30| özellikle de bu kadar seviyorken

3.2K 424 462
                                    

The Rose-She's In The Rain (bu arkadaşları pek tanımıyorum ama şarkı harika 😍😍)

"Sakın bir daha o kelimeyi kullanarak benimle konuşma."

En başta şok olmuştum. Elbette şok olmuştum! Onun bu şekilde söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim ancak Kim Taehyung ne pişman görünüyordu ne de çok üzgün, sadece kırılmış ve korkmuş görünüyordu.  Özür dilememişti mesela. Özür dilemesi gerekirdi. Ya şimdi birazcık zorlasa, iki dakika zorlasa beni, indirecektim yelkenleri ama yapmıyordu. Tepkimden korkuyordu. Ne vardı gözünü karartıp söyleseydi her şeyi? Ben de ona göre davranırdım.

"Sana anlatmaya çalışıyorum, kelimeleri düzgün seçemiyorum, bunda hiçbir zaman başarılı olmadım ama beni anlamaya çalışsan olmaz mı?"

"Ben mi seni anlamıyorum?" Şokla ona baktım. "Hayatım buna bağlı gibi güvendim sana, sen ne yaptın? Ne yaptın, Taehyung? Söylediğin hiçbir şey önemli değil, korkabilirsin de ama o son söylediğinin geri dönüşü yok, Taehyung."

"Biliyorum, biliyorum ama en azından-- Bu böyle olmayacak." Başını iki yana salladı ve gözlerini tekrar benden kaçırdı. Cesaretini mi kırmıştım? Mümkündü, nasıl öfkeli olduğumu dışarıdan görebiliyor olması gerekirdi.

"Bence de olmayacak. Sen hatalı olduğunu fark edemeyecek kadar kendini beğenmişken üstelik, hiç sanmıyorum."

"Asıl sen her şeyi benim üzerime yıkmaktan vazgeçene kadar... sanmıyorum," dedi o da. Az önceki çekingen tavrı kaybolmuştu. "Mantıklı bir şekilde üzerine konuşabilirdik ancak sarhoş bir adamın muhtemelen yarısını farkında olmayarak söylediği şeyler üzerinden beni yargılıyorsun."

"Sarhoşlar yalan söylemezler."

"Her zaman değil."

"Söylediklerinin hepsi düşündüğün şeylerdi."

"Yarısını hatırlamıyorum bile!"

Ellerini tezgaha yaslayıp bana doğru bir adım attı. Kaşları çatlmıştı.

"Doğru düzgün düşünebilmeye başladığımda fark ettim gerçekten terk ettiğini-"

"Biz bir çift değiliz, Taehyung."

"Ne demeye çalıştığımı biliyorsun, yokuşa sürme."

Sanırım sonunda onu bir kez daha sinirlendirmiştim. Acaba bunun bitişinde bana bu defa ne diyecekti? Çünkü geçenkinin sonunda söylediği şeyin bir üst seviyesi var mıydı, bilmiyordum.

"Eve geri dönmeni istiyorum," dedi.

"Dönmeyeceğim."

Normalde olsa birkaç saat ondan uzak kalıp dönecektim, planım buydu, şimdi onu görmek istemiyordum.

"Eve dönmeni istiyorum, Jimin."

"Her istediğimiz gerçekleşmeyebiliyor, Taehyung. Özür dilerim, bu gerçeği böyle fark etmeni istemezdim ama... Ben küçükken öğrenmiştim, böyle düşün. Kârdasın."

"Jimin, eve dönmeni istiyorum ve bu reddedebileceğin bir şey değil." 

Birbirimizi dinlemiyorduk.

İkimiz de. Ancak onun istediğini yapacağıma tüm binayı aleve verirdim, bilmesi gerekiyordu. O eve gireceksem, o evden bir daha kimse çıkamazdı şimdi. Son zamanlarda uysallaştım ve ona olan duygularım beni kör etti diye Kim Taehyung lafını geçirebileceğini sanmamalıydı. Ben canım isterse yapardım, istemezse de yapmazdım. Kimsenin sözünü dinlemezdim, hayır, beni bağlayıp zorla götürmesi gerekiyordu o eve. Ancak o şekilde girerdim. 

Someone You Loved | vminWhere stories live. Discover now