Rules Rules Rules

1.1K 98 147
                                    

Sabah kalkıp soğuk bir duş almış ardından da güzelce hazırlanıp sahile doğru yavaş yavaş yürümeye başlamıştım.

Santa Cruz'u severdim. Neredeyse her yaz tatilim burada arkadaşlarım ve ailemle geçerken şu an tek başıma olmak biraz canımı sıkıyordu.

Yürüye yürüye Teraryum'a yani çalıştığım sahil kulübüne geldiğimde içeriye adımı atmamla masaları silen Calum ile karşılaşmıştık.

"Günaydın." diye mırıldanıp gözlüğümü çıkarırken elindeki bezi bırakıp bana dönmüştü "Tam üç saat geç kaldın."

"Saat daha on iki, geç falan kalmadım." kolumdaki saate bakarak konuşurken Ashton'ın sesini duymuştum "Dokuzda açtığımızı göz önünde bulundurursak oldukça geç kaldın Gloria."

Omuz silkip "Ee ben ne yapıyorum?" diye sorduğumda cevabı bana Calum vermişti.

"Tuvalet temizleyeceksin."

"Bunu kesinlikle yapmam." fazla sakin cevap vermiştim çünkü kimse bana tuvalet temizletemezdi.

"Onu doğru duydun ayrıca Michael'a bir özür borçlu olduğunu düşünüyorum." Ashton bütün otoriterliğini sesine yansıttığında omuzlarımı düşürmek zorunda kalmıştım.

"Daha sonra cildimi bronzlaştırma iznim var mı?" kafamı hafifçe eğerek sorduğum soruya Ashton sırıtarak başını iki yana sallamıştı.

"Bugün ilk gününüz olduğu için sadece tuvalet temizleyeceksiniz Bayan Wilkins."

Burada kesinlikle sınanıyordum.

×

"Tuvaletler kapalı yazısını görmedin mi seni geri zekalı!" elimdeki fırçayı sinirle bırakıp kabinden çıkarken Calum'u beklemiyordum açıkçası.

"Öğürme seslerini içeriden bile duyabiliyoruz Ash beni buraya yolladı. İyi misin diye bakmaya geldim."

Ona cevap vermek için ağzımı açtığımda tekrardan öğürüp yeni temizlediğim klozete kusmuştum.

Calum hiçbir centilmenlik belirtisi göstermeden kabinin dışında öylece dikilirken ağzımı temizlemekle meşguldüm. İnsan bir gelir saçımı tutar sırtımı sıvazlardı ama o hödük sadece kabinin dışında lavabolara yaslanmış bir şekilde bekliyordu.

"Hamile falan olmadığına emin misin?"

"Her önüne gelenle yatıp kalkan bir tipe mi benziyorum?" diyip cevabını beklediğimde tam tahmin ettiğim gibi bir cevap vermişti.

"Evet. Dışarıdan babanın parasıyla yaşamaya alışmış şımarık sürtüğün teki gibi görünüyorsun." diyip tuvaletten çıktığında ağzını oynatıyordum.

"Sen de tam bir orospu çocuğuna benziyorsun." sinirle kendi pisliğimi temizledikten sonra mutfağa geçmiştim.

Luke o kadar hızlı çalışıyordu ki onu gözlerimle bile zor takip ediyordum.

Tamam çocuk bir Flash değildi ama hızlıydı işte yahu!

"Mutfakta bu kadar becerikli olduğunu tahmin etmiyordum." tezgaha oturup hazırladığı tabaktan bir patatese uzandığımda elime vurarak beni uzaklaştırmıştı.

"Kural 1: Müşteri yemeklerine asla dokunma." başımı sallayıp yaptığı şeyi izlemeye devam ederken tabakları önüme itelemesiyle sırıttım "Müşterin ben miydim yani? Aralarından en fazla seni sevdiğimi biliyorsun değil mi Hemmings?"

Tabağın ardından önüme bir önlük de itelediğinde yüzümü düşürüp tezgahtan kalkmıştım.

"Seni de sevmediğime karar verdim Luke."

"Masa on iki." elime iki tabağı da alıp yavaşça masaya taşımaya başladığımda ayağım takılsa da sağ salim varabilmiştim. İki kaslı çocuk oturuyordu.

"Merhaba, sanırım bunlar sizinmiş. Ben Gloria aslında burada çalışmak için çok güzel olduğumu umarım fark etmişsinizdir. İsterseniz size eşl-" iki kol beni çocuklarından masasından uzaklaştırırken sadece "Afiyet olsun." demişti.

"Ne yapıyorsun Michael?" beni itelemesine daha fazla izin vermeden ona doğru döndüğümde "Kural 2: Müşterilerle saçma sapan konuşma Gloria." demesiyle kendimi savunmaya geçmiştim.

"Ama sadece buraya daha fazla gelmelerini sağlamak için yapmıştım." dudaklarımı büzerken Michael omuzlarıma dostça vurup arkasını dönerken "Yine de yapma sen." demişti.

Kustuğum için midem bomboştu ve acıkmaya başlıyordum. İçeriye göz atıp herhangi bir istek olmadığını gördüğümde tekrardan mutfağa Luke'un yanına döndüm.

Ashton da yanındaydı ve bir şeyler konuşuyorlardı.

"Biliyorum işler yoğun ama içeride bazı sorunlar yaşadım ve midem çok kötü. Biraz yemek yiyebilir miyim?" kibarca rica ettiğimde mutfak kapısı açılıp Calum ve Michael girmişti.

"Paydos zamanlarına bayılıyorum." Michael masanın üstündeki sandviçlerden birine uzanıp personel kapısından çıktığında diğerleri de onu izlemişti. Arkada kalmamak için ben de peşlerinden giderken bir merdivenle karşılaşmayı beklemiyordum.

Buranın bir çatısı olduğunu da bilmiyordum aslında.

Ashton şemsiyeyi hazırlayıp gölge bir alan oluştururken hepsinin yere oturmasıyla üstümü süzdüm. Üstümdeki şort fazla pahalı bir şeydi ve yere oturarak onu mahvedemezdim.

"Biraz daha orada durursan eriyeceksin Glo, hadi." gruptakilerin hepsi bana bakarken gözlerim sandalye arıyordu.

"Üstümdeki maaşından fazla olan şeyleri yere oturarak batıramam." köşede olan sandalyeye gözlerim takıldığında onu alıp şemsiyenin altına çektim.

Onlar kendi aralarında gülüşüp, yemeklerini yiyip, soğuk biralarını içerken bana bira vermemeleri yüzünden sessizce denizi izliyordum. Calum'un benimle derdi neydi bilmiyordum ama birayı sadece onun yüzünden alamamıştım. Michael bana uzatırken saçma sapan laflar etmiş ve içmemi engellemişti.

"Çok değil en fazla on dakika sonra herkes aşağıda olsun." Ash, Luke ve Michael ayaklandığında başımı sallayıp doğru düzgün yiyemediğim sandviçimden küçük bir ısırık alırken Calum'un sigara yaktığını görüyordum.

"Kendini boş yere zehirliyorsun." elimi uzatıp vermesini beklerken ezikleyici birkaç bakıştan sonra kemikli parmaklarıyla sigarasını dudağından çekip dumanını havaya üflemişti.

Sigara içen insanlardan çok hoşlanmazdım.

"Kurallardan haberin var mı senin?" sorusuna karşın sandviçimin son parçasını ağzıma atarak başımı salladım.

"Luke ve Michael iki tane kural söylediler."

Sigarasını bitirmeden söndürüp çöp kovası niyetine kullandıkları fıçının içine attıktan sonra hala sandalyede oturan bana üstten bakıp biçimli dudaklarının arasından konuşmuştu "Güzel o zaman bilmen gereken tek kural daha kalmış."

"Kural 3: Calum Hood'a bulaşma." diyip gitmesiyle sandalyeden kalkıp temiz havayı içime derince çekerken ben de söylendim.

"O zaman Kural 4: Gloria Wilkins'in yanında asla kendini ilahlaştırma, Calum sikik Hood."

Hadi atlayın birbirinizin üstüne

Sassy || HoodWhere stories live. Discover now