Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karantina
Taeil : Dans etmek Vücudu, sana hareketi göstermek için gövdeni yavaşça aşağı doğru itti. Onu itip kucağına oturdun. "Dans etmek istediğini söylemiştin." Dedi gülümseyerek. Sadece birkaç saniye önce dans etmekten ağır nefes alıyordun. "Sanırım nasıl olduğunu öğrendim." Dedin onu öpmeye başlamadan önce.
Johnny : Egzersiz yapmak Squat yaparken sana baktığını biliyordun ama umursamadın. Dudaklarını yalarken gözleri üzerindeydi ve tekrar aşağı eğilirken inlediğine yemin edebilirdin. "Yani, yeni bir egzersiz keşfettim..." Onun derin ve eğlendirici bir sesle konuştuğunu duydun. "Gerçekten mi?" Aynı tonda sordun. "Evet. Sadece böyle yapmalısın-" Seni öperken, gövdeni yavaşça itti.
Taeyong : Uzanmak "Taeyong" Ellerini gömleğinin altına kaydırdığında güldün. "Sadece uzanmak istediğini söyledin." Dedin. Boynunu öpmeyi bıraktı ve başını kaldırdı. "Ama zaten uzanıyoruz, değil mi?"
Yuta : Boyamak Fırça sırtını okşarken kıkırdadın. Neden cildini boyamasına izin vermeyi kabul ettiğine dair hiçbir fikrin yoktu. Dediği gibi gerçekten rahatlatıcıydı. "Henüz bitirmedin mi?" Diye sordun. "Mm, sadece bir saniye. Son dokunuşu yapmam gerek." Diye yanıtladı. Ama parmaklarının bacaklarının arasına kayacağını beklemiyordun.
Doyoung : Tahta oyunları Ona bakmaktan, tahtaya bakamıyordun. "Bana bakmayı bırak ve tahtaya bak." Gözlerini devirdin. "Bir sonraki hamleni bilmek için ifadeni okumalıyım." Diye cevapladın. "Ah öyle mi?" Gülümsedi. Aniden tüm parçalar anı bir haraketle zemindeydi. "Bunun geldiğini hissetmedin, değil mi?" Dudakları neredeyse sana değecek şekilde fısıldadı.
Jaehyun : Yemek yapmak "Şimdi bana şekeri uzat." Dedin elini uzatarak. Mırıldandı ve elini öptü. "Bu kadar şeker yeter mi şef?" Diye sordu cilveli bir gülümsemeyle. Yanakların inanılmaz bir şekilde kızardı. "Ya bana tuzu uzatmanı isteseydim?" Jaehyun cevap vermedi ve sadece göz temasını kesmeden parmağından birini ağzına aldı.
Jungwoo : Sana makyaj yapmak "Tamam." Aynaya bakıp güldün. Jungwoo da sana baktı. "Çok iyi bir iş çıkardım." Dedi. Bir insandan daha panda gibi görünsen de. "Şimdi sadece dudaklarım kaldı." Dedin. Ona seçtiğin ruju uzatarak. Jungwoo bir saniye beklemedi, yüzünü iki eliyle tuttu ve dudaklarını öptü. Nefes almana izin verdiğinde nefes nefese kalmıştın. "Mmm, evet, bu renk sende iyi duruyor."
Mark : Kitap okumak "Okumanın biraz sıkıcı olduğunu düşünmüyor musun?" Sana bakmasını sağladın. "Yapabileceğimiz başka bir şey yok." Diye cevap verdi. Gülümsedin ve bir elini bacaklarının arasına koydun. "Tamam, belki yapabileceğimiz başka bir şey var."
Haechan : Oyun oynamak "Parmaklarımı ne kadar hızlı hareket ettirebileceğimi görmek ister misin?" Haechan bilgisayarda video oyunu oynarken sordu. Ona doğru yürüdün, sıkılmıştın. "Evet." Omuzlarını silktin. Elleri ile seni kaldırdı ve önündeki masaya oturmanı sağladı. Havanın bir saniye içinde ciğerlerini terk ettiğini hissettin. "Çok hızlı, değil mi?" Parmaklarını içinde derin bir şekilde hissederek inlemeye başladığında gülümsedi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
