35

3.2K 298 148
                                    

İyi okumalar güzellerim, umarım bu güzel hikayenin son bölümlerinden keyif alabiliyorsunuzdur

You Belong With Me mi, Summertime Sandness mi?

...

Jennie

"Sonuçta iddiayı kaybettin."

Önümde, tehlikeli sayılabilecek demir merdivenleri çıkarken keyifli sesiyle hatırlattı.

Tutabilmem için arkasından korkakça yürüyen bana elini uzattığında, halinden hiç memnun olmayan sesimle mızmızlandım. "İddia falan yoktu."

Tabiki siparişleri bitirememiştim. Belki bitirmeyi denesem en azından ilerleme gösterirdim. 

Fakat ben, yatağında oturmuş büyük ve mavi çerçeveli gözlüğüyle, dizlerine koyduğu çizim defterine düşünceli bir şekilde bakarak çizim yapan kadınla sevişmeyi seçmiştim.

Ve nasıl olduysa, o bir gecede çizimleri bitirebilmişti ama ben sadece bir elbiseyi dikerken gözlerimi ondan alamadığım için, parmağımda iğneyle bir kaç deliğin açılmasına sebebiyet vermiştim.

Ertesi gün siparişler konusunda keyifli bir şekilde bana yardımcı olan kadın, dün onu epey sinir ettiğimi unuttuğunu düşünmemi sağlamıştı. 

Fakat gün sonunda beni işten erken çıkarması ve bugün restoranda beraber yiyeceğimiz yemeği iptal ettiğini söylemesiyle işler değişmişti.

Neden iptal ettiğini sorduğumda sadece sırıtmış ve dün siparişleri bitiremememi bir kaç iddialı kelimeyle bana hatırlatmıştı. Sorun değildi, sırıtışı bile o kadar güzeldi ki bana söylediği her şeye kafamı sallayıp, söz dinleyen bir çocuk gibi ona uyabilirdim.

Daha önce at binmeye, resim çizmeye veya görkemli bir çatıdan manzarayı izlemeye çıkmıştık, beni kötü bir yere götürmeyeceğine emindim. Ta ki, bisikleti eski ve kapanmış bir fabrikanın önüne park edene dek.

Şimdi ise fabrikanın çatısına çıkan uzun demir merdivenleri yarılamıştık. Yorucu bir iş gününden sonra sevgilimin bana 5 kat merdiven çıkarttığı gerçeği, alnımda biriken ter ve Lalisa'ya sürekli iddiaya girmediğimiz konusunda mızmızlanarak merdivenleri çıkmaya devam ediyordum.

Üçüncü kata geldiğimizde aniden arkasını döndü ve nefesleri hızlanmış bedenime bakarak aramızdaki merdiven basamağına indi. Bana yaklaştığında nefeslerim arasından sordum. "Neden durdun?"

Yüzünde dünyadaki en sevdiği hazinesine bakar gibi bir gülümseme belirdiğinde, siyah dar kotunun cebinden bir peçete çıkarıp terden anlıma yapışan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Elindeki peçeteyle alnımdaki teri sildi ve düşmekten korktuğum için sıkıca parmaklarını sarmaladığım elimi dudaklarına yaklaştırıp küçük bir öpücük bıraktı. "İki kat kaldı ama istersen asansör kullanabiliriz."

Nefesim beynimle karıştığından olsa gerek, olumsuz anlamda başımı salladım ve karşımdaki kusursuz bedenin bana "Emin misin?" Dercesine bakmasını sağladım.

Bir süre sonra tekrar aramızda bir basamak bıraktı ve önüne dönüp çıkmaya devam etti.

Az önceki düşünceli tavrı yüzünden iddia zırvalıklarını unutmamı ve sırıtarak merdiven çıkmamı sağlayan kızla çıktığım iki kat, diğerlerinden daha az yorucu olmuştu.

Sonunda çatıya vardığımızda, görüş alanıma ilk giren şey manzaraya yakın koyulmuş iki minderdi.

Başka bir şeyin görüş açıma girmemesi normaldi, çünkü başka bir şeyden eser yoktu.

umbrella || jenlisaWhere stories live. Discover now