39| buz dağının görünen kısmı

2.8K 280 86
                                    

well durağan bir bölüm. Pek bir şeyler yok açkçsı. tatilde olduğum için bölüm yazmam gecikti sorry ama yavaş yavaş finale gidiyoruz o yüzdeeeen bu şekilde gitmemizde bir problem yok herhaldeeeee seversiniz umarım

İyi okumlar

Şarkı da Angel In Your Eyes arkdşlr çok fazla söyleyeni var yazmaya üşendim sadece keyfim yerinde şimdi saçma bi şarkı oluyo ama güzel bi şarkı medyada ok bye




Sanırım yaşamam gereken hayatın ne olduğunu keşfetmiştim. Bunu onunla vakit geçirdikçe anladım. Bilmiyorum, şu ana kadar birçok ortamda bulundum, gezdim, tozdum, birçok tecrübe edindim, bir sürü insanla yaşadım ama hiçbirinde şimdiki gibi hissetmedim. Evimde gibi yani. Bu tuhaftı biraz çünkü anlamsızca ve amaçsızca yaşadığımı fark etmiş olmak o yıllara üzüntüyle bakmama neden olsa da kendim ve bizim için daha iyi bir gelecek kurmayı planlıyor olmak da bir nebze iyi hissettiriyordu. Düşününce yani ne için yaşıyorduk ki? Diplomalar mutluluk değildi, sırf para mutluluk değildi, eğer yalnızsan yeni şeyler keşfetmek mutluluk değildi. Hiçbirinden yeterli zevki alamamıştım, yani tek başıma Paris'e gittim. Louvre müzesini gezdim, Mona Lisa'yı gördüm, Eyfel'i. Ne oldu yani?

Zaman geçti. Havalar ısındı ama yine de onun elini tutmayı bırakmadım, ona sarılmayı, onun sıcaklığına sığınmayı. Hiç bırakmadım. Tuhaf, bağlılık hissi de diğer her şey gibi benim için yeniydi ama sanki en iyi olduğum şey buymuş gibi hissediyordum. Taehyung'a bağlı kalmak.

İşi bıraktım, hiçbir şey yapmamaya döndüm. Diplomalarımı teneke bir kutu içinde yakmaya yeltenmiştim, bir halta yaramayan kağıt parçalarını. Diğer bütün yakma girişimlerim gibi bu da Taehyung'un engellemeleriyle son buldu, yine de onları tozlanacakları bir rafa kaldırdım. Bize fotoğrafları gönderen kişinin babam olduğunu öğrendiğimden beri tuhaf bir bunalımdaydım. Bu saatten sonra bir şeyleri kabulleneceğine hiç kabullenmemesini ve onca şeyin boşa gitmemesini tercih ederdim ama onların hislerini umursamayı bırakalı uzun zaman olmuştu. Hem Taehyung işine geri dönmüştü ve bir ev arıyorduk, ikimizin ve Haewon'un rahatça yaşayabileceği bir ev. İlişkimiz beş aydır devam ettiği için artık bazı evrelere geçiş yapabileceğimizi düşünmüştük. Gerçi normal bir çift için beş ayda aynı eve taşınmak biraz tuhaf olurdu ancak biz ilişkiye başladığımızda da aybnı evde yaşadığımız için sorun olmayacaktı. Umarım.

"Sakın elini bırakma, tamam mı? Bebek arabası bozuk eğer yorulursa kucağına alırsın. Uzandığı her atıştırmalığı yemesine izin verme. Sadece bir dondurma hakkı var."

Taşıyacağımız ev için Haewon'a bir oda ayarlamaya çalışıyorduk ve ben onun için Haewon ile birlikte gitmenin en doğru karar olacağını düşünmüştüm. Gerçi Yujin bu fikre pek sıcak bakmamıştı.

"Bana güvenmediğini düşüneceğim."

Bana öyle bir baktı ki gerçekten de güvenmediğini anladım.

"Sen Kim Kardashian'sın, tamam mı? Çocuğunu restoranda unutup gidecek tipte bir insansın."

"Doğru."

Gerçekten de arabadan inene kadar bir bebek olduğunu tekrarlayıp durdum ama bir anlığına gerçekten unutmuştum. Yine de çok geçmeden onun orada olduğunu hatırladım en azından? Anladığıma göre Hae fena olmayan bir derecede konuşmaya başlamıştı ama bana inat sanki özellikle susuyordu. İstediği bir şey olunca benim dikkatimi çekip işaret parmağını oraya uzatıyor ya da elimden çekiyordu. Gerçekten mobilya değil de oyuncak baktık sanki sadece.

Döndüğümüzde Yujin'e söylemedim ama bir dondurma, bir çikolata ve bir de meyveli yoğurt yemesine izin vermiştim. En azından hiçbirini tam bitirmemişti, toplasak bir şekerleme sayılırdı. Bu yüzden bu hesabı içimde tuttum. Alışveriş kaotik bir süreçti. Birkaç şey beğenmişti ama açıkçası mobilyalarla çok ilgilenmemişti, beni oyuncakçılara çekmişti, yiyecek stantlarına ve birkaç çocuk mağazasına. Tüllü bir etek ve prenses tacı istemişti. İstediği hiçbir şeye hayır deme cesaretini kendimde bulamadığım için iradesiz biri gibi hissediyordum.

Someone You Loved | vminTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang