End of Summer

386 54 69
                                    

Sıcak dudakların omzuma bıraktığı buselerle uyanırken gözlerimi açmadan ona doğru dönüp hafifçe tebessüm ettim "Merhaba."

Sigara kokan nefesiyle yanağımı da öptüğünde sonunda gözlerimi açabilmiştim. Calum'un sigarasının kokusuna bağımlı olduğumu itiraf etmeliydim. Tam olarak neli olduğunu çözemesem bile hoşuma gidiyordu.

"Günaydın." Calum yukarıdan dağınık saçlarıyla bana bakarken ne kadar güzel göründüğünü tarif edemezdim.

Susmuş sadece birbirimizi ilk defa görmüş gibi izliyorduk, ister istemez utanmıştım.

Hadi ama Gloria

"Ihm, Leah bugün gidiyor maalesef de onları kahvaltıya çağıralım mı?" Calum kalkmadan hemen önce alnımı da öptükten sonra başını sallayıp kıyafetlerimi üstüme savurmuştu.

Yaptığı şeyle kıkırdarken bana sadece "Ben çok geç olmadan onlara haber verirken sen duşunu alıp hızlıca aşağı iniyorsun. Sen işlerini halledene kadar ben de birkaç yemek tarifi videosu izlerim." demiş ve kapıya yaslanarak yüzüme bakmaya başlamıştı.

"Beceriksiz olmak çok zor."

"Kendi adına konuş çünkü yetenekli olduğum bir sürü konu var, bebeğim." kollarını birbirine sarıp dudaklarını büzerken üstüne atlama isteğimi işe gideceğim bahanesiyle bastırmaya çalışıyordum.

Aslında hazır ben çıplakken işimizi hızlıca halledebilirdik.

"Mesela?"

"Bence yatakta oldukça iyiyim, sence?" ilahi kıkırtısı dudaklarından dökülürken ona yastık atıp odadan çıkmasını sağladıktan sonra kıyafetlerimi hazırlayıp hızlıca bir duş almıştım.

Efil efil olan elbisemle Calum'a yardım etmek için aşağı inmeye başlamışken mutfaktan sesler duyuyordum "Ah, siktir!"

Can çekişiyordu.

Mutfağa adımımı attığımda etraf beklediğimden daha iyiydi. Sadece ocağı batırmıştı ve iki metre öteden patateslerle savaşıyordu. Omzuna dokunup ona masayı hazırlamasını söylediğimde piyango tutturmuş gibi sevinip bahçeye çıkmıştı.

Uyanınca içtiği sigara beynini zehirlemiş olabilirdi.

Benden beklenmeyecek bir şekilde patatesleri düzgünce kızartıp tabaklara ayırırken kapının çalmasıyla Calum'a açması için seslenmiştim.

Ashton ve Duke'un havlama sesleri     - evet Duke ne zaman havlasa Ashton da havlıyordu - eve dolarken mutfaktan çıkıp hızlıca onların yanına gitmiştim. Calum, Mali'nin Duke'u götürmesini istememişti. O yüzden Duke bir süre daha bizimleydi.

Ashton'ı öpüp minik oğlumu kucağıma alıp öpücüklerimle onu boğarken halinden oldukça memnun görünüyordu "Anne seni özledi oğlum."

Calum homurdanmaya başlarken Ashton "Açım." diyerek mutfağa girdiğinde kapı tekrar çalmış ben de Duke'u sıkmayı bırakıp onu yere indirdikten sonra kapıyı açmıştım.

Michael ve Leah yine değiştirdikleri saç renkleriyle eve girip bizle selamlaşırken diğerleri gayet mutlu görünüyordu.

"Siz ikiniz bensiz bir şey yapabildiniz mi?" Luke'un sorusuna göz devirdiğimde Calum ona çenesini kapayıp bahçeye çıkmasını söylemişti. Becerikli olmayabilirdik ama patates kızartabilecek kadar bilgimiz vardı.

Herkes bahçede yerini aldığında önce sessizce kahvaltı etmeye başlamıştık. Tabii daha sonra nasıl çıktığını bilmediğim Cassandra ile Leah arasında kavga çıkmıştı ve kavganın sebebi Luke'du.

Sassy || HoodWhere stories live. Discover now