[°30]

3.1K 230 133
                                    

"Ben gayim."

Bu sözler ağzımdan çıktığında bir salisede sanki Deniz'in gülümsediğini fark etmiştim, ama dediğim gibi bir salisede olan bir şeydi, belki olmamıştı.

Kollarımla bacaklarımı kendime çektim ve iki yandan bacaklarıma sarsılmıştım.

"Beklemiyordun değil mi?"

Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu ve başımı dizlerimin üzerine koyup ona bakmaya devam ettim.

"Belki artık benimle durmak istemezs-"

Deniz işaret parmağını dudaklarımın üstüne koydu ve derin bir iç çekti.

"Boş konuşacaksan hiç oksijen israf etme kaptan."

Onun bu tepkisine dudaklarım yukarı kıvralırken parmağını dudağından çekmişti.

"Başka kimler biliyor?"

"Sen ve İlayda. Daha Selim bile bilmiyor."

"İlayda'nın tepkisi ne oldu peki?"

"Ne güzel işte birlikte göt keseriz demişti."

Deniz önce yanaklarına hava doldurmuş sonra da hepsini dışarı çıkartıp gülmeye başlamıştı.

"İlayda alem kız ya, onunla neden arkadaş olduğunu çok iyi anlıyorum."

Yüzümde bir gülümseme belli olduğunda Deniz'in bir yere gözlerini kapatmadan baktığını fark ettim. Baktığı yere baktığımda voleybol sahasının içindeki bir kişiye, üç kişi oradan gitmeleri ile alakalı bir şeyler söylüyordu. Deniz ayağa kalktığında bir elini bana kalkmam için uzattı.

"İçimdeki melek canlandı Kayra, oraya gidip neler döndüğünü öğrenelim mi?"

Kafamı dizlerimden çekip bir elimi ona uzattım.

"Gidelim bakalım."

Ondan destek alarak kalktığımda voleybol sahasına doğru ilerlemeye başladık.

Sataşan çocuklar, on dört yaşında olduğunu düşündüğüm çocuğun üzerlerine yürüyorlardı. 

"Ya bizimle maç yap, ya da buradan siktir olup git."

Sesin sahibi esmer siyah saçlı bıyıkları çıkmaya başlayan birisiydi.

"Ne o, bir kişiye karşı üç kişi maç yapmayı planlamıyorsunuz değil mi?"

Deniz'in sesi sahada yankılaldığında üçü birden bize dönmüştü. Onların yüzlerinde sinir bozucu bir sırıtma olduğunda kaşlarımı çatmıştım.

"Birkaç muhallebi çocuğu, bizimle oynayınca ağızlarının payını alırlar."

En uzun çocuk konuştuğunda dudaklarımı yaladım ve o çocuğun yanına gittik.

Yazı tura faslından sonra servis çizgisine geçtim.

"Etkili servis."

Deniz'in sesi ile topu havaya attım ve adeta bir kuş misali zıpladım ve topa smaç vurdum. Top karşı sahanın ortasına düştüğünde yüzümde bir gülümseme oldu.

"Topa vurmayı özlemişim."

Deniz'in bana gülümseyerek baktığını fark edince ben de gülümsedim. Topu bize yolladıklarında topu yanındaki çocuğa uzattım.

"Servis atmak ister misin?"

Çocuk başını aşağı yukarı salladığında topu aldı ve servis çizgisine geçti. Topu karşıya attığında topu buraya attılar. Deniz topa smaç vuracakken önünde kollarını açmış duruyorlardı.

Pasör • Bl | BittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin