Some Problems Brought by the Storm

651 73 70
                                    

Başlık bulmakta çok zorlandığım için ortaya saçma şeyler çıkıyor olabilir takmayın onları flqmrlwmtlwle

"O gün ağlayarak yanımıza gelip bizi kendi evine çektikten sonra olayları anlatıp sustu. Ciddi anlamda iki gündür doğru düzgün konuşmuyor." Leah başımda Michael ile dikilmiş beni incelerken çarşafıma biraz daha sarılıp sessizliğime devam ettim.

Saat öğlenin bilmem kaçı olmasına rağmen yatağımdan çıkmamayı tercih etmiştim.

Ben Gloria Janett Wilkins bir erkek tarafından reddedildiği için ağlıyordum. Eskiden olsa buna katıla katıla gülüp alay ederken şu an acınacak durumdaydım.

"Glo, konuş hadi bizimle güzelim." Michael yatağın ucuna oturup yüzümden çarşafı çektiğinde başımı iki yana sallayıp konuşmak istemediğimi belirtirken telefonumun çalmasıyla yerimde doğrulup ona uzanmıştım.

Babamın aradığını görünce cevaplamayıp tekrardan eski pozisyonuma dönerken odaya Cass ve Luke giriyordu.

Herkes çiftti ve Calum benim yanımda değildi!

"Siz sevgili çiftler olarak odamı terk eder misiniz? Midemi bulandırıyorsunuz." gülerlerken bıkkınca bir nefes verdim.

"Biz sevgili değiliz." Leah yakındığında omuz silkip "Olacaksınız." dediğimde Michael sırıtıyordu.

Birden kafama yapmam gereken şey dank ettiğinde sinsice sırıttım. İşime dönüp Calum için üzülmemiş gibi davranacaktım. Evet bunu yapacaktım.

Yerimden hışımla kalkarken Michael'a takılmamla yeri boylasam da bozuntuya vermeden ayağa kalkıp elimle saçlarımı düzeltirken arkadaşlarım bana çaktırmadan gülüyorlardı.

"Ben hemen duşa girip geliyorum. Calum Hood kimi reddettiğini fark etmeli değil mi?"

×

"Seni burada ilk defa görüyorum yeni misin?" siparişlerini bıraktığım çocuğun sorusuyla başımı sallayıp konuşmaya başladım "Burada çalışmaya başlayalı uzun zaman olmadı."

"Artık favori mekanım belli." arkadaşıyla gülüşmeye başladıklarında hafif bir tebessüm edip arkamı dönünce göz devirmiştim. Şu sıralar Calum hariç hiçbir erkekle muhatap olmak istemiyordum.

Etrafta gözlerimi gezdirip istek olmadığını görünce menüyü kendilerine siper edip fark edilmeyeceklerini sanan Leah ve Cassandra'nın masasına doğru yürümüştüm. Sözde Calum'un davranışlarını gözetlemek için gelmiş olduklarını söyleseler de Luke ve Michael'a göz kulak olmak istediklerini biliyordum.

"Fazla dikkat çektiğinizin farkında mısınız?" Leah göz devirirken Cassandra "Calum seni izliyor." demişti.

Arkamı dönüp Michael'ın yanından bana bakan Calum ile göz göze geldiğimizde bakışlarımı uzun tutmadan tekrardan kızlara döndüm "Benden kaçıyor."

"Sevgilisi olduğu halde onu öptün Glo, kaçması normal." başımı sallayıp oflarken yanlarından ayrılıp mutfakta yemek yapan Ashton ve Luke'un yanına girdim. Ashton'ın yemek yapabildiğini yeni öğrensem de bana yaptığı tatlıdan oldukça becerikli olduğunu görmüştüm.

"Ash yarın fırtına var diyorlar." tezgaha yaslanıp ikisini izlerken haberlerin söylediğini aynı şekilde Ashton'a iletiyordum.

"Biliyorum. O yüzden yarın kapalıyız. Zaten birkaç aptal sörfçü dışında kimse fırtınada sahilde olacak kadar aklını kaybetmedi." başımı sallayıp yemeği hazır etmelerini bekledikten sonra Luke'un götürebileceğimi söylemesiyle onu onaylamıştım.

Kapıdan çıkarken Calum'a çarpmaktan zoraki kurtulmuş yüzüne öylece bakarken o bir şey söylemeden yanımdan geçmeyi tercih etmişti. Aptal!

Sinirle elimdeki tabakları yerine bırakıp bir hışımla mutfağa girdiğimde Calum'un sigarasını içmek için çatıya çıktığını söylemeleriyle hiç düşünmeden çatıya çıkmıştım. Tam tahmin ettiğim gibi her zamanki sandalyesine uzanmış ayaklarını uzatmış ve rüzgarda sigarasını yakmaya çalışıyordu. Hiçbir şey söylemeden yanına çıkıp oturmadan dolaşmaya başladığımda hiçbir şekilde bana bakmaması kalbimi kırmıştı.

"Calum," dikkatini çekmek için adını seslendiğimde ifadesiz yüzüyle yüzüme bakmaya başlamıştı.

"Sana karşı duyduğum hisleri bana hissetmiyor oluşun benden kaçmanı gerektirmez. Seni öptüm ve sen bana olmayacağını söyledin. İnan bana bu sorun değil. Beni istemiyor olabilirsin zaten benden hoşlanmadığını buraya geldiğim ilk andan itibaren belli ettin. Becky dururken neden benim gibi bir şımarığı seçersin ki zaten?" kıkırdayıp dudağımı ısırırken yüzünü hiç değiştirmeden benimkini izliyordu.

"Sadece benimle olsan seni hayal kırıklığına uğratmazdım."

Calum'un kaşları havalanırken dediğimin farkına varıp "Tanrı aşkına Gloria Janett Wilkins! Bir erkeğe seni seçmesi için yalvaracak kadar düştün mü?!" dediğimde bu onu güldürmüştü.

"Öpücük için özür dilerim ama pişman değilim."

"İflah olmayacaksın değil mi?" başımı iki yana sallayıp sırıtırken Calum konuyu değiştirmek adına kapalı olan havayı işaret edip "Hadi aşağı in, üşüme." demişti.

Söylediğine ayak uydurup aşağı insem de bunun altında yatan anlam açıktı 'Başımdan siktir git Gloria'nın kibarlaştırılmış haliydi.

Kapıyı açıp içeri girecekken birbirlerini yiyen Cassandra ve Luke'u gördüğümde ses etmeden hızla mutfaktan çıkmıştım. İkisi de azgın kelimesinin sözlük anlamıydı.

Michael'ın yanına gittiğimde de Leah ile açık açık flört ediyorlardı fakat utandığından hala ona açılamadığını biliyordum.

Kapanma saatine yaklaşırken Ashton babamın onu aradığını ve burası için bir şeyler almasını istediğini söyleyip yanımızdan ayrılmıştı. Onun gitmesini fırsat bilen azgın Lassandra çifti de işleri olduğunu söyleyip gittiklerinde işlerinin ne olduğu oldukça açıktı.

"Michael, bana biraz Santa Cruz'u gezdirir misin?" Leah harekete geçtiğinde Michael büyük bir odunluk yapıp "Fırtına çıkacak." demişti.

Tepkisine karşın Calum öksürürken Leah yanaklarını şişirmişti "Araban var Michael."

"Ah evet." o ikisi de giderken Calum ile yalnız kalmıştık.

"Gitmiyor musun?" sorusuna karşın başımı iki yana sallayıp "Henüz değil." dediğimde omuz silkip etrafı toplamaya devam ettiğinde ona yardım edip bittikten sonra gitmek için hazırlanmıştım.

"Ben yavaştan gideyim çünkü fırtınada dışarıda kalmak istemiyorum. Gerçi fırtınada evde tek başıma ne yapacağımı da bilmiyorum. Becky sürtüğünden ayrılsaydın beraber bir şeyler yapabilirdik çünkü yağmur sesinden ve şimşeklerden deli gibi korkuyorum." çantamı omzumda sabitledikten sonra yanağına bir öpücük bırakarak hızlı hızlı evime doğru yürümeye başlamıştım.

Yolu yarıladığımda telefonumu mutfakta unuttuğum aklıma gelmiş ve kendime lanet ederek geri dönmüştüm.

Uzaktan gördüğüm ışıkları açık olan kafeyle rahatlasam da içinden koşarak çıkan iki iri adamla olduğum yerde kalmıştım. Sadece aklımda dolanan kötü düşünceleri uzaklaştırmaya çalışıyordum.

Sonunda bacaklarım çalışıp koşa koşa kafeye vardığımda gördüğüm manzara çok kötüydü. Çoğu sandalye ve masa kırılmış, mini barda bulunan içki raflarındaki her şey yerle buluşup tuz buz olmuştu.

Ama en kötüsü yerde hareketsiz bir biçimde yatan Calum'du.

E kızışsın ortalık artık anam sonu hiç istediğim gibi olmadı ama neyse

Calum öldü

Sassy || HoodWhere stories live. Discover now