[°25]

3.5K 230 44
                                    

Kayra:

"Bugün iki tane maç olacak. Birinci takım değil de ikinci okuldan tırsıyorum."

Betül bunları söylerken elindeki deftere kısa bir bakış attı.

"İkinci okulun savunmaları, ataklarına göre daha iyi. En son yaptıkları maça göre şunu söyleyebilirim ki savunmaları daha çok gelişmiştir. Senkronize atağını yaptıklarını görmedim, bu bize bir avantaj sağlayabilir. Bu kağıtlarda oyuncular hakkında bilgiler mevcut. Aralarında tek göze çarpan Salih Kancalı oldu. Onun değerleri diğerlerine göre bir tık daha fazla, bu yüzden takımın yıldızı o oluyor."

Betül sabah sabah hepimize toplamış, bilgiler veriyordu. Hepimizin eline tutuşturduğu kağıtlara baktığımda takım çok güçlü gözükmüyordu ama bu güçsüz olduklarını anlamına gelmiyordu.

"İlk maçtaki takımdan daha zorlu okullar ile yarıştınız. Bunu yapacağınıza inanıyorum."

Herkesin yüzünde bilinmezlik devam ediyorken Betül hepimize tekrar bakıp dudaklarını çizgi yaptı.

"Koç düşünüyordum da dizilişlerde hazırlık maçında yaptığımız gibi mi yapsak?"

Koç elini çenesine koyup Betül'ü onayladı. Deniz'e baktığımda yüzündeki gerginliği hissetmiştim. Elimi omzuna koyduğumda korku içinde gözüme baktı.

"İyi misin?"

Başını usulca aşağı yukarı salladığında koça dönüp dediklerini dinlemeye devam ettik. Koç bileğindeki saate baktı ve ayağa kalktı.

"Gitme zamanı geldi."

Takıma baktığımda herkes biraz gergin gözüküyordu. Bu benim kaptanlığımda ilk resmi maç oluyordu. Onlara ne yapmam gerektiğini pek bilmiyordum. Kuru motivasyon sözleri hiçbir halta yaramayacağını biliyordum ama onlara güven vermek için ne söylemeliydim?

"Kuru kuru konuşmaktansa sadece tek bir şey diyorum. Elimizden geleni yapalım."

Mert'in az önceki gergin yüzü gülümsemeye almıştı. Atakan sevgilisinin boynuna elini atıp kafasına çekip bir şeyler fısıldadı. Ortam az öncekine göre daha çok yumuşamıştı.

Minibüse bindiğimizde diğer okuldan kişilerde minibüslerinde yerlerini almıştı. 

Deniz yine oyun oynamaya başladığında ona daha çok yaklaştım.

"Maçtan önce kendini sinirlendirmesen mi?"

Deniz ekrandan başını ayırmadan ekranın sağ tarafına aralıksız basmaya başladı.

"Beni kendinle karıştırıyorsun Kayra."

Deniz gülümsediğinde omzuna yumruk attım.

"Çok kötüsün."

Ona küsmüş gibi yaptığımda Deniz daha çok gülümseye başladı.

"Şu an oyundan çıkmam engel yerim, birazdan kalbini alacağım."

Birkaç dakika sonra Victory sesi gelince onun takımının kazandığını anladım.

"Kayra."

Adımı seslendiğinde cama baktım.

"Hadi ama küsmüş olmazsın."

Tabii ki küsmedim, şu anda Deniz ile uğraşmak istiyordum.

"Sana Capri Sun alacağım."

Benim o içeceği çok sevdiğimi çok iyi biliyordu ve bunu hep kullanıyordu. Ona yan gözle baktığımda gözleri her zamanki gibi parlıyordu.

"Her seferinde hile yapıyorsun."

Deniz ellerini bilmiyorum anlamında açtı ve gülümsemeye başladı.

"Bu maç için içimde iyi hisler var."

Ona baktığımda gülümsedim ve ona katıldığımı belli etmek için Başımı salladım.

"Benim de."

Turnuvalar için yapılan spor merkezine geldiğimde içimde heyecan kendini belli etmeye başlamıştı. Bölgenin birçok yerinden gelen kişileri gördüğümde heyecanım daha da artmıştı.

Siyah-beyaz formama baktığımda 1 numarasına elimi koydum. Bir süre durup aptal gibi sırıttım. Omzumda bir el hissettiğimde o tarafa kafamı çevirdim ve Deniz'in mavilerini gördüm.

"Kaptan, hadi gidelim."

Ona başımı salladım ve sahaya girmiştik. Sana kocamandı ve üç ayrı saha vardı. Biz A blokunda olduğumuz için sol taraftaki saha da oynayacaktık.

Isınmalardan sonra koç bize smaç atıyordu. Biz dr onu karşılamaya çalışıyorduk. Hepimiz topu düzgün gönderdiğimizde takıma son bir kez baktım. Bazı kişiler hâlâ çok gergindi ne yapacağımı bilmiyordum.

Kuru kuru cesaret verici konuşmaların ise yaramadığını biliyordum. İçimi geren hoştan kurtulamadığımda Hakan öne çıktı. -takımın liberosu-

"Ben sizin gölgeniz olacağım ve arkanızı koruyacağım. Ben size lütfen siz de bana güvenin."

Hakan çok başarılı bir liberoydu. Geçen seneki maçta birçok okulu kendine çekmişti. Ama o bizi bırakmayıp bu takımla ilerlemeyi seçmişti.

Libero aynı zamanda arka savunucusudur. Topları yerden sadece 1 santim ile kurtarıyordu.

Takıma geri baktığımda hepsinin kötü ruh hali gitmişti. Hakan'ın yanına gidip elimi omzuna koydum.

"Teşekkür ederim. Hepsi şu an daha iyi görünüyor, bir an ne yapacağımı bilememiştim."

Hakan bana gülümsediğinde başını önemli değil anlamında salladı.

"Önemli değil, Kayra."

"O zaman kazanalım bu maçı!"

Hep bir ağızdan herkes "Evet." diye bağırmıştı ve başlama sesi ile başlama pozisyonunda durduk.

"Bugün .... okulu ile .... okulunun ilk eleme maçı yapılacaktır."

Ve başladı.

"

(Düzenlendi.)

Ağlıyorum..

Pasör • Bl | BittiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon