10.

17.2K 1.7K 1K
                                    

Yazım hataları varsa, affola.. bölüm sonu okunsun lütfen ✌🏻❤️

İyi okumalar 💫

*

YAĞIZ EMİR ALKAN

Elimdeki araştırma dosyasını hiddetle masaya vurdum. Dosyadan kopan elim, saatler önce boynumda hissettiğim dokunuşları, yine hissedebilirim umuduyla dokunduğu yerlerde gezindi. Aldığım derin nefes, taş çatlasa on kez girdiği ofisime sinen kokusunu ciğerlerime bayram niyetine doldurdu. Gözlerim hüzünle kapanırken, sol yanımda hissettiğim yanma sonum olmaya yemin etmiş gibi yokladı yüreğimi. Dudaklarımda hissettiğim ağırlık; küçük, şeftali kokan dudaklarının ağırlığından başka bir şey değildi. Kısacık bir temas, daha önce kendimde görmediğim, bir daha göremeyeceğim diyarlara götürdü beni.

Boynumdan çektim ellerimi, dirseklerimi önümdeki masaya dayayıp başımı ellerimin arasına aldığım anda açılan kapıya çevirdiğim bakışlarımın görmek istediği insan belliydi. Baş belası, uzun dilli, hala büyüyememiş bir kız çocuğu hayatımın tamamına sirayet etmişti. Zilli dilli Meryem 'di. Nazlıydı.

Kötüydü.

"Amirim, uyuşturucu davası için başsavcı Akif Doğanay geldi. Sizinle görüşmek istiyor." diyen yeni memurla başımı sallayıp ellerimi başımdan çektim. Bedenim yayıldığım sandalyeden ağır ağır havalandı. "Eymen oyun alanında. Odaya gelirse sahip çık. Gözün burada olsun." deyişimle hızla başını sallayıp kapıda kenara çekildi. "Nerede Akif?" diyerek yürümeye başladım. Odadan koridora akıttığım bedenimi takip ederek arkamdan attığı aceleci adımlarla hızlı olduğumu anladığımda biraz olsun yavaşlamıştım. "Sorgu odasında amirim. Sorgu daha başlamadı." sözleriyle omzum üstünden göz teması kurup başımı salladım. Adımları durduğunda hızla merdivenleri inen ayaklarımdaki isteksizlik her yanıma bulaşmış gibiydi.

Sonunda indiğim merdiven basamaklarından sonra bodrum katına inmek için sağa çevirdiğim bedenim girişin hemen solunda kalan bekleme alanındaki yüzlerle dondu. Attığım adımım yerine tekrar oturduğunda siyah tekli koltuklardan birinde oturan Gufran itinin üzerine eğilmiş, hararetle bir şeyler konuşan Aydan'la kaşlarım çatıldı. Çevrede gelişigüzel gezdirdiğim bakışlarımla, herkesin işinde olduğuna kanaat getirip temkinli bir kaç adım atarak bana ulaşmayan sesleri işitmek amacıyla oturma alanına yürüdüm. Gergin ve beklenti içinde olmam fazlasıyla saçmayken kalbimdeki ani ataklar yeri zangır zangır titretiyordu. Dudağımda tekrar hissettiğim ağırlık, soluksuz kalmama neden olurken duyduğum kelimeler ciğerlerimde hatrı sayılır bir buruşmaya sebep oldu.

"Sana güvenerek anlattım. Güvenimi her seferinde boşa çıkarıyorsun, seninle bir ilişki yaşıyoruz sanıyordum ama artık böyle olmadığını düşünüyorum Gufran." diyen Aydan'ın gereğinden gergin, kızgın sesi beynimin duvarlarına vururken neyden bahsettiklerini anlamaya çalıştım. Zaten bu Gufran itine ne güven olurdu, ne de onunla bir yola çıkılırdı. Dilinin kemiği olmayan, erkek haliyle dedikodu kovalayan bir erkekten ne beklenebilirdi? Meryem de çok şey beklemişti, bu ite bakışları çoğu gece saatlerce içirmişti beni.

"Abartmıyor musun? Ne olmuş öğrenilmişse, boynuna ip bağlayıp asmazlar merak etme." diyerek ayaklanan Gufran'la parmaklarım avuç içime saklandı. Varlığı feci halde batıyordu, ölse üzülmeyeceğim tek insan bu şerefsizden başkası değildi. "Abartıyor muyum? Defol, görüşmeyelim bir süre." diyerek işaret parmağını havada sallayan Aydan'ın dolu dolu olmuş bakışlarıyla çarpıştı bakışlarım. Dudakları titrerken yüzüne dökülmüş saçları, alıp verdiği nefeslere titriyor, havalanıyordu.

"Bir sorun mu vardı?" dedim şüpheyle. Tartıştıkları konu her neyse baya ciddi bir sorun olmalıydı. Dudakları aralandı, sonra kapandı geriye. "Amirim, hallederim. Teşekkürler." diyerek sonunda konuşabildiğinde titreyen, aralarda kesilen sesiyle bakışlarımı yanında dikilen yalı kazığına çevirdim. "Buraya bir kadını rahatsız etmek için mi geldin? Emniyet binasındasın, atayım mı nezarete?" dedim ters sesimle. Elimden gelse hapse de atardım ya, gelmiyordu. "Konuşmak isteyen, buraya çağıran oydu. Çalışma saatleri esnerse belki dışarıda buluşuruz bir sonraki sefere." dedi alayla. Elleri bacağını saran kotun ceplerine girerken yükselttiği omuzlarına ters ters baktım. "Hem bir kadına nasıl yaklaşılması gerektiğinden haberin olduğunu da sanmam." diyerek Aydan'a çevirdiği bakışlarıyla düz düz karşısında kalan kadını izledi. "Özür dilerim, kimse bir şey öğrenmez. Meraklanma." dediğinde cevap beklemeden attığı adımlarla yanımda durdu. Keyifli bakışları gelişigüzel yüzümde dolandı.

POLİSLE BAŞI DERTTE( TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin