[°5]

5.6K 427 128
                                    

**W: Her sonu 0 ve 5 bölümün sonuna bir şarkının Türkçe altyazılı halini koyacağım. İsteyenleriniz olursa bakabilir, bu sayede şarkı alışverişi yapmış olabiliriz.

Cumartesi  05.47

Okuldaki banklardan birinde oturuyordum, gözlerim kapamak için kirpiklerinin olduğu yeri zorluyordu. Ellerimi yanaklarıma vurdum, kendime gelmeye çalıştım. Dün Bim'den aldığım soğuk kahvenin üstündeki gri yere pipeti geçirdim ve içmeye başladım.

"Günaydın."

Betül yanıma oturdu, her zamanki gülümsemelerinden birini yolladı.

"Günaydın mı? Daha güneş doğmadı biz burada otobüs bekliyoruz."

Betül dediklerime güldü ve eliyle bana katıldığına dair bir işaret yaptı.

Cumartesiye kadar takımca çok çalışmıştık. Yeni teknikler denedik, son bir haftadır üzerinde durduğumuz tek teknik senkronize atağı olmuştu. İlk başlarda hep boşa basıyorduk, ama şimdi iyice oturmuştu. Senkronize atağı; dört kişi veya saha fazla kişinin zıplamasıyla pasörün onlardan birine topu atmasına deniyordu. Bu sayede karşı taraf ilk saniyelerde kimse atacağımı tahmin edemiyordu. Saniye deyip geçmeyin Voleybolda bir saniye bile çok kıymetlidir. 

Bunun yanında, Deniz ile çok iyi bir ikili olmuştuk. Tempoyu bir kere yakalayınca sayılar teker teker geliyordu. Her ne kadar iyi bir ikili olsak da hâlâ herkese karşı soğuktu. Artık onu kendine bırakmıştım ben sadece ona destek oluyordum.

Koç ve Egemen ağabey geldiklerinde hepimize el salladılar. Yoklamaya baktığımda gelmeyen tek kişi Deniz'di. Gerçi daha on dakika vardı. Okulun kapısından beyaz tişört giyinmiş, kırmızı gömleğini beline bağlayan birisi girmişti. Bu Deniz olmalıydı. Yanımızdaki banka oturdu ve eline telefonunu aldı.

"Kaptan~!"

Mert ve Atakan bize doğru koşuyorlardı. Acaba yine ne isteyeceklerdi?

"Efendim."

"Bu okulun tam olarak nerede olduğunu biliyor musun ya da kalacağımız otelin nerde olduğunu?"

Gözlerimi kısarak onlara baktım, başımı onlara yaklaşırdım. Yüzümde belli belirsiz bir sırıtma vardı.

"Hayrola niye merak ettiniz?"

Mert elini ensesine götürdü, konuşmaya hazırlanıyormuş gibi görünüyordu. Atakan bundan hayır gelmez der gibi bakıp cevap verdi.

"İnternetten tanıştığımız kızlarla buluşmayı planlıyoruz bu yüzden konum önemli."

Betül hemen cevap verdi.

"Okul ve otel Ataşehir'de."

Mert ve Atakan birbirine bakıp gülümsemeye başladılar. İkisi de ellerini yaşasın der gibi havaya kaldırıp indirdiler.

Okulun çevresinde minibüs sesi duyduğumda ayağa kalktım. Olduğum yerde biraz ısındıktan sonra minibüs bahçeye girmişti.

Mert ve Atakan önce ben gireceğim kavgası yaparak yanımızdan ayrıldılar. Onlara gülümseyerek bakarken arkadan onları takip ettim. Hepimiz minibüsün girişinde topladığımızda koç konuşmaya başladı.

Pasör • Bl | BittiWhere stories live. Discover now