap bardağını eline alıp şarabından bir yudum içtikten sonra, "Yaşayacakları tutkulu geceyle ilgili bir şeyler söylediğine kalıbımı basarım," dedi kendinden emin bir şekilde. "Çünkü ben olsam öyle söylerdim." Şaşkın bir şekilde ona baktıktan sonra omzuna yumruk attım.

"Biri duyacak. Susar mısın?" dedim.

"Susamam, acıkırım." Suratına düz bir şekilde baktım.

"Espri miydi bu? Cidden, neydi o?" O gülerek karşılık verdiği sırada sandalyemi biraz ona doğru çektim.

"Milletin içinde sırnaşmasana!" dedi Ateş. "Cık cık cık. Ayıp denen bir şey var!"

"Bana diyene bak?" dedim gülerek. O sırada müzik bittiğinde salonda büyük bir alkış koptu.

Umut Abiyle Funda Abla nikah masasına doğru ilerlediler. İkisi de yerlerini aldığında nikah memuru klasik şeyleri söylemeye başladı. Funda Ablaya o kutsal soru sorulduğunda öyle büyük bir çığlıkla, "Evet!" demişti ki sesi salonda yankılanmıştı. Umut Abi "Evet!" diye bağırırken ona göre daha sakindi fakat onun da sesi gür ve mutlu bir şekilde çıkmıştı.

Kulaklarıma Özdemir Erdoğan'ın Bana Ellerini Ver şarkısı ulaştığında Ateş'in boğazını temizlediğini duydum. Hemen ardından yanımdan kalktı ve karşıma geçip bir beyefendi gibi elini uzattı. "Hanımefendi, rica etsem bu dansı bana lütfeder misiniz?"

Ufak bir kahkaha attıktan sonra elini tutup ayağa kalktım ve, "Memnuniyetle beyefendi," dedim.

Birbirine sarılmış romantik bir şekilde dans eden insanlara biz de katıldık. Ateş bir elini belime koyduğunda bir elimi omzuna koydum. Yavaş yavaş hareket etmeye başlarken Ateş kulağıma eğildi.

"Çok güzelsin..." diye fısıldadığında kendimi sakinleştirmek için derin bir nefes aldım. Alt dudağımın kenarını dişlerken Ateş şarkıya eşlik etmeye başladı.

Ben bal arısı gibiydim senden önce
Bak pervanelere döndüm seni görünce

Yana yana kül olsam her an, yine de senden ayrılamam
Yoluna adadım ömrümü ben sensiz olamam

Bay Sevgilim (Bay Odun 2)Where stories live. Discover now