" Evet." diye mırıldanmıştı Taehyung telefonu yatağına fırlatıp bir yandan soyunurken. " Hava çok güzel bisiklet sürmeye çıkacağım."

" Burası yağmurlu. Her neyse, galadan birkaç gün önce gelsenize. İzin günlerimi size göre ayarlamak istiyorum. Zaman geçiririz." Taehyung tişörtü üzerine geçirdikten sonra telefonu geri almıştı eline. " Aslında gala günü orada olacağız. Sonraki bir hafta Kore'deyiz. Jimin'le Namjoon hyungu bilmiyorum ama ben zaten Seul'dan Daegu'ya geçmeyi planlıyorum. Uzun süre oralarda olacağım."

         " Beraber geçelim. Uzun süre bir işim kalmadı. Galadan bir hafta sonra Jungkook albümü çıkartacak. Birkaç gün onun yanında oluruz. Hemen hayır deme. Galadan sonra oturup konuşacağımızı hepimiz biliyoruz. Sonra Daegu'ya geçeriz. Hatta arabayla gidelim. Nasıl fikir?"

    Genelde hiçbir şeye bu kadar hevesli olmayan hyungunun böyle plan yaptığını görünce hayır diyememiş, kafasını sallamıştı. " Dönüşte arayayım mı seni? Bisiklet sürerken önüme bakmam gerek." Yoongi kıkırdamıştı. " Sonuçta bir ineğe çarpabilirsin. Bize çikolata getirin oradan. Sakın unutmayın."

    Taehyung kafasını sallayıp telefonu kapatacakken içeriye Jungkook'un girdiğini görmüş ve uzun süredir sosyal medyada da aktif olmayan arkadaşını ilk defa görmüştü. Gri saçlarını tekrar eski haline döndürmüştü, çekimler bitmiş olmalıydı. Arkadan onu çok seçemese de yorgun görünüyordu. " Tamam hyung. Görüşürüz hadi."

    " Hyung!" diye seslenmişti kapısını çalmadan önce. Namjoon daha erkenden kalkıp çalışıyordu, o yüzden uyanmış olabilirdi. Kapıyı aralayıp içeri girdiğinde düşündüğü gibi olduğunu görmüştü. " Kahvaltı hazırladım Jimin'le sana, dışarı çıkıyorum akşama kadar gelmem ben. Soğutmayın yaptıklarımı. Görüşürüz." Cevap vermesini beklemeden kapıyı geri kapatmış ve kendini dışarıya atmıştı.

...

" Bunun tadı gerçekten güzel." diye mırıldanmıştı Jimin, çikolatalı pankekin son lokmasını yerken. Uzun bir kahvaltının sonuna gelmişlerdi, aslında Taehyung'un ne yapmaya çalıştığını anlamışlardı. Kendilerini onun yanında garip hissedecek değillerdi fakat yine de garipti işte. İnsan istediği gibi davranmıyordu. Üçü de çok iyi zaman geçiriyordu tabii ki de ama Namjoon Jimin'i istediği zaman öpebilmeyi özlemişti. Taehyung onlara uzun bir gün vermişti. " Ne yapalım?"

" Hiçbir şey. Yatağa girip bütün gün bir şeyler izleyelim. Bol bol sarılıp öpüşebilir miyiz lütfen?" Namjoon Jimin'in isteğini mantıklı bulup ayaklanmış, daha sonra da sevgilisini kucağına almıştı. Jimin kıkırdayıp masanın üzerindeki tablete ulaşmaya çalışmıştı. " Ne izleyelim? Film mi dizi mi?"

" Geçen gün başladığımız diziyi izleyelim. Hatta baştan alalım, üzerinden çok geçti." Jimin kafasını sallamıştı, daha sonra kendini yumuşacık yatağında bulmuştu. " İlk önce yapmam gereken farklı bir şey var." Elindeki tableti kapatıp kenara atmış ve sevgilisinin dudaklarına bastırmıştı dudaklarını. Gerçekten onu öpmeyi özlemişti, yumuşacık dudaklarını ve her şeyden güzel tadı özlemişti. Alt dudağını çekiştirip dudaklarını aralamasını sağladıktan sonra dilini onun diliyle buluşturmuştu. Jimin elini onun yanağına koyup öpücüğü derinleştirdikten sonra başını tekrar yastığa koymuştu. " Dizi izleyeceğiz."

" Of." diye mırıldanmıştı Namjoon kendini onun bedeninin yanına atarken. " İzleyelim." Jimin tableti tutması için ona vermiş ve kafasını onun boynuna yerleştirmişti. " Evet çok rahat oldu."

" Ben bir yastık mıyım yoksa sevgilin mi?" Jimin gülümsemiş ve onun bacağına vurmuştu. " Felsefe yapma."


" Hey! Çok kabasın bugün." Jimin uzanıp onun çenesine küçük bir öpücük kondurmuştu. " Dizi izleyelim artık."

kiss me | nammin ✔️Where stories live. Discover now