Yoongi kafasına kadar çektiği yorganı kaldırıp elindeki telefonla ona baktığında uyumadığı için sevinmişti. " Yanına uzanabilir miyim? Yukarıda çok ses var."

Yoongi bir şey söylemek yerine yatağın diğer tarafına kaymış ve yorganı kaldırarak ona yer açmıştı. Başının altındaki yastığı çekip Taehyung'a uzatmıştı. " Saol hyung." diye mırıldanmıştı esmer olan. Yine de uzattığı yastık yerine hyungunun koluna sarılmayı tercih etmişti.


O evde hatırladığı son huzurlu anısını şimdi Jimin ona sıkı sıkıya sarılıyorken tekrar anımsamıştı Taehyung. O gün geçirdiği son mutlu günüydü ve başka hiçbir şeye değişmezdi. Şimdi de en yakın arkadaşı onun koluna sıkı sıkıya sarılmış uyuyordu. Telefonu tekrar çalmaya başladığında kafasını kaldırmış, küfür ederek bir kez daha telefonu sessize almıştı. Ardından uçak moduna alarak kafasını yastığa geri gömmüştü fakat araladığı gözleriyle Taehyung'un uyanık olduğunu görmüştü. " Günaydın." diye mırıldanmıştı olduğu yerde gerinerek.

Taehyung İsviçre'ye geldiğinden beri on gün geçmiş olmalıydı, bu süre içinde geldiğinden çok daha iyi bir durumda olduğunu görüyordu Jimin. Buraya geldiğinden beri daha çok dışarı çıkıyorlar, sanat galerileri, müzeler, farklı restaurantlar ve birçok farklı yer geziyorlardı. Namjoon bir yandan sıkı bir şekilde çalıştığı albümü bitirmek üzereydi, bir yandan sevgilisiyle de iyi vakit geçiriyordu. Üçü gerçekten eğlenceli şeyler yapmayı biliyorlardı. Hepsinin ilgi alanına uyacak şeyleri yapmayı beceriyorlardı. Taehyung başta ikisinin ilişkisini garipsese bile, şimdi her şey çok daha normal geliyordu. İkili Taehyung geldiğinden beri baş başa bir şey yapmıyordu pek. Taehyung sadece ikisinin kahvaltı hazırlarken Jimin'in eğlenceli bir biçimde sevgilisini taciz etmesini izliyor, bazen yaptıkları atışmalarla gülüyordu. Her ne olursa olsun, buraya gelmekle iyi ettiğinin farkındaydı. Gerçekten çok daha iyi hissediyordu kendini. En azından girdiği çıkmazlara girmemeyi biliyordu artık.

" Sen biraz daha uyu. Ben aşağıya inip bir şeyler hazırlayacağım tamam mı?" Taehyung yataktan kalkıp sabahlığını üzerine geçirirken Jimin tekrar yastığına gömülmeyi tercih etmişti. Telefonunu da yanına alıp merdivenleri yavaşça inerken alt katın sessiz olduğunu görmüş, Namjoon'un da hala uyuyor olduğunu anlamıştı. Uzun zamandır ikisi birlikte zaman geçirmiyordu, bugün onlar için güzel bir kahvaltı hazırlayıp dışarı çıkıp alışveriş yapmayı planlıyordu. O yüzden elini çabuk tuttu.

Bir yandan kahvaltı hazırlarken çalan telefonuyla birlikte elinde çayıyla masaya oturmuş ve Jimin'in sigaralarından birini dudaklarının arasına sıkıştırmıştı. Yoongi'nin görüntülü aramasını cevaplayarak telefonu bir yere sabitlemişti. " Günaydın hyung."

" Günaydın." demişti Yoongi bir yandan bakışlarını bilgisayarından ayırmadan. " Çalışıyorsan niye aradın? Yoğun görünüyorsun." Yoongi işaret parmağını kaldırıp bir dakika beklemesini istediğinde Taehyung onun bakmadığını bilerek kafasını sallamıştı. Yoongi stüdyosundaydı, arkası her zaman olduğu gibi oldukça düzenli görünüyordu. Arkada çalan şarkının melodisi oldukça hoşuna gitmiş, ilerleyen şarkıyla Jungkook'un huzur verici sesini duymuştu. " Aslında işim bitmişti ama eklemeyi düşünmediğimiz bir şarkıyı eklemek istedi Jungkook. Şimdi onu bitirdim de seni arayayım dedim." Bir yandan telefonu eline almış ve ayağa kalkmıştı.

" İyi yapmışsın. Ben de şimdi kahvaltı hazırladım bizimkilere, gidip üzerimi değiştireceğim. Sen ne yapıyorsun?" Ardından çayından son yudumunu almış ve sigarayı küllüğe bastırarak ayaklanmıştı. Etrafın güzel göründüğünden emin olduktan sonra odasına girmişti. " Dediğim gibi çalışıyordum işim bitti. Jungkook'u bekleyeceğim. Oralar güzel görünüyor."

kiss me | nammin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin