Relationship Recommendations

404 53 74
                                    

Kalbim 🤧

"Calum bıraksana ya! Ben götüreceğim!" Luke'un hazırladığı tatlı tabağını Calum'un elinden çekmeye çalışırken ısrarla bana vermiyordu.

"Siparişi isteyenler benim baktığım masalarda Gloria." ellerimi tabaktan çekmeyip omuzlarımı çocuk gibi kaldırıp indirirken Calum tabağı daha sert çekip beni yere düşürmüştü.

Yüzündeki zafer gülümsemesiyle beraber mutfaktan dışarı çıkarken yerden kalkmayıp yemek yapan Luke'a bakmaya başladım. Babamın verdiği ceza yüzünden fazladan mesai yapıyordum. Mesela sabahın köründe buraya gelip tüm mekanı temizliyordum, tuvaletler de dahil.

Geçen gece kapıyı açtığımda bir polis memuru Calum'la beni karşılamıştı. Cherl'in bizden şikayetçi olduğunu söyleyip onlarla merkeze gitmek zorunda olduğumu eklendiğinde diğerleri de başımıza toplamıştı. Babam alev saçan gözlerimi üstüme dikerken polis arabasına bindiğimde Cassandra ve Leah ile de karşılaşmıştım.

Leah başını eğmiş öylece otururken Cassandra ona sayamadığım kadar küfür ediyordu.

Yarım saat kadar bizi nezarethanede tutmuşlar daha sonra babam, annem ve Calum'un uzun uğraşları sonucu Cherl şikayetini geri çekmişti. Tabii o sıra Cherl'in yanında Lena vardı ve bana bir kerelik olduğunu söyleyen Brendon da sevgilisini kolları arasında sarmalamıştı.

Ah, ne şirin

Sonuç olarak babam bana beklediğimden de hafif bir ceza verdiğinde sesimi bile çıkarmamıştım. Daha büyüğünü bekliyordum. Santa Cruz'dan sürgün edilmek gibi bir şeyler beklediğimden burayı temizlemek çok yormuyordu. Bir de Lena ve yanındakilerin Santa Cruz'u terk etmeleri beni fazlasıyla mutlu etmişti.

"Şşt Luke!"

Onun bıkkın mavileri bana dönerken yarım ağız sırıtıp "Var mı bebek falan?" dediğimde gözlerindeki bu kız bu zekayla nasıl yaşıyor bakışlarını görmüştüm.

"Michael'a söyleyelim de sana verdiği içeceklerin alkol oranlarını azaltsın. Ters tepiyor çünkü." omuzlarımı silkerken önüme tabağı iteleyip masa numarasını söylediğinde yerimden kalktım.

Geri zekalı Calum kızlarla flörtleşiyordu. Ona götürmek için ısrar etmemin sebebi de kızın cidden güzel olmasıydı ve ben kıskanırdım. Luke'un hazırladığı balığı masaya bırakmaya çalışırken müşterinin kitabını düşürmemle özür dileyip düşürdüğüm kitabı yerden alırken istemsizce adına bakmıştım.

"Madam Bovary, güzel seçim." kitabı bırakıp "Başka bir isteğiniz var mı?" diye sorduğumda karşımdaki genç adam kitabı kavrayıp nazikçe gülümsemişti.

"Okudunuz mu?" sorusuna karşılık başımı sallayıp gözlerimi kitaba diktim "Dersim için okumuştum, dediğim gibi güzel bir kitaptır. Afiyet olsun."

Adamın herhangi bir cevabını beklemeden arkamı döndüğümde bana mini bardan bakan iki çift gözle karşılaşmıştım.

Calum ve Michael.

"Kurallardan bahsetmekten yoruldum."

"Calum birileriyle flörtleşirken ona laf etmiyorsun Michael." lafıma cevap vermek için ağzını açmış ama cevap verememişti. Haklı olan bendim. Müşterilerin yüzüne donuk donuk bakıp onları buradan soğutadabilirdim ama yapmıyordum.

"Ben mi birileriyle flörtleşiyorum?" Calum parmağını kendine doğrultmuş yüzüme bakarken başımı salladım. Az önce kızların yüzüne bakıp bakıp gülen kişi ben değildim sonuçta.

"Bana baksana sen bir." çenemi tutup kendine çevirdiğinde elini iteledim.

"Ne var?"

"Bana trip atmayı keser misin?"

Sassy || HoodWhere stories live. Discover now